"Ve ayrıldık ne varsa sildim herşeyi; o kadar özgür, bir o kadar da yanlız kaldım. Unuturum zannettim unuttukça yarım kaldım" diyor Candan ERÇETİN; aslında ayrılığı, ayrılmayı ne kadar istediğini an..
Aşk çözümümdü benim!\u003cbr\>Düğümlerin çıkmazından, elime düşen tek bir seni seviyorum'du. Gelişemedik uluorta. Durduk bulanıklığımızda; durulmadık durgunluğumuzda. Çarptık, düştük… Ayağa kalktık ..
Neden hayatın sürekli çok acımasız çok sıkıcı çok berbat bişey olduğunu düşünüyoruz bize verdiği onca güzelliği neden görmezlikten geliyoruz?. Her sabah kalktığımız zaman bugünde sağlıklıyım ve yaşıyo..
Görüyorsun işte, senin için çarpmıyor yüreği artık. Bir başka hayatta o, sende umutsuzca bir bekleyiş içindesin. Bekleme, bu bekleyiş öldürür insanı. Gitmek gerekir bazen, gönderilmeyi bekleme..
Birkaç yüzyıl önce... Papa bütün Yahudilerin Roma'yı terk etmeleri gerektiğine karar verir. Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir. Bunun üzerine, Papa ile Yahudi toplumundan önde gele..
"İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır", der Dostoyevski... Veda acısı, kabuğunu soyar insanın; yıldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer. Birlik..
Cesur olmalı insan... Cesurluktan kastım neyi çılgınca yapabildiğin değil... Sevgini değil, sevmediğinide cesurca söyleyebilmeli... Sevgisizliğini.. Yeri geldiği zaman onu seven insana bile..
Seviyorum ben sonbaharı. Kışa hazırlığın kendimizi kışa alıştırmanın en güzel yolu. Maalesef artık pek anlamı ile yaşıyamıyor olsakta sonbaharları, olsun gene de seviyorum ben. Hiç bir zararı yoktu..