Bu sabah yine binbir telaşla hazırlanıp işe gitmek için kapı önünde canım annemle son vedamızı koklaşırken birden onun ne kadar güzel koktuğunu farkettim. Acelem vardı orada kalıp onu saatlerce koklam..
Hasretin ve hüzünün bitip başladığı son durak...Terminaller...Gidenler-kalanlar... Aslında bir zamandan diğer zamana geçiş gibi ayrılıklar, kavuşmalar... Bir geçiş noktası. Bir kapısın..
Bu sabah yine işe binbir telaşla işe gitmek için evden çıktım. Fazla vaktim oladığı için her sabah kahvenin önünde duran taksiye bindim. Güzel günaydın dileklerim yarıda kaldı. Taksicinin sinirleri bo..
Çaldığın kapıdan cevap yoksa. Artık telefonun da çalmıyorsa. Ve ilk yaprağın düşüşünü gördüysen tamamdır güz başladı. Sabahları daha da soğuk oluyorsa yatağın yalnızlığında, gece esen rüzgar artık..
Yıllar önce bir yazı okumuştum, yazının ana fikri; "hayatta herşeyi yeteri kadar yaşamaktı". Bir baba ve bir kız birbirlerinden havaalanında ayrılırken klasik vedalaşmalar yerine, herşeyin yeter..
Bazı zamanlar çığlık atmak istiyorum. Uçsuz bucaksız ovaların, dağların en üst noktasından son sesime kadar içli bir çığlık... Bunu yapmam mümkün olmadığı için ise çığlıklarım ya uykudayken atıyor..
En sevdiğim saatler geldi. Bu mevsimde bu saatleri çok severim ben. (Bu arada saat 17.18) akşam yeni yeni çökmüş kentin üzerine. Buralarda hava açık bu günlerde. Güneş batmış, kızıllığını gökyüzüne ya..
Dokunduğumuz her eşya aslında bir anıdır bize. Geçmişte bir günden bir hatırlatıcı bugüne. Çok büyükte olması gerekmez bu eşyaların. Belki bir kazağın üzerindeki iğne olur kimi zaman bazende masadaki ..
Şu adaletsiz dünyada elinde kalanlara bir bak önce... Senden alıp götürdükleriyle sana kattıkalarına bir bak. Artılarını ve eksilerini değerlendir hayatın. Hangisi ağır basıyor şimdi? Çıkmak isted..
Hayatımın yoksul yokuşlarını tırmanırken görüyorum; tek kahırolan ben değilim. Görüyorum; bir sürü çaresiz var etrafımda. Onlarda biliyor bu düzenin böyle yürmeyeceğini ancak çaresiz katlanıyoruz...