Okan: ... Hafız bu senin misafir hatunların odasından gürültü geliyor sürekli. Ne yapıyor abi bunlar? İki saattir ‘kikir kikir...’ bi yazı yazdırmadılar insana. Bu kadar konuşacak lafı nereden bulurla..
Önümüzde siyah ve yeşil şişeli biralar, birinci sınıf sigaralar, rengarenk cep telefonları ve bir tabak papaz eriği vardı. Son yıllarda erik ya da elma - armut yiyebilecek kadar iyi hissetmiyo..
Tuncay: Gel Deniz’im gel hoş geldin. Ne iş? yüklenmişsin yine şişeleri dongidi dungidi efektleriyle giriyorsun kapıdan hacı. Deniz: Teselli diye bir şarap çıkmış iki milyona satıyorlar, aldım ge..
Öğlenin sonrası Akşamın öncesi Yaş otuz Yüzümde kaç günlük sakal Boğazımda sigara acısı Ağzımda uçuk Ellerim gitardan bıçık Karaciğerde leke Akciğerde su ..
Tuncay: ... Hoş geldin şekilcan... Abi iyi hoş da öğlene doğru gelseydin bari. Sabahın bu saatinde ne acelen vardı. Okan: Köy yerinde erken davranacaksın oğlum... Babacan şunların ucundan tutsan..
Ben Sadık amcayı çok iyi hatırlamıyorum aslında, yani şimdi gözlerimi sıkıca kapatıp hafızama ‘Haydi aslanım şu Sadık amcanın yüzünü bana bir gösteriver, özledim’ desem bir işe yaramaz. Hatırl..
Deniz: Dokuz altı yollarında, bir zincir boğazımda, sıkar sıkar gevşetemem, ağlayamam, ayda yılda bir kaçamak, kaçsak bile yaşamamak dokuz altı yollarında gülmek yasaaaakk! Okan: Oğlum kısac..
Bu resmin sizde olduğu aklımın ucundan geçmezdi... Çocukluk fotoğrafların vardır ya hani... Hiçbirisinde tek başına değilsindir, bir bakıma film karesi kadar değerinin olmadığı zamanlar... Kalabalığı..
(iki gün önce) Tuncay... Aynı asansörde birbirinin suratına bakmaktan korkan iki yabancı gibiydik o sıralarda, fırtınadan önceki sessizlik gibi bir dönemi yaşıyorduk. Hayat bize daha önce hiç gö..
Bir şeyler kötü gidiyordu ve ben yine beklemem gerektiğine kendimi inandırmakla meşguldüm. Bu turizm hadisesi her kış aynı azabı çektirirdi bize, biliyorduk. İnsanlar uzaktan bana baktıklarında kimse..
1978 doğumlu Antalyalı bir müzisyenim, devamını ben de bilmiyorum..