Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

"Bir efsane bitti"

"Bir efsane bitti"
 

Kıymetini bilemediğimiz değerlerin başında zaman gelmektedir. Oysa ne yaparsak yapalım bir saniyesini bile asla geri getiremeyeceğimiz şey zamandır. Bizim milletimizin zaman kavramı nedense pek yerine oturmamıştır. Randevulara zamanında gitmeyi bile bir türlü beceremeyiz.

Allah’tan bir de trafik problemimiz var ki hemen hazır bir bahane… Oysa zamanında bir yere giteik, hem görgü gereği, hem sözünde durma erdemi, hem de zaman kaybını önleme metodudur.

Kendi zamanınızı istediğiniz gibi harcasanız bile başkasının zamanını harcama hakkınız yoktur değil mi? Ancak verdiğiniz randevuya vaktinde gitmediğinizde, sizi bekleyen kişinin de zamanını çalmış oluyorsunuz. Yani onun ömrünü kısaltıyorsunuz.

Resmi kurumlarımızdan özel kurumlarımıza kadar saate bağlı düzenli bir sistemi de oturtabilmiş değiliz. Uçağa bile ağır aksak gitmeyi, nasıl olsa zamanında kalkmaz demeyi marifet sayanlardanız.

Avrupa’da şehiriçi otobüs duraklarında bile otobüsün geçiş saati yazar ve vasıtalar da % 100’e yakın bir oranda buna uyarlar. Bizse Televizyondaki programları bile zamanında başlatmayı beceremiyoruz.

Son yıllarda pek rastlamadığımız bir grev olayı yaşadık biliyorsunuz. 25 bin işçi 44 gün çalışmamışlar. 1 milyon 100 bin saat iş gücü maalesef boşa geçmiş. Bunu telafi etmek elbette mümkün değil.

Dünkü haberlerimiz arasında yer alan bir kepçenin veri kabloları koparması, grevin sona ermesine bahane olmuş. Bakan son olarak işçilere bir de kurban parası vadedince iş tatlıya bağlanmış, grev sona erdirilimiş ve bu anlaşma işkembecide kutlanmış. Ne diyelim hayırlı olsun.

Güneş gazetesi, “Büyük Grev Çorbacıda Bitti” şeklinde haberi duyurmuş. Borsa’nın kopan kablosu Telekom grevini de kopardı. İşverenle işçiler gece yarısı anlaşmaya varıp sonucu işkembecide kutladılar. Takvim gazetesinin manşeti ise, “Krizi Kurban Çözdü”

*****

Türk milleti olarak zamanın kıymetini bilmeme dışında sahip olduğumuz başka özellikler de var. Mesela efsane yaratmaya bayılıyoruz. Bunlar öyle tarihe geçecek özellikte şeyler değil. Çoğu zaman da içi boş bir balon.

Hani Çanakkale Savaşı’ndaki askerler diye büyük büyük posterleri yapılan iki eski elbiseli asker vardı ya, o da yalanmış. Posta gazetesi haberi “Bir Efsane Bitti” manşetiyle vermiş. Meğer Çanakkale Savaş’nın simgesi olan yırtık kıyafetli delik deşik ayakkabılı Mehmetçiklerden biri, Bolu’da oturan Seyran Bayseçin babası, diğeri de onun arkadaşı Niyazi Yıldırm’mış. Fotoğraf 1930 yılında İzmir Çiğli havaalanında işçi olarak çalışırlarken çekilmiş. Çanakkale Savaşı’nda fotoğraftaki delikanlı 4 yaşında bir çocukmuş.

*****

Son zamanlarda polislerin neden olduğu ölümlerde bir artış olduğu iddia ediliyor biliyorsunuz. İzmir’deki Baran’ın vuruluş hikayesi tam açıklığa kavuşmadı. Şimdi de Akşam gazetesinde polisin bir savunması var ki, söylenenleri yalanlıyor. İzmir’de alkollü ve ehliyetsiz olduğu için polisten kaçtığı ve bu arada açılan ateş sonucu ensesinden vurulduğu söylenen Baran Tursun olayında polis kendisini “Kaydım, Düştüm, Vuruldu” şeklinde savunmuş.

