- Kategori
- Sanat Tarihi
Türk Piramitleri
Büyük Heykel
“PİRAMİTLERİN COĞRAFİ KONUMU”
Çin Halk Cumhuriyeti’nde yer alan, Şaanşi eyaletinin başkenti ve tarihi ‘İpek Yolu’nun başlangıç şehri olan Xi’an(Şian) şehrinin 100 kilometre batısında, ‘Qin Ling Shan’ dağlarında, ‘Büyük Uygur Türk İmparatorluğu’ döneminde inşa edildiği düşünülen, etrafında irili ufaklı 100 tane piramit bulunan, "Türk piramitleri" yer almaktadır.
“PİRAMİTLERİN KEŞFİ”
Beyaz Piramit ilk olarak, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Hindistan’dan Chungking’e yardım götüren, C-54 uçağının Amerikalı pilotu James Gaussman tarafından 1957 yılında gözlenmiştir.Pilotun dönüşü sırasında, motorlarından birisinin arızası sonucu, alçak irtifaya inmeye karar vermiş. Dağlık alanda alçak uçuş yapmak zorunda kalan Gaussman, düz bir vadiye ulaşmış ve parlak devasa bir piramit keşfetmiştir. Gaussman’ın en çok dikkatini çeken nokta ise, piramidin tepe taşı olmuştur. Gaussman tepe taşının kritalden olduğunu düşünüyordu. Piramidin etrafında 3 tur attıktan sonra, üssüne doğru yönelmiştir. Üssüne verdiği istihbarat raporunda piramidin çevresinde hiçbir şey görmediğini söylüyor ve”Çıplak bir arazi içinde büyük bir piramit duruyordu.Onun çok eski olduğunu tahmin ettim” diyordu ve “Onu kim inşa etmiştir? Neden edilmişti? İçinde ne var?” diyerek sorularla raporunu bitirmiştir.Bu pilotun, uçağından çektiği fotoğraf 1957 yılında “Life” dergisi tarafından yayınlanmıştır.1994 yılından sonra ise başta Beyaz Piramit olmak üzere diğer piramitlerin de fotoğrafları birçok yayın kuruluşu tarafından defalarca yayımlanmıştır.
Gaussman’ın tesadüfen bulduğu bu piramitleri araştırmak üzere, 1994 yılında Şaanşi bölgesinde bir araştırma gezisi yapan, Alman bilim adamı Hartwig Hausdorf, piramitler hakkında birçok materyal toplamıştır.
Hausdorf’a göre piramitlerin yapım tarihi en az M.Ö. 2500ler civarındadır. Hausdorf,çektiği piramit fotoğraflarından oluşan koleksiyonundan birkaç resmin halka açılmasına izin vermiştir. Hepsinin halka açmamasının sebebi ise, Çin’in piramitlerin olduğu bölgeyi “Yasak Bölge” olarak ilan etmesinden ve bu piramitlerin hiç kimse tarafından duyulmasını istemediğinden dolayı, Hausdorf’ta, Çin’in gizlilik yasağına sadık kalarak, bu konuda basit bilgiler dışında açıklama yapmamış ve koleksiyonunun tamamını halka açmamıştır.
Hausdorf Çin’den döndükten sonra yaşadıklarını şöyle yazmıştır : “Mart 1994’te Çin’e gittim. Orta Çin’de Shensi Eyaleti’nde ki XİAN şehri çevresinde bulunan yasak bölgeleri gezdim ve burada masalsı 6 piramit buldum. Ekim 1994’te bölgeye tekrar geldiğimde video kameramı yanıma aldım ve yürüyerek 18 dakikalık bir uzaklıktan bazı resimler çektim. Daha sonra evde incelediğimde arka planda birçok piramit görebildiğimi fark ettim. Ve bugüne kadar 2000 km karelik bir alanda 100’den fazla piramit saydım! “
Çin piramitleri hakkında araştırmalarda bulunan ve piramitlerin içine giren ilk Türk araştırmacı yazar Oktan Keleş, piramitlerdeki materyallerin Türk tarihi açısından büyük önem arz ettiğini ve "bütün ezberleri bozacak kadar dünya tarihi açısından önemli olduğunu" söyledi.
Keleş, Hausdorf’un bu piramitlerde, ön Türklere ait "yazılar ve çok değişik mumyalar olduğunu" söylediğini, ancak bunları delillendiremediği için bilgilerinin kuşkuyla karşılandığını belirtti.
