Aziz Yıldırım’dan “voltajı yüksek” açıklamalar!.

Savunmanın belli bir yönetimi var mıdır?

Kişi, fırsatını bulursa, kendine özgü bir yol tutar, kendini savunur. Kuşkusuz, mahkemede savunma başka, bir başka ortamda savunma başkadır.

Aziz Yıldırım’ın savunma yöntemini yadırgayanlar ne diyorlar?

Başkasını suçlayarak savunma olur mu?

Sadece bu soruyu sorma zahmetine katlananların hedefi, görünüşte Aziz Yıldırım. Asıl hedef, Aziz Yıldırım üzerinden zarara uğratılmak, etkisiz kılınmak istenen Fenerbahçe’dir.

Hakkındaki iddiaları reddeden, haksızlığa uğradığını, bütün savunma yollarının tıkandığını düşünen kişiden beklenen ne?

Söylenenleri kabul ediyor, bütün suçu üzerime alıyor, bütün milletten özür diliyorum.

Bu yol, suçsuz olduğu halde, zayıf karakterli kişilerin izleyeceği yoldur. Bu yolu izleyenler, sonrasında, “Ne yapayım baskı altındaydım.” gibisinden bir tavır sergilerler.

Dedik ya, savunmanın bellli bir yönetimi yoktur.

Aziz Yıldırım’ın savunma yöntemini beğenmeyenler, karşıt açıklama/ suçlamaları baş tacı ederler. Onlar için “doğru” olan, Aziz Yıldırım’ın aleyhine olsun da ne olursa olsun, makbuldür!

Hürriyet’ten Ahmet Ercanlar, Aziz Yıldırım’la konuşmuş. Aziz Yıldırım,  yine “sigorta attıracak” açıklamalar yapıyor. Çünkü açıklamaların “voltajı yüksek”...

Aziz Yıldırım, oldukça iddialı...

Biz, sadece, Aziz Yıldırım’ın bir “saptama"sı üzerinde duracağız:

*****

İşimize gelince “övgü”de, işimize gelince “sövgü”de sınır tanımayız!.

Bazen, ülke çıkarlarını koruma düşüncesi, bizi harekete geçirir, veryansın ederiz. Ama “işimize gelince” böyle/ öyle olduğu için, gel de “tutarlılık” ara, bulamazsın!...

İşte, örnek bir soru:

“Fenerbahçe’ye sporla ilgisi olmayan polis fezlekesi gibi argümanlarla ceza veren Avrupa uygulamalarına methiyeler düzerken olimpiyatların, Türkiye’ye verilmemesi sonrası aynı Avrupa’ya “Haçlı” zihniyeti şeklinde hitap edilmesi manidar değil mi?”

Sorunun sahibi, konuşsa da konuşmasa da “Niye?” sorusuyla karşılaşan Aziz Yıldırım...

Neyse...

Aziz Yıldrırım’ın sorusu, “şike” adı altında yapılanların özeti:

Fenerbahçe, polis fezlekesi ile yargılandı.

Polis fezlekesinin sporla ilgisi yok.

Avrupa/ UEFA, bu fezlekeye dayanarak ceza verdi.

Bu uygulamaya tepki göstermesi gerekenler sustu.

Fenerbahçe ceza alınca, Avrupa’ya karşı, ülke çıkarı unutuldu gitti.

Ama olimpiyatlar, sanki verilmek zorundaydı, İstanbul’a verilmeyince, kıyamet kopartıldı.

“Haçlı zihniyeti hortladı” türküsü yankılandı.

Sorunun “muhatap”ları kimler?

Neyse...

*****

Önümüzdeki ay, Fenerbahçe’de seçim var.

Kim/ler aday olur?

Aziz Yıldırım ya da onun göstereceği biri aday olmasın isteniyor. Yani geriye kalanlar, kendi aralarında yarışsınlar, içlerinden birinin Fenerbahçe’ye başkan olma hayali gerçekleşsin.

Unutulan ne?

Yanıt, Aziz Yıldırım’dan:

“Aday olacağını söyleyen ya da gizli gizli mesaj yollayanların, adaylıklarını şarta bağlamaları, yüreksizliklerinin ötesinde camiaya saygısızlık. Fenerbahçe kulüp yönetimini zengin ve seçkinlerin hobi ve meşgale dernek yönetimleriyle karıştıranlar, gerekli cevabı yine bu camiadan alırlar ve alacaklardır.”

Son söz:

Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar; ama kimileri o “aslan”a  ulaşmak için paraşütle indirilmeyi bekler.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com