"Kalbim çarparak panjurun ipine uzattım elimi. Tüm hareketlerim ağır çekim. Yavaşça asıldım ipe. Gün ışığı önce küçük deliklerden süzüldü, sonra fışkırıverdi tüm gücüyle içeri. Gözlerim kamaştı. Bir..
Açıyorum sayfayı. Blog gir. Kafamdaki bütün cümleler kaçıp gidiyor o emri görüce. Blog gir. Girmeyeceğim. Gece boyunca yankılanmış cümleler halbuki paragraf paragraf. Şeytan dürtmüş kalk kaleme sarıl..
Kalbimi çarparak panjurun ipine uzattım elimi. Tüm harekettlerim ağır çekim. Yavaşça asıldım ipe. Gün ışığı önce küçük deliklerden süzüldü, sonra fışkırıverdi tüm gücüyle içeri. Gözlerim kamaştı. Bir ..
İngiltere'nin kışında kim mutlu olabilir ki… Paris'te romantik bir tatilin ardından terk edilen Sylvia'ya da mutluluk vermez o kış mevsimi. Gözüne bir kıymık batar. (The Eye-Mote şiiri bunun üzerinedi..
Nerde kalmıştık. Sylvia doğmuştu değil mi. Babasına düşman olmuştu hatta. Boston dedik ama doğduğu yer olarak. Sylvia‘nın doğduğu Boston Amerika’daki Boston’du tabii. Massachusetts Memorial hastanesin..
Sadece demir bir parmaklık var ölümle aramda. Parmaklık ayrılıverse betondan ya da ayağım takılsa sendelesem… Ölüm yakınımda… Ölümlüyüm… Kırılganım… Düşüversem boşluğa, parçalanır hayat… O kadar kolay..
Ben zaten hafiften takozumdur. Hiç gelemem öyle pozitif düşünelim, reikiyim, feng shuiliyelim hikayelerine. İçim daralır. Bağıra bağıra kaçasım gelir. Ve fakat tecrübeyle sabittir ki kaçılmıyor efendi..
Ellerim titrer açarken o paketleri. Korkarım falçata elimden kayıp yanlış bir yeri keser diye. Bir operatör titizliğiyle keserim kolilerin bantlarını. Paketi açıp bir süre bakarım. Derin derin nefes a..
Gözleri uzaklara bakan kadınlardan değilim ben. Konuşup duruyorum. İnatla hep yaşamayı seçiyorum. Kendi ayaklarımı seçiyorum. Kalabalığın içinde küçücüktürler çünkü. Ve komik... Tombul bir beden altın..
Tuğlası kitaplar olan dev bir kalede yaşıyorum ben. Duvarlarım sağlam. Duvarlarım zayıf. Beni hem koruyor hem açık ediyorlar. Her tuğlanın bir anlamı olunca o kale sizin zayıflığınız oluyor. Tuğlaları..
1972 yılıydı. Doğdum. Evde hep kitap okuyan iki kişi vardı. Büyüdüm, okullar okudum. Birşey öğrenmed..