Keleş, bölgeye daha önce de araştırma yapmak için başkalarının gittiğini ancak araştırmacıların görüntü almasına izin verilmediğini ve şimdi yayımlanan fotoğrafların, "şu ana kadar yayımlananlar arasında bir ilk" olduğunu vurguladı.
"TÜRK PİRAMİTLERİ "
Bilindiği kadarıyla Mısır uygarlığından çok önceleri mükemmel bir şekilde ilk insan mumyalayanlar Altay Türkleridir. Bugün saklı piramitlerin bulunduğu bölge ise Mu Kıtası araştırmalarıyla ünlü ve Naacal tabletlerini okuyan araştırmacı James Churchward’ın verdiği bilgilerle ve çizdiği haritaya göre “Büyük Uygur İmparatorluğu” bölgesidir. “Çin efsaneleri Uygurların 17.000 yıl önce uygarlıklarının zirvesinde olduklarını anlatır. Bu Piramitler “Büyük Uygur Türk İmparatorluğu” zamanında yapıldığı tahmin ediliyor. Yıpranmışlıkları dikkate alınırsa, yapım tarihleri M.Ö. 5000 – 15000 tarihleri arasında olduğu söylenebilir. Çünkü bu zaman aralığı Büyük Uygur Türk İmparatorluğu’nun medeniyetinin en parlak dönemleridir.
Uygur – Türk Bölgesi’nde ve Türkler tarafından yapıldığı tahmin edilen bu piramitlerde(piramitlerin incelenmesine izin verilmediği için sadece tahminlerde bulunulabiliyor) Proto – Türk(Ön – Türk) yazılar yer almaktadır.
Bilinen piramitlerin bazıları Qin Chuan ovasında yer almaktadır. Burada ki piramitlerin boyu, biri hariç, genelde 25 – 100 metre arasında değişmektedir. Diğer piramitlerden farklı olan piramit ise, Qin Lin vadisinde yer alan en az 300 metre olan “Büyük Beyaz Piramit” yer almaktadır.
Kazım Mirşan’a göre, Mısır’da ki eşteşlerinden en az 2000 yıl daha eski ve iki kat daha büyük olan ve şu anda yasaklanmış bölgede bulunan piramitler, Türkler tarafından yapılmıştır. Kazım Mirşan ve Haluk Tarcan tarafından ortaya çıkarılan yeni bir tez, Türk Tarihi’nin M.Ö. 16000 ‘li yıllara dayandığını söylemektedirler.
Bu teze göre ; yazıyı Türkler bulmuştur. Tüm dünya alfabelerinin kökeni Türk alfabesidir. Ayrıca bilinen ilk Türk devleti olan Hun İmparatorluğu’nun ilk Türk devleti olmadığı, ilk Türk devletinin BİR OY BİL olduğu görüşündedirler. Ardından AT OY BİL, TÜRÜKBİL(karşılığı : Göktürk) gelir. Türk tarihinin çok eskilere dayanması gerektiğini gösteren en büyük delil ise ; Orhun Yazıtlarıdır.Çünkü Orhun Yazıtları’nda kullanılan dil ve noktalama işaretleri bu dilin en gelişmiş hali olduğu sonucuna götürmektedir. Böyle bir dilin oluşabilmesi için en az 3000 yıl geriye gidilmesi gerekir. Bugün Çin sınırları içerisinde 300 metre boyunda piramitler bulunduğu ve bu piramitlerin Mısır’dan çok önce inşa edildiği tespit edilmiştir.
Yine bu teze göre ; M.Ö. 10000’li yıllarda ılıman iklim ve büyük göllerin olduğu anlaşılan Orta Asya’nın kuruması ve çölleşmesiyle Türk gruplarının çevre ülkelere yayıldığı ve diğer kültürlere de etki yaptığını ileri sürmektedirler.
Piramitlerin taş girişleri oldukça belirgindir.Birçok piramit özellikle köylüler tarafından tahrip edilmiş ve kaderlerine terk edilmiştir.
Piramitlerin birçoğu kötü durumda.Çünkü bu yapılar, burada yaşayan insanlar ve çiftçi aileler tarafından yağmalanmış ve zarar verilmişlerdir. Piramitler genelde toprak ve kilden yapılmışlardır. Bazı çiftçiler piramitlerin parçalarını, evlerini ve çiftlikleri için alıyorlar.
