Özenle hazırlanmış bir bahçe masasının iki sandalyesinden birinde oturuyorum sanki. Yağmur.. Bardakları rakı yerine, masayı -belki de beni- dövercesine yağan yağmur dolduruyor. Uzun, ince bardağın ..
Trenleri severim ben. Haydarpaşa’dan valizim ile demir homurtularını da katarak günüme, uzayıp giden rayları izlemeyi severim. Ama hiç vedalarım olmadı benim, peronlar arasında. Gidişlerim hep kurt..
Oysa ben... Ne çok severdim seni, Dudağının yanındaki yara izini, sesinde dokunduğum harfleri. Oysa ben... Ne çok özledim kokunu, Uyurken sarılışını, göz..
"Birinin olmak... Birine ait olmak... Haşim'in Piraye'si olmak mesela..." Hep derim ya, beklenmedik şeyler kökten değişimler yaratır diye. Yine öyle bir değişimin kollarında olduğumu ve o k..
Gecelerden pazartesiydi. Adam yoktu. Kadın karanlığa sığınmış, yalnızlığıyla sevişiyor , adamı aldatıyordu. Damarlarında pişmanlık geziniyordu. Umursamadı. Peş peşe üç sigara yaktı. Tüten duman bil..
Ben daha çocuktum. Senden daha çok çocuktum. Apayrı şehirlerde bambaşka hayatlar yaşıyorduk. Seni tanımıyordum. Eğer bu gece "yemek yanında sunulan şarap" konusunu aşka bağlayıp Adam'a söylemeseydi..
Durduk yere canı yanar mı insanın ? Ansızın ! Yanıyormuş sanırım yada bu sadece bana özel bir duygu. Öyle sık yaşıyorum ki bunu şu sıralar. Bilemiyorum. Her şey yolunda giderken, gökyüzünde..
Tam yirmi dört saat önceydi. Ben "öff, püff" diyerek mesajlarıma sürekli geç cevap veren Adam'ı bekliyordum.. Malum biraz sabırsızım. Üstelik doğum günü çocuğu olmuştum bir kaç saat önce. Dikkatimi..
Gözlerimi kapatınca uçan balonlar görebiliyorum.. hala çocuğum.. Küçük harfleri bas bas bağırabiliyorum.. Hala çocuğum.. Hayallere inanıyorum.. Hala çocuğum.. Aş..
Pera masalları çok sever biliyor musunuz? Sahi Pera'yı hatırlayanınız var mı? "Prens-esin uykusu" adlı postun kahramanlarındandı. Yakın zamanda görüştük onunla. Öyle çok anlatacağı şey vardı ki.. D..