''Kendinden verdiğinde canın acımıyor ise, gerçekten vermiş sayılmazsın'' Bir Kurban yazısı

Kurban nedir? 

 

Herkesin genelde anladığı; dinin bir emri, belli hükümler dahilinde, seçilen hayvanın kesilerek ihtiyaç sahiplerine-bir kısmını kendinizde bırakarak- dağıtılması vs. Allah'a yakınlaşmak, toplumsal dayanışmayı artırmak.. herkes bunu az çok bilir..

 

Ama her şeyde olduğu gibi, görünen-zahiri- ile görünmeyen -batıni- yanları vardır. 

 

O hayvan korku içindeyken nasıl davrandığınızdan -hunharca boğazlamak?- tutun da, kime nasıl, ne şekilde dağıttığınıza kadar hep bir imtihan içindeyiz. Allah rızası için mi yapıyoruz, yoksa Allah'a yaranmak adına mı? İşi gerçekten usülüne uygun bir şekilde mi yoksa mekanik bir halde-basit bir dini ritüel olarak mı yapıyoruz bunları düşünmek gerek.. Bunlar işin görünen yanları, ancak bunları bile doğru yapamıyoruz!

 

Batıni-derin tarafı ise çok daha başkadır. Hz. İbrahim'den oğlu İsmail i kurban etmesi istendiğinde Hz. İbrahim bir peygamber olmasına rağmen ne hissetmiştir? Bunu düşünmek lazım.

 

Kurban; çok istediğiniz bir şey için, sahip olduğunuz değerli-hatta en değerli- şey den vazgeçebilmektir. ''Ben istediğim şey için elimdeki en değerli şeyi feda ediyorum'' diyebilmektir. Kurban etmek, edebilmek iş de budur. 

 

O zaman Yaratıcı sana cevap verir; 'Evet kulum, sen daha büyük bir şeyi hak ediyorsun! Al artık, o senindir' 

 

''Kendinizden verirken içiniz -giden şeyin ardından- yanmıyorsa gerçekten kurban kestim-verdim demeyin!''

 

...ve kurban sadece 3 gün değildir, kurban bütün bir ömürdür!

 

Allah, hepimize 'DİN' in küçük harflerle yazılarak din hale getirildiği, gerçeğin perdelendiği, deforme edildiği şu çağımızda, derin manasıyla, gerçekten Kurban'ı yaşamayı ve gerçek insanlar olmayı nasip etsin Dostlar.

Herkese sevdikleriyle mutlu bayramlar olsun inşAllah...