Bazı piramitler Orta Amerika’da ki gibi düz bir tepe yapısına sahiptir. Bu piramitleri ilk olarak 5000 yıllık bazı Çin metinlerinde görülmektedir.
Asya’da bulunan ve eski Türk toprakları üzerinde yer alan bu eserler tabi ki Ön-Türklerle ilgilidir. Mevcut tarihi bilgiler de bu durumu teyit etmektedir.Bu bölgenin Kadim Türk toprakları olduğu şüphesiz bir gerçektir.Bu durum Çin kaynaklarınca da teyit edilmektedir.
Keleş, özellikle Alman bilim adamlarının yaptığı çalışmaların "oldukça önemli" olduğunu, ellerinde bazı bilgiler olmakla beraber görüntü olarak kanıt sunamadıklarını vurgulayarak, "Bildiğimiz kadarıyla bizim yayımladığımız görüntüler bu alanda en kapsamlı görüntüler olma özelliğine sahiptir" diye konuştu.
“BEYAZ PİRAMİT”
En az 300 metre yüksekliğinde bir piramit bulunmaktadır. Bu piramit, Amerikalı pilotun bulduğu ve Beyaz Piramit olarak adlandırılan, 16 piramitten oluşan merkez kompleksin ve hatta diğer piramitlerin içerisinde ki en büyük piramittir.
"Beyaz piramit" ya da "Türk piramidi" diye de anılan piramitlere giren ve orada araştırmalarda bulunan Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Buradaki materyaller konunun uzmanları tarafından incelendiğinde şunu söyleyebiliriz: Tarihin tekrar yazılması gerekebilir" dedi ve piramitlerdeki materyallerin Türk tarihi açısından büyük önem arz ettiğini belirtti.
"BEYAZ PİRAMİDİN İÇİ"
Piramitlere giderken ve piramitlerin içinde yaşananları aktaran Oktan Keleş, yaşlı bir Çinli rehber eşliğinde piramitlere yakın bir yerden doğal bir mağaranın içerisinde girdiklerini ve karanlıkta 40-50 metre kadar yürüdüklerini anlatarak, "Mağarada 3 kanallı bir girişe geldik. Sonra dikey bir yerden 7-8 metre aşağı kaydık. Geniş bir alana geldiğimizde Çinli rehber bize ’Piramidin içindeyiz’ dedi" diye konuştu.
Yaşlı bir Çinli rehberliğinde piramitlerin iç kısımlarına girdiklerini belirten Keleş, piramitlerin içinde Türklere ait olduğunu düşündükleri sembol, heykel ve tabletler olduğunu kaydetti.
Keleş, kendilerinin ortaya koyduğu deliller karşısında Çinli yetkililerin, "Eski dönemlerde Uygurlar, Çinliler adına paralı asker olarak görev yapıyorlardı. Buradaki semboller ve işaretler onlardan kalma" dediğini aktardı ve "Bu düşünce tabii kendilerine ait" diye konuştu.
Keleş, piramidin tabii bir oluşumun üzerine inşa edildiğini belirtti ve Çinli rehber eşliğinde bir mezar odasına ulaşıldığını aktardı.
Mezar odasında yerde boyu 2 metreye yakın bir mumya olduğunu belirten Keleş, mumyanın başında bulunan bir kayada çeşitli işaret ve yazıların yanı sıra "ay yıldız, kurt başları" gördüklerini söyledi. Keleş, alana ışık tutulduğunda "şoke olduklarını" ve "3 metre boylarında, muhtemelen granit taştan yapılma bir baş heykeli" ile karşılaştıklarını kaydetti.
Keleş, heykelin üst kısmında çift boynuza benzer bir objenin bulunduğunu, kafasının ortasında da bir "ay-yıldız" simgesinin göze çarptığını anlattı.
Heykelin yanında da kucağında çocuk olan başka bir kadın heykelinin ve yerde bir mumyanın bulunduğunu belirten Keleş, şöyle devam etti: "İhtiyar Çinli, dizlerinin üzerine çöküp bir şeyler mırıldanıyor.
