Bugün gizlenmiş bir mektup buldum masa çekmecesinde, uzun zaman önce yazılmış. Şunlar yazıyordu mektubun son paragrafında, içim burkuldu okurken, dayanamadım ağladım... ''Bence en büyük hak..
Ben bu eve küçük hayallerin peşinden geldim. Bu küçük ev, geçmişte bıraktığım onca mutsuzluk ve acının üzerini yepyeni bir hayatla örtecekti. Kendisine sımsıkı tutunduğum bir hayatla… Yatak..
Dün Çeşme’ye gittim. Durmuş, denizi izlerken, dalmışım, yanıma yaşlı bir kadın geldi. Sanki daha önceden tanıyormuşum gibi, ‘nasılsın?’ dedi. Şaşırdım, ‘iyiyim, siz nasılsınız?’ dedim. Cevap vermed..
Ben ne zamandır seni düşünüyorum. Senin bundan haberin yok. Ne çok istiyorum yanında olmayı, seni dinlemeyi konuşurken. Sonra izlemeyi seni birşeyler yaparken. Ben ne kadar mutlu olurdum seni görm..
Sana yağmuru getirdim, İsli tepelerin ardından, Seni alıp getirdim. Oysa sen sonsuz sözcükleri birer birer yırtıp atıyorsun, Duymuyor musun beni? Kalk, ..
İyi bak buraya, Gidip gidebileceğin son yer burası... Dizsen de yanlışlarını bir bir sıraya, Her gün ve her dakika, Mutlak SON'un burası. ..
Soruyor musun, hiç neden Anlam arıyoruz yaşamlarımızda? Her anında, Neden yaşıyoruz? Neden doğup batıyor güneş? Neden bütün bu uğraşlar yaşamak için? Ne yapıyoruz… ..
… Neden olduğunu bilmiyorsun sen de, Düşünüyorsun, Ama bulamıyorsun, Tek, Bir ve, Yalnız… O hikâyelerin içindesin sen de… Geçmiş, acı bir ağrı gibi boy..
Yollar, Uzun ve yalnız, Gidiyorum… Bekleyenim var mı sessiz yılgınlıkların sonunda? Sussam da hayat konuştukça, Benim de söyleyeceklerim var… ..
Neden yazmıyorum? dedim sonra, neden yazıp da kurtulmuyorum? Beni ben gibi, olduğum gibi… Ben sosyal bir çevrem olsun istedim hep. Arkadaş gibi arkadaşlarım, dost gibi dostlarım olsun birlikte..