Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '13

 
Kategori
Siyaset
 

Erdoğan'sız bir AKP yaratmak

Erdoğan'sız bir AKP yaratmak
 

Resim: mustafa yener


Allah fakir kulunu sevindirmek için önce eşeğini kaybettirir, sonra da buldururmuş.

Yine öyle oldu. Dershanelerin kapatılma tartışması, AKP ile cemaat arasında geniş çaplı bir gerginliğe dönüşünce toplumun hatırı sayılır bir kesimi, ciddi bir panik ve şaşkınlık yaşamış, derin üzüntülere gark olmuştu.

Fakat iyi haber çabuk geldi. İktidar uygulamayı erteleyeceğini açıklamış, cemaatin etkili ismi ve Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce; “dualar kabul oldu. Hatadan dönüldü. İki yıl daha dershanelerin açık kalması kabul edildi” demişti.

Bu haberle, üzüntü sevince dönüştü; kayıp bulunmuştu çok şükür…

Zaten bir çok yazar da, uzlaşmanın kaçınılmaz olduğunu ısrarla yazmış, bu birliktelik boyunca, her iki tarafın da karşı tarafın açıkları konusunda yeterince belge biriktirdiğini söz konusu etmişti.   

Nitekim bu kısa sürede ortaya dökülen rezaletler bile, demokrasinin doğru düzgün işlediği bir ülkede iktidarı alaşağı etmeye yeterde artardı bile.

Neyse ki burası Türkiye’ydi. Böyle şeyleri kimseler dert etmezdi çok şükür…

Cemaat mensupları da dahil, toplumun ciddi bir bölümünün iktidarı bu kadar sahiplenip, son bulma ihtimalinden bizzat Başbakan kadar, hatta belki Başbakan’dan bile fazla endişe ediyor olması ne kadar ilginç.

Sadece halk değil ki; bir çok devlet yetkilisi, bir çok üst düzey bürokrat bile farklı sebeplerle de olsa benzer endişeler, benzer korkular içerisindeler.

İşte bu sebeple AKP-cemaat kavgası, olayın tarafları kadar onları da ilgilendiriyor, sonuçları onları da korkutuyor.

Ve üstelik; “dualar kabul oldu. Hatadan dönüldü” açıklamasına rağmen, gerginlik bir türlü bitmiyor, sular bir türlü durulmuyor.

Bir yarayı kaşırcasına söylüyorum; o korkuyla yaşamaya alıştırın kendinizi. Çünkü kavga bitmiş falan değil, kolay kolay da bitmeyecek…

____________

Cemaat ve iktidar kanadı, bu birliktelikleri sayesinde her iki tarafın da sürekli kazandığı, oldukça verimli bir devran sürdüler.

Beraber yürüdükleri bu yola çıkarken gerek Başbakan gerekse de cemaatin, elbette birer yol haritası ve kendilerine özel ajandaları vardı. Bu süreçte bizzat Başbakan’ın ifadesine göre; ‘cemaatin her isteği yerine getirildi.’ Cemaat, isteklerinin daha sonra da yerine getirilmeye devam edeceği yanılgısı içerisindeyken, iktidar partisi ve başbakan müşterek çıkarların son bulduğu yol ayrımına son derece hazırlıklı bir şekilde ulaşmayı başarmış bulunuyor.

Cemaat için 'kazan, kazan' dönemi sona ermiştir.

Dershanelerin kapatılmasının zamana yayılacağına dair açıklamayı bir geri adım olarak algılayıp, cemaatin zaferi veya olayın tatlıya bağlanması olarak açıklayanlar, aslında iktidarın tuzağına düşenlerdir.

Gerekli düzenleme ve yasal hazırlıkları yapmak, hele ki uygulamanın altyapısını bu günden yarına tamamlayarak hayata geçirilebilmek sanki mümkünmüşçesine, bu kararı bir lütuf olarak açıklamak, tek kelimeyle komiktir.

Tam aksine; iktidar partisi önündeki seçimleri en az hasarla atlatabilmek için zekice bir hamle yapmış, cemaatin elindeki mağduriyet silahını çekip almıştır.

____________

Yukarıda belirttiğimiz gibi; artık yol ayrımına gelinmiştir. Bırakın birlikte yürümeyi, tarafların öpüşüp helalleşerek ayrılması, kendi yollarına gitmesi bile mümkün görünmüyor.

İki tarafı barıştırmanın imkanı olmadığı gibi, artık geçici bir ateşkes sağlanması bile oldukça zor.

Aslında tehlike o kadar büyük ki; kavganın daha da yayılarak, cemaatler arası bir boyut kazanması bile söz konusu olabilir.

Kavgayı başlatan Erdoğan olmasına rağmen, kendi açısından son derece haklıdır. Cemaat açısından bakıldığında ise; bu savaşı bitirebilmenin artık bir tek çaresi kalmıştır. O da; ‘Erdoğan’sız bir AKP yaratmak…

____________

Mustafa Yener

 
Toplam blog
: 57
: 1683
Kayıt tarihi
: 29.05.08
 
 

21/12/1966 doğumlu olup Mersin Meslek Yüksek okulu İşletme bölümü mezunuyum. Bir deri firmasında ..