Üç arkadaş, o akşam çok şendiler. Yorgun ama çok neşeliydiler. Üçü de tatil sitelerindeki bir otelde çalışıyordu. Macit resepsiyonda, Şakir ambarda, Haluk ise katlarda görevli ..
Şaziye, yaklaşık on yıllık devlet memuruydu. İşine sadık, verilen görevleri titizlikle yerine getiren ve mükemmeliyetçi bir yapıya sahipti. Günlerden Cuma’ydı. Mesainin bit..
Tornacı Mustafa Usta, boş zamanlarında Sanayi’ye gelen gazeteleri okumaktan hoşlanırdı. Yerel gazeteler ona Kuşadası’ndaki haberleri iletiyor, bazen de köşe yazıları ilgisini çekiyordu. ..
Melih; askerden yeni gelmiş, iş arıyordu. Ancak günler çabuk geçiyor ve iş bulamadıkça bunalıma giriyordu. Seksenli yılların başında Kuşadası’nda hem işyeri azdı, hem de işlerin hemen..
Her nedense Kuşadası kıyılarında yazları genelde deniz dalgalı olurdu. Ancak; belkide yazın son günleri olduğu için, o gün, Sahil Sitelerinde fazla dalga yoktu. Şencan Hanım, arkadaşları Ma..
Didim, altın bir sezona daha girmişti. Sahilden denize esen ılık rüzgar, dalgasız dümdüz ve masmavi deniz, ağaçlarda koro halinde adeta şarkı söyleyen cırcır böcekleri, tertemiz, upuzun kumsallar…<..
Yetmişli yılların bir yaz gününde Semih iskeleden eve dönüyordu. O gün Kuşadası çarşısını dolaşmış sonra da limana yanaşan gemiyi seyretmeye gitmişti. Bokludere yokuşunu çıkmaya ..
Tren istasyonu Cemal’lerin evlerinin karşısındaydı. Bu nedenle bebeklikten alışıktı tren düdüğünün sesine. Düdüğü duyduğunda tren geliyor diye hemen pencereye koşardı. Çocukluğu i..
Küçüklükten beri muzip bir çocuktu Kenan. Evde, sokakta, okulda, çarşıda, her yerde muziplik yapmadan duramazdı. O gece; Seçkin’deki sinemadan dönmüş, fakat filmin etkisinde kalmış olmalı k..
Osmanlı’nın devlet politikası Girit Adasında Rumca konuşulmasından yanaydı. Adaya yerleşen Türklere verilen talimat “Rumcayı öğreneceksiniz, bu şekilde Rumlarla anlaşacak ve onları yöneteceksiniz” ..