Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '08

 
Kategori
Mizah
 

''MB Mahallesinde şenlik'' (4) ''Doğum günü''

''MB Mahallesinde şenlik'' (4) ''Doğum günü''
 

Blogcu.com


Öğlen sıcağı bastırmadan Arif Öğütçü Ağabeyimin danışma bürosuna gidip biraz yardım edeyim istemiştim.Ne de olsa bu gece Dünür merasimi olacaktı. Herkes ''Bir bilene danışalım '' diye sık sık ''Arife Tarif Yok'' isimli bu büroya geliyorlardı.Ev almak isteyen, kanalizasyonu patlayan, trafik cezası yiyen, evde kalan, yolda kalan hep Arif Abi'ye ''Akıl sormaya ''geliyorlardı. Ağabeyim, benim derdime de derman olabilirdi...

Talip Bölükbaşı Ağabeyimin bu geceye ait özel ''Kız isteme projeleri '' de burada tartışılacaktı. Muhtarın ''Office''sinin önünden geçerken baktım ki kapısında koca bir asma kilit vardı.Ve camda bir yazı asılmıştı.

''Alamanyadayım... Haftaya ancak dönerim!..''

Vay beee!... Bizim, Muhtar Culduz Abimin yine kafası esmiş, çekip gitmişti. Zira tevekkelli değildi... İki de bir bu kadar ''Fenerli''nin olduğu MB Mahallesinde Muhtarlık bana göre değil deyip duruyordu! Demek ki bu gece muhtarımız yoktu. Hemi de yanına, Okan Tınmaz'ı da alıp götürmüştü!

Cansın Erol Ablamın '' Kuyumcu ve plak '' dükkanına uğrayıvermiştim. Ne olur ne olmaz diye bir çift nişan yüzüğü almıştım ve ''Deftere '' yazdırmıştım... Harman zamanı nasıl olsa öderdim... Tam o sırada Esma Ablamın telaşla 302 Mercedes arabasına bindiğini görmüştüm. Hemen koşup sormuştum. Esma Abla, yine grip olmuştu ve karşı sokaktaki Emel Dedeoğlu Ablamın bakkal dükkanından ''Gripin '' almaya gidiyordu.

Neyseki Esma Ablam da buradaydı ve bizi gece yalnız bırakmayacağına emindim. Erol Aslan Abimin yeni açtığı çiçekçi dükkanının yanındaki muhteşem görünümlü butik vitrininde ışıklı neonlarla '' Moonligt 1'' yazıyordu. Demek ki öğretmenim de emekli olmuştu ve bir butik açmıştı.

İçimi derin bir sevinç kaplayıvermişti.Mahallemiz hızla büyüyor ve çağdaş bir görünüm alıyordu.Hayret! Yandaki bina bitmiş ve altına kocaman bir ''Piyazcı '' açılmıştı. Bu... bu! Evet! Burası Özlem Akaydın Ablamın açmayı düşündüğü ''Antalya Piyazcısıydı.'' Ne kadar sevinmiştim! Demek ki artık ablamla rahat rahat ''Yakan Top ''oynayabilecektim.

Hemen Erol Abimin dükkanına girip kocaman bir çiçek yaptırdım.Ve sürpriiiz !... diyerek içeri dalıverdim.Ablam içerde yoktu !.. Bir de ne göreyim, benim müstakbel kayınpeder orada değil mi ? Hemen ellerine sarılıp öpmek istemiştim. Adamcağız, orada işe başlamıştı ve evlere teslim çiçek işlerine bakıyordu. Benimle fazla ''Muhatap ''olmadı. Sadece, ''Akşamleyin Dünür için ''gelineceğini bir daha hatırlatmıştım.

O da ''Eyi !..Eyi !.. Annadık !.. Gelsinler bakem !..'' Deyiverdi... Hemen oradan kaçmıştım. Arif Ağabeyin beş katlı, saray yavrusu, mütevazı ''Danışma Bürosu'na ''geldiğimde kapıda uzun bir kuyruk gördüm. Hepsinin elinde, ''Orman Arazilerinin Mafyaya kaptırılmasını protesto eden '' dilekçeler vardı.

Arif Abimin MB'de ''Yazmasını '' istiyorlardı. İçeriye girdiğimde, asma katta, Murat Hocamla Ahmet Balcı'nın heyecanlı bir tavla maçı yaptıklarını gördüm. Necip Köni Ağabeyim de gelmişti ve ayakta onları ''Kızıştırıyordu.''