Star gazetesinde ise olaya farklı açıdan bakmayı gerektirecek “Polis Aldığımız İhaleyi Vermedi” başlıklı bir haber var. Polisin dur ihtarına uymadığı için ensesinden vurulduğu belirtilen Baran’ın babası Mehmet Tursun, Emniyet binası ihalesi bizden alınıp başkasına verildi, demiş.

Öte yandan Milliyet gazetesinde Emniyet Genel Müdürünün bir açıklaması var: “Yanlış yapan Affedilmez.” Polisin son dönemde vatandaşa müdahale yöntemi çok tartışıldı. Emniyet Genel müdürü hatalı polislere anında işlem yapıldığını, ayrıca yeni bir eğitim sistemi hazırladıklarını açıkladı.

*****

Almanya’nın, Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı iki PKK’lıyı sürpriz şekilde paketleyip gönderdiğini daha evvel duyurmuştum. Hürriyet gazetesinde “Büyük Takas” başlığıyla yer alan habere göre, Almanya, bunun karşılığında Almanya’dan kaçan ve Konya’da yakalanan el-Kaideci Alman vatandaşı Atilla Selek’i istiyormuş.

Diğer taraftan Türkiye ve Star gazetesi, “Birinci Paket Eylül’de Geldi” manşetiyle, Almanya’nın terör örgütü PKK yöneticisi Kızılay’dan önce 19 Eylül’de Mehmet İltaş’ı iade ettiğini duyurdu. Türkiye’nin de bir jest hazırlığı içinde olduğu söyleniyor.

Yeni Şafak gazetesi “Almanya’dan Muaz Paketi” başlığıyla verdiği haberde, Almanya’nın ABD üssüne bombalı saldırı planlamakla suçladığı Muaz kod adlı el-Kaide militanı Atilla Selek’i istediği belirtiliyor.

*****

Babası askerde olan bir bebek, korunaksız üstü brandayla örtülmüş briket evlerinde maalesef donarak ölmüş. Sabah gazetesi, “Şaha Öldü, Soba Geldi” başlığıyla verdiği haberde, Şaha bebek ölünce, komşuların harekete geçtiğini ve öteki iki kardeşin ölmemesi için aileye ödünç soba verildiğini anlatıyor.

İnsanın iliklerini donduran bu haber, acaba komşular, özellikle de belediye ve devlet yetkilileri şimdiye kadar neredeymiş diye insana sorduruyor. İhtiyaç sahibi olmayanların bile bir şekilde bazı fırsatlardan yararlandığı ülkemizde, maalesef gerçek ihtiyaç sahipleri seslerini çıkarmaya bile utanıyorlar. İnsanlık dersinden sınıfta kaldığımız kesin.

*****

Rauf Tamer’in bugünkü yazısında bir tespiti var: Medya DTP’ye o kadar çok yer ayırıyor ki, diğer partilerde ne olup bittiğinden kimsenin haberi yok. Hani bir Demokrat Parti vardı. ANAP’la birleşmiş, merkez sağın temsilcisi olacaktı. Şimdi nerede, ne yapıyor, Ağar istifa etmişti, gitti mi, geldi mi bilen var mı?

Son haber, geçen hafta kongre yapması gereken DP’nin Genel kurulu Mayıs’a ertelendi. Hani o zamana kadar kim öle kim kala… Zaman kazanma oyunu. Bu arada Ağar partiyi bir emanetçiye teslim etmeyi uygun gördüğünü söylemiş ve bu emanetçi de Hüsamettin Cindoruk’muş.

Akşam gazetesi, “Kırat’a 74’lük Süvari” başlığıyla haberi vermiş. Baraj altında kaldıktan sonra zor günler geçiren Demokrat Parti’de Hüsamettin Abi formulü… Cindoruk Ağar’ın liderlik teklifine yeşil ışık yaktı, diyor.

*****

Son günlerin bir önemli haberi de kaçırılan bir rahip biliyorsunuz. Ağırlıklı olarak rahibin fidye için kaçırıldığı söyleniyorsa da kesin bir bilgi söz konusu değil.

Sabah gazetesinin haberine göre, “Sinyal Gece Sustu” Süryani rahip Daniel’i kaçıranların yeri, açık kalan cep telefonunun sinyaliyle izlendi. Gece yarısı telefon kapatıldı.

