Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '07

 
Kategori
Meslekler
 

Dumlupınar denizaltı faciası

Dumlupınar denizaltı faciası
 

Size yüreğimizde bir yara olan denizaltı faciasını hatırlatacağım; 3 Nisan 1953 günü Ege' deki Nato tatbikatından dönen Dumlupınar denizaltısı Çanakkale boğazında sisli ve rüzgarlı bir gecede su üstü seyirle Gölcük donanma üssüne hareket halinde idi, tatbikatta yerli ve yabancı müşahitlerin taktirini kazanan bu kahraman Leventler başarının verdiği huzurla sevdiklerini düşünerek uykuya dalmışlardı. Köprü denilen üst güverte de 3 subay 3 assubay ve 2 erimiz nöbetteydiler; Saat 02.15 i gösterdiğinde Çanakkale Nara burnunda Türk denizaltı tarihinin en büyük kazası yaşandı. Dumlupınar'a İsveç bandralı yük gemisi Nobolant çarpmıştı Dumlupınar parçalanan baş bodoslamasından aldığı derin yara ile zıpkın yemiş bir balina gibi gürültüler çıkararak batmaya başladı ve 78 denizcimizle birlikte sulara gömüldü, köprü üstündekiler denize saçıldı, iki erimiz Nobolant'ın pervanelerinde can verdi onları kurtarmaya çalışan bir assubayın cansız bedeni ile bu hengamede yaşam savaşı veren Yzb. Sabri Çelebioğlu, Ütğm. Hasan Yumruk ve Kemal Ünver ile Başçavuş Hüseyin Aktaş ve Hüseyin İnkaya'yı yetişen gümrük botu denizden çıkararak sahile götürdü. 4 Nisan 1953 saat 06.40 günün ilk ışıkları ile boğazın 35 kulaç derinliğinde can pazarı yaşayanlar ile ilk irtibat balıkçıların bulduğu battı şamandırasındaki telefonla kuruldu; Assubay Selami Özben kıç torpido bölümünde 22 denizcinin yaşadığını diğer bölümlerle irtibat kuramadıklarını ve oksijenlerinin azaldığını bildirdi. Kurtaran gemisi ile başlatılan kurtarma çalışmaları sırasında battı şamandırası da kopunca tüm kurtarma ümitleri tükendi çünki boğazın akıntılı ve bulanık bölgesinde dalgıçlar denizaltıya ulaşamıyorlardı, şamandıra kopmasaydı dalgıçlara rehberlik edecek kurtaran gemisindeki çan telini denizaltının kapağına takacaklardı, bu mümkün olmadı. Dalgıç assubay Selami Süsen'in vurgun yemek pahasına insan üstü gösterdiği gayretlerde sonuç vermeyince kıyıya toplanan binlerce Çanakkale'li ile birlikte görevliler dualar ve gözyaşları içinde şehitlerimizi ebediyete uğurladılar.

Denizaltıda görevli Ütğm. Türe Gelibolu'lu bir kıza aşıktır, nişanlanırlar. Seferler nedeniyle sık sık görüşemezler her görevde denizaltı Gelibolu sahilinden geçmektedir, Töre'nin aklına bir fikir gelir sevgilisine ışıklı mors alfabesini öğretecek denizaltının gececeği muhtemel saatlerde birbirleri ile mesajlaşacaklardır, O gün Gelibolu'dan gececek ilk denizaltının sevgilisinin denizaltısı olduğunu öğrenen genç kızı heyecandan yerinde duramaz kalbi denizin dalgaları gibi çoşmuş, martıların çığlıklarına eşlik etmemek için kendini kontrol etmeye çalışmaktadır, yerinde duramaz hayaller, özlemlerle dolu saatlare geçmek bilmemektedir; Nihayet denizaltı görülür ve el feneri ile ışıklı mors alfabesini kullanarak "Seni seviyorum" yazar oysa geçen denizaltı kazayı görmeden boğazdan geçen İnönü denizaltısıdır, tüm denizciler bu durumu bildiği için gemi komutanı deli oğlan kıza mesaj göndermeyi unutmuş kızcağız şimdi üzülecek der ve yanındaki assubaya bir yanıt yazmasını söyler mesaj yazılır " Ben de seni hem de ebediyete kadar" kaderin cilvesi bu sırada sevdiği ebediyete intikal etmektedir.

Denizaltı ile son görüşmede " sizi kurtaracağız, merak etmeyin, üzülmeyin, dayanın" sözlerine assubay Selami Özben üzülmüyoruz, sevdiklerimize selam söyleyin VATAN SAĞOLSUN yanıtını verir. Bu alınan son mesajdır. Bu sevdaya bu son söze ağıtlar yakılır, şiirler yazılır. Milletin kalbine gömülen nice şehitler gibi 7 subay 35 assubay ve 39 erimizi tekrar saygı ve rahmetle anıyoruz; Deniz için, bu ülke için, şehit olmak için yemin etmişlerdi, denizde bu ülke için canlarını verdiler. Ruhları şad olsun

Kaynak : Resim ve anı www.savaskarakas.com sitesinden izni ile alınmıştır.

 
Toplam blog
: 45
: 10277
Kayıt tarihi
: 17.10.06
 
 

1948 Edremit doğumluyum.Kara Kuvvetleri personel okulu ve Dicle üniversitesi sosyal bilimler Sevk ve..