Maçı izleyenler arasında kimler yoktu ki...''Ayrıntıda Gezinen Aynur Abla'', Mahallemizin yenilerinden, Yaşam Çiçekleri Ablamız, elinde piposuyla Süleyman Ekim Abimiz, Japonya'dan özel olarak bu tavla maçını izlemek için gelen Nursen Ablamız , Özlem Akaydın, Sema Güzel , Ablamız bir taraftan da kendilerini kaptırmışlar şiddetli ''tezahürat ''halindeydiler.Mahalle halkı da Halide Abla'nın ''Çay Ocağında '' toplaşmışlar, bu tavla maçını canlı yayında uydu aracılığıyla TV 'den izliyorlardı.

Yan taraftaki sarmaşık gülleriyle donanmış çardakta da hasır koltuklara kurulmuş tüm güzellikleri ve şıklıklarıyla September Özlem, Sevda Işıklı, Moonlight 1, Yolundiğer yarısı , Emoş Ablalarımız ''Kafa kafaya vermişler.'' Derin bir ''Ne olacak bu gençliğin hali ?'' Konulu derin sohbetlerine dalmışlardı.

Kahve fincanlarını da ters çevirmişlerdi. Birazdan'' fal merasimi ''de başlayacaktı...Arada sırada Dilek Ç.Ablamın kahkahalarını duyuyordum...Emekli danışman, Arif Abimin Antika gramafonundaki taş plaklarında, derinden ''Mor ve Ötesinin -Deli-şarkısının nameleri geliyordu. Dışarıda kar atıştırıyordu ve aşırı bir sıcak var idi...

Hey Allahım !..Ne güzel bir mahalleydi burası ?..Demek ki bu kadar güzel insan benim akşamki'' dünür işlemimi'' görüşmek için burada randevulaşmışlardı.O sırada asker arkadaşım ve kankam:Yakamoz 35'in seslenmesiyle kendime gelmiştim.

''Mesut Kardeş !..Neredesin Allahaşkına!..Ben de seni arıyorum!..''

Deyince nasıl sevinmiştim bilemezsiniz? Demek ki Yakamoz da benim hayırlı iş için buradaydı !..Hemen yanıtlamıştım.

''Eee...Kusura bakmayın !..Metin 'in yatında uyuyakalmışım da !...Hepinizi beklettim değil mi?..''

''Ne bekletmesi ?..Sen ne diyorsun ?..''

''Ne yani benim için beklemiyor mu bu millet ?..Dünür işim için !..''

''Hay Allah !..Müstehakını versin !..Ne alakası var ?..Bu millet, Şekerpınarı'nın doğum gününü kutlayacak burada!..Onun için bekleşiyoruz...Pasta gelecek de onu bekliyorlar!.. Seninle Baterist Metin'i merak etmiştik de !..''

''O sırada, keşke bina çökseydi de altında ben kalsaydım !..Anam beni doğurmasaydı da bu kadar ''Saf''olmasaydım...Şu kızı bu kadar sevmeseydim de bu durumlara düşmeseydim.''Diye üzülüvermiştim.Demek, bendeniz, kendi kendine ''Gelin-güvey ''olmuştum.

Ama, hayır !..''Metiiin ve Çetiiin ''olmalıydım !..Hem Sevgili Şeker Kızımızın bu mutlu gününde bana ''Hüzün '' yakışmazdı !..Gizlice içime akıttığım gözyaşlarımı, Yağmur Zamanı Ablamdan ödünç aldığım, ''Sel-Pak''lara ''silerek telefonuma sarıldım ve Baterist Metin Ağabeyimi aradım.Telefona bir bayan çıktıysa da az sonra Metin Abime veriverdi.O da :''YAT'ıma atlayıp hemen geliyorum '' Deyince dünyalar benim oluvermişti.
..........
Şekerpınarı'nın doğumgünü pastası, gelince ''Muhteşem Tavla Partisi '' Oracıkta 5-3 Murat Hocam öndeyken ''Beraberlikle '' sonaeriverdi. Muhteşem 9 katlı pasta, Necip Abimizin güçlü kollarıyla içeri alınıverdi.

