Ben o evi çok sevdim. Nasıl tarif edilir bilemiyorum ama, içimden o eve karşı öyle güzel duygular oluştu ki, gözümü alamadım o evden. Öylece bakakaldım ardı sıra. Öylece gözümü diktim, baktım o eve..
Kimi zaman o denli güzel oluyor ki yağmurun yağışını seyre dalmak. Usul usul, ince ince yağıyorsa o yağmur ve gökyüzü gri bulutlara bezenmişse ve caddeler, sokaklar sessizliğin kucağındaysa..
İbo aradı… “Siyaset yazmıyorsun Nihat” dedi . “Doğru” dedim. İbo “Neden?” diye sordu. Bir an için durdum... Nedenini bilmiyordum. İçimden gelmiyordu herhalde. Bende kendime sordum “Neden siyaset ya..
Cumartesi akşamı çıktık dışarıya. Eşim, kızım, ben… Soluğu festival alanında aldık. Kırmızı halı döşeliydi Antalya Kültür Merkezi’nin önünde. Güldüm… Elimde değil, ne yapayım? Harıl..
Halen toparlayamadım kendimi. Dört gün oldu, vücudumdaki kırgınlık devam ediyor. On beş saatte uyusam vücut toplamıyor kendisini. Diyet yapıyorum ama güce kuvvete ihtiyacım var. Dah..
Henüz daha güneş tamda kızıllaşmış bir haldeyken çıktım dağın yamaçlarında bir yerlere. Gözümü diktim Antalya’ya… Usul usul daldım seyre… Hemen önümde verebe yayılmış çam ağaçları… Üst yanı..
Sabahın daha erken saatleriydi pazar yerine girdiğimde. Az ileride, pazar yerinin orta yerlerinde bir yerlerdi… Köylü bir adam, başında kasketi, ayağında şalvarı, ağzında sigarası… Sigaranı..
Hayal kurmanın ne denli keyifli bir aktivite olduğunu daha küçücük bir çocukken anlamıştım. Kendini dinlemenin, kendini anlamanın en iyi yolu hayal kurmak… Halen dahi elimde değil, sık sık hayal kur..
Eskidendi o… Pazar günleri sabah erkenden kalkılır ve alınan gazeteler salonun her yanına dağıtılır, didik didik edilerek okunurdu. Eskidendi… Asfaltı dökülmemiş, çakıl taşlı, tozlu yolun üzerinden ..
Sabahın ilk ışıkları ile birlikte gözümü açtığımda, ilk işim, pencereye gözümü çevirmek ve günün rengini görmek için gökyüzüne bir bakış fırlatmak alışkanlığım olmuş... Bu sabah alışkanlığımı bir ke..
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..