Adının güzelliğinden çok, ağır manalar taşıyordu kimliğinde.Hasret, hasret olalı dillerden düşmüyordu. Nice ruhlar vardı ki hüzzam makamının her notasına hasreti iliştirmişti.Hasret hasret o..
''Ah etsem kime dokunur ziyanım, Beyhude gelir bana bu isyanım.''İlk günleriydi...Yeni gelin edasıyla, işveli ve de cilveli açılırdı her daim.Geceden bozma sabahlarda, güneşin a..
Ovalasam... İçinden lambanın cini gibi, sürahinin cini çıksa!... Ne dilerdim ki? Biliyorum! Üç dilek asla yetmeyecek Bu dünyanın bozuk düzenini düzeltmeye!!! Şöyle bir evde otursam!...
Viran olmuş bir köy evi... Köyün hemen girişinde terkedilmiş durur. Onun orda durması olağan bir durumdur. Bir gün gele, yerinde yeller ese!...Hangi göz fark eder, hangi yürek bir..
Köyün tertemiz havası, ruhunu dinlendirir insanın...Toprak evlerin yağmurla kucaklaştığı anlarda burcu burcu toprak kokusu sarar havayı. Bazen olur o toprak kokusuna mis gibi somun ekmeklerin kok..
Bugün, bedenimde küçülsün ruhumla beraber. Mevsimlerden yine bahar, aylardan nisan, günlerden pazar olsun. Hatta çok değil, yirmisekiz yıl öncesi olsun. Bugün, kemik tarak ustası dedemin evi..
Siyah önlük giydiğimiz beyaz yıllardı...Kimimiz bodye, kimimiz önlük kimimizde karalık derdi üzerimizdeki okul formasına.Bir türlü dilleri öğretmen demeye dönmeyen, öğretmenin tüm ik..
''Ah etsem kime dokunur ziyanım, Beyhude gelir bana bu isyanım.'' İlk günleriydi...Yeni gelin edasıyla, işveli ve de cilceli açılırdı her daim.Geceden bozma sabahlarda, güneşin alac..
Islak kaldırımların hikayesidir bu...Her yağmur damlası bir nefeslik ömür misali. Düşene kadar bütün ömür, bütün yaşanmışlıklar...Adımların çıkardığı sesler kadar nahif, sesler kadar..
Yazmayı sevdiğim kadar, konuşmayı sevseydim...Yazmayı becerebildiğim kadar, konuşabilseydim...Yazdık..