Arkada koca bir tepside, Sabiha Rana Ablamızın kolları arasında ''Keşkekler '';Halide Ablamızın , Sevda Işıklıyla beraber taşıdığı koca bir ''siniyle'' içeriye getirilen ve üzeri beyaz bir örtüyle kaplı nesnenin mis gibi kokusundan ''Çiğ köfteler ''olduğu anlaşılıyordu.

Arif Abimiz, kuyruktakileri ''Mutlu etmiş '', hepsini yuvalarına göndermişti.Talip Bölükbaşı Ağabeyimiz, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaparak , gelecek yıl, ''Kurban Derilerimizi 'THK'ya bağışlamamızı da ilave ederek sözlerini alkışlarla tamamlamıştı.
............
Parti çok eğlenceli geçiyordu.Şekerpınarı'' ayın ondördü ''gibi olmuştu...Henüz onyedisine ayak basmıştı.Üç yaşında okula başladığından, bugün seçkin bir üniversite öğrencisiydi.Danslar, şarkılar arasında bir günün sonuna geliyorduk.

Halide Ablayla ''Tango'' , Sevda Işıklı Ablayla ''Vals '' yapmıştım. Ahmet Balcı 'nın , Sabiş Ablayla yaptığı ''Çha Çha!..'' Görmeye değerdi.September Özlem Ablamın , Necip Köni Ağabeyimle yaptığı ''Bale gösterisi'' muhteşemdi.

Murat Hocam, Baterist Metin Abim, Esma Ablam ve benim ''Çökertme Oyunumuz dillere destandı. ''Arif Öğütçü Ağabeyimin Ankara Misketine eşlik ederken Erol Aslan Bey'in de diz kırarak oynaması görülmeye değerdi...
.............

Öyle güzel eğleniyorduk ki telefonumun sesiyle irkiliverdim.Arayan sözlüm, yavıklım, birtanem idi...''Bana fırça atıyordu !..

Yok efendim artık O'nu unutmuşum !..Şu anda diskotekte kızlarla eğleniyormuşum !..Hani onu ''Bubasından, dedesinden istetecektim ?..Yalancının, gandırıkçının biriymişim !..Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yokmuş !..Falan...filan !..''Ne desem ''Kar ''etmemişti...

İçerideki canlı müzik Baterist Metin'le iyice coşmuştu...Sözlüm...Çaat...Diye Cep telefonunu yüzüme kapatıvirmişti!..Belli ki kontürü bitmişti !..

Üzgün ve mağrur bir duruşla kendime gelip gülümseyen tavırlarla, Şekerpınarı'nı kutlayıp ve de hediyesini verdikten sonra sessizce oradan ayrılıyordum.Aniden kankam, Yakamoz 35'in gür sesiyle irkilmiştim.

''Mesut !..Nereye Allahaşkına !...Bak !..Dün beni ektiniz yine nereye ?..Dur gitme sana söyleyeceklerim var !..''

''Nayıırrr Kankam Nayıırr !..Artık kalamam!..Ben fakirhaneme çekileyim...Kaderimle başbaşa kalayımmm !..''

Tam o sırada, Talip, Murat, Necip, Erol Abilerimle Esma Ablam ve ardından Arif Abimin ikazıyla tüm MB Dostlarım çevremi sarıvermişlerdi...Necip Köni Abim aldı sözü...Neylerse gözel söyleridi:

'' MESUTCUĞUM...HAYDİ...ŞİMDİ SIRA SENDE...GİT DAMATLIKLARINI GİY !..BU GECE SENİN GECEN OLACAK !..:))ADANA/Tr.''

Talip Bölükbaşı Ağabeyim de hemen eve gidip hazırlanmamı istiyordu;hatta tek motorlu uçağıyla gelip beni alacağını söyleyince nasıl mutlu oldum bilemezsiniz...Demek unutulmamıştım...

Demek ki halen seviliyordummm...Demek ki halen bu yazıya devam ediyor ve milletin kafasını ''Ütülüyordum ''...

O sevinçle cep telefonumun antenini yuvasından çıkarıp yavıklımı aramıştım...

''Geliyoruz aşkımmm!..Hemi de uçakla...YAT'la...Bekle beni sütler gaymak tutar tutmaz orrrdayımm ! ''

Yanıt :''Hadi leyn ordan...Sen sosyetelerinle fingirdeş...Gel de iste bakem dedemden !..Alabilecen mi ? Kiihhh !..''
...........

(Bu dizide de kızı ''dedesinden'' isteyemedik... Devamı gelecek Çarşamba'ya...)

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..