Kaç nefes eskittim senden sonra, Kaç meczup güneş devrildi, Mor dağların başında… Sen şimdi, Yoksun ya… Ektim ya seni bencileyin Tohum tohum toprağa… Her bahar ko..
Ne arsız ikircikli susuşlar. Kallavi bir Osmanlı tokadı aşkeder kimi, Kimi samur bir dokunuş… Fesat bu gülüşler fesat. Kestirip atıyor kıymığına bakmadan, Yaradan geçi..
Yokum bakın ünitesinde, Bir akşamüstü… Tellerle küçük tepelerin insafındayım. Ovaları severim ama, Ufkumu bilmek isterim… Sohpetsiz olur misafirliklerim, Taziyelere er..
Ve salkım söğüdün gölgesinde, Düş kurmaya alışkın gözlerim... Bir duvar resmiydim çok yıllar önce, Siyah bir avcı elinde gergin bir yay, Sapladığı ok böğrümde kaldı... Kanı..
Mesela, Başparmağımda kurdeleymiş soluklanmak… Ve ben bakmamışım bir zaman. Nasıl olur çatlaması damarların… Kılcal kılcal… Kıl… Cal… Gözümün bebekleri Sütten ..
dağlaryalnızlıkovalar sonsuzluktopraknihayetti... tıfıldı...ilk fırtınadatakati kesilecek kadar.içinimesken tutmuşkarıncalarlakara bir<..
Şiir yazıyorum...Gecenin geç vakitlerinde.Beyaz badanalarla, Yol üstü boş duvarlara, Büyük harflarle, Yüzüm maskeli.Şahidim yok, sorarlarsa eşgalim... ''Yaşasın...'' diyo..
Bir kere inlememiştir, Sinesini delerken taş ustası. Hiç bir ah onun ki kadar, Savrulmamıştır diyar diyar. Nasıl bir aşktır ki buDavudi lebbeyk softası, Bir ahı zul saymıştır..
Ve kapı açılır yavaşça gıcırdayarak.Çıkar dışarıdan dışarı bir hayal ağlayarak... ''Bakmıyor çeşmi siyah feryade'' Karadenizden esen yel...Poyraz desem değil...Nasıl bir hüküm ki..
Oyalandünyata lan...Varoşlardaçiğdem tutmuş.Kalleş sözlerle, sahtemitinglerde... Kimirkilir?Otuz pare paretoptan... Ne densiz<..
1967doğumluyum. Lise mezunuyum. Okumayı ve yazmayı hep sevdim. Kelebek kanadı kırılganlığında bir ha..