Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Hiçbirşeyi denemekten çekinmeyin ve kendinizi bu anlamda disipline edin

Bu yazıyı okumaya başladığınız andan itibaren düşüncelerinizi değiştirebilirsem ne mutlu bana derim. Bu kadar iddialı konuşmak bana uygun olmasa da önemli olan bunun sizin iyiliğinizi istediğim için olmasıdır. Hayatımızın her anında hedefimize ulaşmak , kazanmak bizlere mutluluk verdi. Tam tersi ise üzüntü. Neden başarısız olduğumuz anları kendimizden çok çevremiz tarafından değerlendiriyoruz ?

Toplumun genel geçer kurallarına uymak bir yana bulunduğumuz çevrede küçük düşmemek için kendimizle bile ters düşecek davranışlarda bulunabiliriz. Vurgulamak istediğim konu, insanın başarısızlığı kendisinden çok çevresinden ona dönüşlerle belli olur. Başarılarımızı herkesle paylaşırken üzüntülerimizi hep gizleme yoluna gideriz.

Kime sorarsanız herkesten banane diyerek yaka silker. Fakat ne giyeceğimizden tutunda bir ortamda nasıl davranacağımıza kadar çevreyi baz alırız.

Başarısız olmayı niçin bu kadar önemsiyoruz ? Hayatımızın kalan son 1 dakikasında mıyız ? Bundan sonra farklı zaman ve farklı yerlerde aynı tecrübeyi daha bilinçli olarak tekrar edemez miyiz ? Bu soruların sonu gelmeyecek gibi gözüküyor. O halde gerçeklik payının olduğunu düşündürtecek Thomas Edison örneğine bakalım. Thomas Edison'un Ampül'ü icat edene dek yaptığı 500 civarında yaptığı deney için çevresindekiler şöyle demişler : " 500 kere denedin ve başarısız oldun hala niye ısrar ediyorsun " tarzında küçümsemişler. Kendisi ise cevaben " Hayır, ben 500 çeşit telin ampül teli olamayacağını da keşfettim!" cevabını vermiş.

Burada sizlerin de başarmak istediğiniz hedeflere uzaktan bakıp iç geçirmek yerine, ne olursa olsun denemek zorunda olduğunuzu ve başarısızlıklarınızın sadece başarıya giden eksiklerinizi tamamlamaktan ibaret olan bir eylem olduğunu düşünmenizi istiyorum. Kim ne derse desin diyebiliyorsanız, başarısız olmanın bir eksiklik olmadığını kabul ediyorsanız artık sizin için hiçbir hedef ulaşılmaz değil.

Zihnimizin bize oynadığı oyunlardan birisi de başkasının başına gelenlerin kendi başımıza gelmiş gibi düşünmemizdir ve bu bile çoğu zaman vazgeçmemize neden olmuştur. Sonuçta zihninize dış dünyayı tanıtan sizsiniz. Sizin duyularınızla algılıyor ve ona göre mantık süzgecinden geçiriyor. O halde hedeflerinize ulaşmak için bazı fedakarlıkların yapılmasını zihninize kabul ettirmek için , korkularınızın üzerine gidin. Zihniniz size farklı kimselerin başlarına gelen durumları kıyaslamadan önce siz bunları deneyimlerseniz , daha sonra farklı kişiler tarafından denenmiş olan benzer girişimlerde de eksikliğin ne olduğunu daha rahat kestirebileceksiniz. Bu da size bu konuda deneyimli birisi olarak konuşma hakkı tanıyacaktır.

Kendinize olan inancınızı asla kaybetmemeyi hedefleyin. Sürekli kendinizi olumlu hissedecek türde eylemler düşünün ve uygulayın. Bunu kötü bir alışkanlıkmış ve bırakamıyormuş gibi düşünerek sürekli uygulayın. Kendinizi disiplin altına aldıktan sonra birbirine bağlı bir şekilde hedeflerinize doğru adım adım ilerlediğinizi ve tek bir yolla değil birden fazla yolla bunu başarabileceğinizi anlayacaksınız.

Yazan : Turgay GEZİCİ Diğer Yazılarım : http://www.bilincalti.com/

 
Toplam blog
: 98
: 414
Kayıt tarihi
: 11.12.09
 
 

1977 İstanbul doğumluyum. Web Tasarım ve Bilişim Danışmanlığı yapmaktayım. Uzun yıllardır ilgi du..