- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Abant'ın gizemi
ABANT'TAYIM
Yalnız yaşayan bazı insanlar vardır. Ne sevmeyi bilir nede sevilmeyi. Yıllardır yalnız yaşamaya alıştıklarından veremezler bencilliklerinden ödün veremezler.
Korkarlar hayatlarına biri girip çalacak onlardan yalnızlıklarını. Korkarlar birilerine bağlanmaktan alışmışlardır özgürlüklerine. Hayatlarına birisi girdiği zaman kendilerini hapishanede gibi hissederler. Sanki ceza çekercesine acı çekerler. Veremezler karşısındakine sevgilerini çünkü alışmıştır onlar yalnızlığa. Alamazlar karşısındakinin sevgisini çünkü veremedikleri için almayı da bilmezler. Tıpkı ıssız ada gibi. İçine kapanıktırlar. Ruhlarındaki yalnızlığı ise ya yazarak ya resim çizerek yada müzikle giderirler. Çoğu da sanatçı ruhludur onların. Hayat boyuda yalnız yaşayıp yalnız ölürler.
İşte dün akşamda, Abant bana tıpkı yalnız yaşayan insanları hatırlattı.
Gökyüzüne baktım. Binlerce yıldız.
Gölün üzerinde yakamozlar. Göl ıssız aralarında kilometrelerce mesafe var.
Yıldızları o sevgilere benzettim gölü ise yalnız yaşayanlara.
Üzüldüm dedimki kendi kendime yazık ediyorsun. En azından denizlerin dalgaları var.Yıldızlara ulaşamasa kumlara ulaşmaya binlerce sevgiyi çekmeye çalışıyor.
Ama gölde ne kıyıya vuran dalga sesi var, ne motorların gürültüsü, ne de kendisini denize atıp bak sen gelmesende ben geldim diyen insanları var.
Sonra anladım ki ben göl insanı değilim. Ben deniz insanıyım. Ben birbirine sevgiyle dokunan kum tanesiyim.
Düşündüm ben göl insanı olmasamda göl insanlarını olduğu gibi kabullenip çok sevmişim.
Abant'ı da çok sevdim. Tıpkı göl insanları gibi.......