Gördüğümüz mumya bir erkeğe ait. 30 sene kadar önce yüzü daha net seçiliyormuş hatta ayaklarında çizmeye benzer şeyler olduğunu söylüyor, yaşlı Çinli. İçeride yaklaşık 7-8 dakika kadar kaldık ki, ihtiyar Çinli acele çıkmamız gerektiğini işaret ediyor. Biz biraz daha kalıp, etrafı iyice incelemek istiyoruz. Yaşlı Çinli sertleşiyor, teklifimizi kabul etmiyor. Aşağı doğru merdivenle inilen bir yer görüyoruz ve oraya inmek istiyoruz. Yaşlı Çinli, ’oraya inişin çok zor olduğunu, indikten sonra çıkışın daha da zor olduğunu, buradan acele çıkmamız gerektiğini’ söylüyor. Çinli’nin bu kadar telaşlı olmasından ve sinirlenmesinden dolayı aşağı inemedik. Ancak fenerle şöyle etrafı bir taradığımızda, duvarlarda yazılar ve şekillerle üst üste dizilmiş ve birbirlerine yapışmış tabletleri gördük daha fazlasını seçemedik."
Bir mumyanın üzerinde ameliyat izi var, at kılıyla dikilmiş. Amerikalı doktorlar da dünyada ki ilk ameliyatlardan bir tanesi olarak kabul etmişlerdir.Burada kumaş ekose ve boyalı ve milattan önce 2000'li yıllarda, günümüzden 4000 sene öncesine ait.
"ATANIZ OĞUZ KAĞAN’IN TEMSİLİ SURETİDİR"
Keleş, yaşlı Çinlinin verdiği bilgiye göre, mumyanın yüzünün önceden daha net olduğunu, ancak zaman içerisinde köylülerin mumyanın bazı parçalarını koparması nedeniyle bozulmaya başladığını söyledi.
Çift boynuzlu granit taştan üç metrelik baş figürünü sorduklarında ise şaşırtıcı bir cevap aldıklarını belirten Oktan Keleş, Çinli’nin "O sizin atanız Oğuz Kağan’ın temsili suretidir" dediğini nakletti.
Keleş, Çinli’nin piramidin alt kısmında başka bir mumya olduğunu ve onun hiç bozulmadığını ileri sürdüğünü, ayrıca var olan binlerce tabletten bazılarının zaman içerisinde aşınarak birbirine yapıştığını söylediğini aktardı.
“YASAK BÖLGE”
Piramitlerin bulunduğu bölgenin yasak olduğuna dair söylentilerin sorulması üzerine Keleş, bölgenin tamamen yasaklanmış bir bölge olmadığını, ancak içeride araştırma ve çekim yapmak konusunda izin verilmediğini belirtti.
Piramitlerin ebat,orijinal şekil ve büyüklükleri ,dikkat çekmemesi açısından Çin hükümeti tarafından maksatlı olarak tahrip ve kamufle edilmiştir.Piramitlerin üst tarafları kesilmiş ve üstleri toprakla doldurulup, kamuflaj amacıyla ağaçlandırılmıştır.Bunu yapmalarının sebebi ise, ileride “Orada ne piramitleri? Onlar sadece üzerinde ağaçların yetiştiği doğal tepeler.” şeklinde söyleyerek gerçekleri saklamak amacındadırlar.Ve halen etrafında tarım yapılarak, piramitlerin tahribine devam edilmektedir.
Çin yönetimi, bu bölgede araştırma yapmayı, hem yabancı araştırmacılara hem de kendi araştırmacılarına ve birçok bilim adamına yasakladı. Çinli arkeolog Profesör Xia Nira kazıların yeni nesillerden yetişen ve yetişecek olan Çinli bilim adamlarının görevi olacağı söylüyor.
Bu konuda araştırma yapmak isteyen bir çok araştırmacı ve arkeolog, Çin hükümetine başvurmuş ama başvuruları geri çevrilmiştir. Zaman zaman buraya turist olarak giden araştırmacılar, piramitleri uzaktan gördüklerini ve etrafta yöresel kıyafetler içinde Çinli köylüleri gördüklerini ifade etmişlerdir.
Çinlilerin kendi atalarına ait olmayan bu eserleri, dünyadan gizlemeye çalışmaları da onların bakış açılarına göre anlaşılabilir. Çünkü, insanlık tarihinin yeniden yazılması gerekebilir. Bu durumda birçok gerçek değişecektir ve haliyle yerleşik otoriteler bu değişikliği istememektedir.