Taraf gazetesi, “Yine mi Hizbullah” sousunu soruyor. Çünkü Rahip Daniel ilk örnek değil. 1994’te Hizbullah Öğündük rahibini ve yardımcısını kaçırmıştı, diyor.

Yeni Şafak gazetesinin iddiası, “Daniel’i Çete Kaçırdı” Şırnak’ta askere giden gençleri müftü ile birlikte uğurlayan rahip Tok, Mor Yakup Kilisesi rahibi Daniel’in para için çete tarafından kaçırıldığını iddia etti. Bir an evvel bulunup sağ salim kurtarılması hepimiz için iyi olacak.

*****

Diğer gazete manşetleri de şöyle:

Bugün gazetesi: “Kemal Abinin Pijama İsyanı” Madenlerin çıkarılmasını önlemek için her numara yapılıyor. 50 kişiyi soyup pijamanın altını giydiriyorlar, üstü yok. Yallah dışarı…

Cumhuriyet gazetesi: “Türkiye BOP’a Yardımcı” ABD Büyükelçisi Ross Wilson, projenin sınırları değiştirmeyi amaçlanmadığını ileri sürdü.

Cumhuriyet gazetesi: “Sanata Mahalle Baskısı” Sanatçılar İstanbul’da sergi açmak için yerel ahlaka uygun eser dayatmasıyla karşılaşıyor.

Radikal gazetesi: “Bütün Emekçiler Eşittir, Memurlar Daha Eşittir” Tasarı aynen çıkarsa işçiyle esnafın prim ödenen her yıla ilişkin emekli aylığı bağlama oranı daha da düşecek. Tasarıda memurların oranına dokunulmadı.

Radikal gazetesi: “Wilson: Biz Ciddiyiz” ABD Büyükelçisi, asıl iş PKK’ya karşı mücadele, istihbarat akışı başladı, dedi.

Takvim gazetesi: “Eğitim Şart” Adana’da bir ilköğretim okulu öğretmeni öğrencisinin burnunu kırdı. Öğretmen olayın iki öğrenciyi ayırırken kazayla yaşandığını söyledi.

Vatan gazetesi: “Türk Rüşvetini FBI Yakaladı” The Marmara Otelleri’nin sahibi olan Gürsel ailesine ait Kiska Holding İnşaat’ın New York’ta iki belediye görevlisine rüşvet verdiği ortaya çıktı. FBI rüşvetçileri film gibi bir operasyonla yakaladı.

Zaman gazetesi: “Teröre Karşı Ortak istihbarat Havuzu” ABD generaller seviyesindeki işbirliğinin ardından Türkiye’ye terörle mücadele için yeni bir ortaklık teklif etti. FBI Türk polisine PKK terör örgütü ve el Kaide ile ilgili istihbaratları anlık paylaşmak için ortak veri bankası kurmak istediklerini bildirdi.

*****

Spor haberlerine gelince:

UEFA Kupası’nda Galatasaray’ın nihayet 3-0’lık bir sonuçla hem de deplasmanda ilk galibiyetini alması, birçok gazetenin haberi ilk sayfadan vermesine sebep olmuş. Rakibin Yunan takım olması da sanki basının ilgisini artırmış gibi.

Onun dışında Fenerbahçe’nin 3-0 kaybettiği maçta İnter’in giydiği forma tartışılıyor. Bir avukat UEFA’yı mahkemeye vererek İnter’in 3 puanının silinmesini istiyor. Çünkü maçlarda din dil, ırk ve renk ayırımcılığı yapan ve ırkçı tutum sergileyen takımların 3 puanının silinmesi gibi bir madde var. Bugün gazetesi haberi “Haçlı Forması 3 Puan Sildirir” başlığıyla vermiş.

Spor gazetelerinden Fatanik, “Burası Atina” manşetiyle Galatasaray’ın galibiyetini duyurmuş. Fotomaç gazetesi ise “Aslanım Uefaladı” başlığını atmış. Fotospor ise “UEFA’da Aslan Alarmı” demeyi tercih etmiş.

Bugünlük de bu kadar. Yarın yeniden birlikte olabilmek dileğiyle…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..