-Tekmil ver asker! -Necati Söylemez Adıyaman! Emret komutanım! -Sen! -Hasan Çıtak Trabzon! Emret komutanım! -Sen! -Caner Taş Aydın! Emret komutanım! ..
Hasan büyük bir iştahla kağıt kalemi eline aldı. Yeni bir öykü yazacaktı. Güzel bir hikaye olmalıydı. Öykünün konusu kafasında tam belirli değildi. Kahramanlar, yer, olay net bir şekilde or..
Yirminci yüzyılın son yıllarından bir gün… Şevket, her ay çalıştığı muhasebe bürosunun evraklarını Aydın Sosyal Sigortalar Kurumu’na götürür, tasdik ettirirdi. Defterlerini tuttukları işyer..
-Yazdığım şiirler güzel değil mi Tarık! -Bana göre son derece güzel. -Fakat bastıramıyorum, elimde kalıyor. Yayınevleri kitap halinde şiirlerimin ortaya çıkması hususunda yardımcı o..
Bir yandan mevlüt okunurken, diğer yandan sünnetçi bekleniliyordu. Sünnetçi Metin Bey Söke’nin tanınmış bir simasıydı. Çok sayıda Söke’li çocuğu sünnet etmişti. Daha sonra da halkın sevgilisi olara..
-Oğlum sen nasıl oturuyorsun o evde tek başına? - Neden teyzeciğim? - Biz oturduk kiracı olarak daha evvel ya…”Dede”li o ev. “Dede” var. - Yaa… Fakat ben hiç görmedim. Siz n..
Veteriner arkadaşımızdan hayvanlarla ilgili bir öykü yazmasını istedim. O da, ben yazamam ama bir arkadaşım yazabilir dedi ve bana aşağıdaki öyküyü getirdi: "O'nun gözlerindeki büyülü dostl..
Varol ve Selim’e bu defa Kadınlar Denizi minibüslerinin son durağındaki Kayıp Cennet (Lost Paradise) plajında rastladım. İki kafadarın iki filozof gibi Kuşadası sahillerini dolaşarak edebi, siyasi,..
Bizim Ada’nın iki kafadarı Varol ve Selim, kendileri ile ilgili yazdığım öyküler çok hoşlarına gitmiş olmalılar ki, geçen Pazar beni buldular, sohbet etmek amacıyla kahvaltıya götürdüler. ..
Tarih öğretmeni Osmanlı-Rus ilişkilerini anlatırken Cemil bir an için kendisini Sovyetler Birliği’nde bir Rus sınıfındaymış gibi hissetti. Hoca Rus Çarı Deli Petro’yu o kadar çok övmeye baş..