Bu blogda, çalınmış bir sayfadan gizlenmiş bir sayfaya merhaba!..Duvara vurdukça nasırlaşan sol yumruğum acımıyor yüreğim kadar... Ki bunun adı acı bile değil artık... Günler dua edercesine ölüme..
...Her yer karanlıktı...Kaç bahar geçmiş, hazan olmuş, hüzünlere dönülmüştü... Sevmişlerdi birbirlerini belki kaderdi... "Bazı şeyler için erken ama bazı şeyler için çok geç kalmışlardı." Baba m..
hep bulanık akar Çoruhsaklanır albenekli ala kuytuda sazankaya gözlerinde kartal yuvasıüzerinde süzüm süzüm bir hazancoşar Çoruh yoluna sevdalıdırkoşar Çoruh sırrına bakmalıdır..
bir çöle düşmüş gibi sevdalıysa yüreğinayaz gecelerde karanlıktan korkuyorsanve kendini yapayanlız hissediyorsanacıyla kanıyorve usul usul ölümü gözlüyorsaney yüreği yaralı adam
...Yüreğimizdeki duyguların rehberliğinde çıktığımız içsel yolculuğun seyir defterini yazmanın telaşı içindeyiz. Kendi içimizde yarattığımız dünyayı, tıpkı yaşadığımız yeryüzü gibi kirletip tüketiyor..
Dilim dönmüyor söylemeyeSevgisizliğiniya dasensizliğimi...haklı olmanı isterdimsuskunluğunda...yanılmayıyalanlarında...böyle olmamalıydı demeye... dilim dönmüyor
Tükenmeden bilmelisinİçini dinleyeceksinKurt düştümükemirir yüreğini kem gözlerhayatın yarasını yüzün söylervurdukça hüzün kanıksanır türkülerdağa çıksan karetmezdağın ..
Memleketin en soğuk şehriydi. Yüreklerindeki sevgi buzları eritecekti. Hasret gurbete gem vurmuş, ekmek derdine düşmüş ve sılayı hiç unutmamışlardı. İkiside yabancıydı bu şehre. Erzurum Emniyet Müdür..
iyi düşünmedim annehiç bir şeyim yoktuyüreğimden başkayoksuldum..tedirgindim bilmiyordum..korkmuştum anne...ırmağın sesindenormanın derinliğindeninsanların çaka..
Sana seni anlatabilmek için artıkpencerelere koşmayacağım umudun bittiği yerde seni senden istemedensana sormadan sana aldırmadankendi yüreğimi avutupyanmadan yağmura salacağı..