Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

"Artık makine ile değil, insanla iletişim kurma" kararımın ardından IT sektöründeki kariyerimi noktalayıp, mesleğimi ve yaşam tarzımı değiştirdim. Sonra neler mi oldu? Arjantin Tango, Dans, Resim, Yazı ve Sağlık Sektöründe Eğitimcilik desem, inanır mıydınız?

 
 

Yazdığım Kategoriler

 
Kandil gecesi diye bir şey yok muş!

Tespitiniz çok doğru! Aslına bakarsanız -bence- "din" denen olgu, beyinleri sorgulamaktan uzaklaştıran, bilimden uzaklaştıran, biat etme kültürü üzerine kurulu bir uyuşturucu ve yapıştırıcı... Adeta bir çeşit bali. Kitleleri kolay yönetmenin pratik formülü... Uyuştur, birbirine yapıştır, çatlaklar olmasın, çıkıntılar kalmasın...

16 Haziran 2014 17:39
Bazı insanlara sevgi ağır gelebiliyor! Taşıyamayanlar olabiliyor!

Mehmet bey, "sevgiyi taşıyamayacak kimselere yüklemeye çalışmayın" demişsiniz ya, haklısınız galibaa. Kapasitesini gördükten sonra alamayacağından fazlasını vermeye uğraşmak beyhude bir çaba. Ama "koklayarak" anlaşılmıyor maalesef bu kapasitenin derinliği sığlığı... Keşke öyle olsaydı, öğrenmenin maliyeti çok düşük olurdu o zaman... selamlar, yn

16 Haziran 2014 17:19
Tek yaprak Öykü Konsepti

Erdener bey, öykü yazmak az lãfla çok şey söylemek sanatı değildir. O dediğiniz, özdeyişler atasözleri deyimler için kullanılır. Yazınızın girişinde siz de söylemişsiniz; öykü alır sizi götürür diye. Ha işte, tam da öyle. Öykü kendini yazdırır size. Alır sizi götürür mesafelerce bir yerlere. Bu yolculuk tek yaprağın sonunda mı biter, kaç km sürer, öykü karar verir. Okura gelince; tek yaprağın ilk satırında da gözlerini çekiverir o öyküden... kilometrelerce yol yaptığının farkına bile varmadan sayfalar boyu da okuyuverir büyük bir keyifle ve heyecanla. Ona da okur karar verir. Anlayacağınız, ne yaprağın ne yazarın hükmü geçmez bu öykü diyarında.. Selamlar YN

17 Eylül 2013 13:53
 
Toplam blog
: 45
: 2228
Kayıt tarihi
: 30.06.06