Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gayrımenkul alırken dikkat edilmesi gereken enteresan bir husus

Gayrımenkul alırken dikkat edilmesi gereken enteresan bir husus
 

Her gün gayrımenkul alınmıyor ama başlıkta bahsettiğim "enteresan hususu" sizlerle paylaşmak istedim.

Bir yakınım bundan dört beş ay önce, Bakırköy'de, sahibinden bir daire satın aldı.

Bu dairenin üstünde ipotek kaydı vardı, bu kaydı, mal sahibi satıştan önce kaldırttı. Tapuya tescil edildi.

Yani sonuçta gayrımenkul tertemiz hale getirilmiş oldu, herhangi bir hukuki sorun yoktu ve tapuda alım satım islemi, tamamen hukuki prosedürlere uygun  yapıldı.

Ancak,  bir kaç gün önce malı satın alan "yakınıma" mahkemeden bir  İHTARNAME  geldi.

Malı satan kişinin eski iş ortağı , söz konusu alım satım işleminin MUVAZAALI  (danışıklı döğüşüklü ) olduğunu iddia ederek  dairenin üzerine İHTİYATİ TEDBİR  konulmasını istedi. Yani, bu dairenin, mahkeme sonuçlanana kadar, satış ve devrinin önlenmesini istiyordu.

Dava açan şahsın ileri sürdüğü iddia  " malın rayiç bedelinin MAHSUS  tapuda düşük gösterildiği" ve "daireyi satan mal sahibinin de kendisine BORÇLU olduğu" şeklindeydi.

İcradan bir an önce kurtulmak için, mal  sahibinin, daireyi danışıklı olarak elden çıkarmış, yani  "malını kaçırmış olduğu"  iddia ediliyordu.

Oysa bu iddiaların hiçbiri doğru değildir.

Bir kere satış işleminin "danışıklı olduğunu" gösteren herhangi bir kanıt yoktur ve zaten gerçek de budur.

İkinci olarak, alıcı ve satıcı arasında, uzaktan yakından hiç  bir akrabalık, tanışıklık, komşuluk, iş münasebeti gibi,  bir   ilişki yoktur.

Üçüncü  olarak, malın değeri, Belediye rayiç bedelinin üstünde, ancak piyasa değerinin altındadır. Bu zaten  genel bir uygulamadır. Alıcının beyanına bağlıdır. Alıcı Belediyenin rayiç bedeli üzerinde olmak şartıyla, istediği her bedeli,tapu kayıtlarında  gösterebilir.

Dördüncü olarak da, malı satan kişinin elinde,  "davayı açan kişiye borcunu ödediğine dair"  bir  belge vardır.

Son olarak da, başlangiç bölümünde belirttiğim gibi, satılan malın üstünde "kısıtlayıcı  bir kayıt "  (takyidat ) bulunmadığı tapu kayıtlarından bellidir.

Ama, bütün bu mesnetsizliklere ve uydurma iddialara rağmen  mahkeme açılmıştır ve belki de "malın üstüne tedbir " konulacaktır.

Çünkü, konu mahkemeye intikal etmiş olduğundan,gerekli yasal prosedür uygulanacak, araştırma yapılacak, iddiaların  doğru olup olmadığı sonucuna varılacak, resmi belgeler istenecek, bilirkişi tayin edilecek,  ve  şimdiden belli olmamakla beraber, dava  en az bir veya bir buçuk sene sürecektir.

Olayın en acı olan tarafı, alıcı olan yakınımın,  hiçbir taksiratı olmadığı halde, büyük bir üzüntü ve endişe içine  ve de  malını dava sona erene kadar satamayacak veya devredemeyecek duruma,düşmüş olmasıdır.

Bu trajik durum kanunların  ve alım satım işlemlerinin organizasyonunun yetersizliğinden kaynaklandığı  ortadadır.

 PEKİ NE YAPMAK LAZIM?

Bir gayrımenkul alırken :

1) Gayrımenkul üzerinde bir takyidat ( ipotek, ihtiyatı tedbir ) olup olmadığının tapudan yazıyla talep edilmesi. ( Bu yazıyı malı satan kişi tapudan alır )

2) Malı satın aldığınız kişi hakkında ARAŞTIRMA  yapılması. Mümkünse bankalardan protestolu olup olmadığının tespiti. Ayrıca satıcıdan "hiç bir borcum ve  iflas durumum yoktur" diye, Noter tasdikli  bir yazı almakta yarar vardır.

3) Tapuya malın gerçek piyasa  değerinin yazdırılması.

Yakınımın durumuna gelince, davanın ilk aşamasındayız.

Dava, er veya geç  yakınımın lehine sonuçlanacaktır.

Ancak , mahkemelerle uğraşmanın  üzüntüsü ile birlikte,  malın üzerine ihtiyati tedbir konulması ihtimali, yakınımızı ve tüm aileyi büyük bir şaşkınlık ve hayrete düşürmüştür.

Sizlerin de böyle durumlara düşmemeniz dileğiyle.

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..