Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '16

 
Kategori
Kitap
 

"Evde insan beslemek" de ne demek?

"Evde insan beslemek" de ne demek?
 

İnsan evinde beslenir, barınır, kendini yeniler ve bir sonraki güne hazırlanır; elbette bunda bir sorun yok. Ama 'evde insan beslemek' dendiğinde biraz garip geliyor değil mi? Bir yandan da kalıp aslında pek tanıdık. Evet evet, bu 'evde hayvan beslemek' kalıbıyla aynı. İnsanların dünyasında evde hayvan besleniyorsa, kedilerin dünyasında neden evde insan beslenmesin! Hadi o dünyayı yakından tanıyalım.

Çocukluğun belli bir evresi de sanıyorum 'hadi eve bir hayvan alalım' evresi. O yaş aralığı gelince, eğer ebeveynler daha önce çocuğu bir şekilde hayvanlardan korkutmadıysa, özellikle peluş oyuncak versiyonlarıyla büyünen kedi ve köpekler evde oyun arkadaşı da olsun istenir. Kimi ebeveynleri kesinlikle tenzih ediyorum, ama yuvasını uzun erimli bir paylaşıma açamayacağı halde çocuklarının bu hevesine karşı koymak yerine 'bir deneyelim' diyenler vesilesiyle yaşanan acılar oldukça fazla. Bu kitap, çocukların ve hatta hiç bilmediği bir deneyime atılmaya meyleden yetişkinlerin bu hevesini 'bilinçli' bir hale getirmek için harika bir rehber olmuş. Rehber dediğime bakmayın, pek keyifli bir roman karşınızdaki.

Bir gazetede çalışan kedi Güneş, günlerinin sıradanlığından sıkılarak eve bir insan alıp hayatına renk katmaya karar verir. Evet, bir insanın bakımını üstlenmek hiç de kolay değildir; yemesi içmesi, bakımı doktoru bir kedi için oldukça masraflıdır ama internette videosunu görüp beğendiği insanın bakımını üstlenmeyi aklına koymuştur!

Nurgül Ateş, bu dünyayı ince ince dokumuş. Bir canlının bakımını üstlenmenin aslında ne kadar zorlu ve çok boyutlu olduğu, hele bir de bu iş piyasalaştıysa nasıl akıllara durgunluk verecek bir hale geleceği (ki aslında petshoplar bu konuda çok şey anlatıyor, değil mi) çok iyi tasvir edilmiş. Kılçık adını verdiği insanı ile yaşamaya başladıktan sonra yaşamında meydana değişimler, arkadaşlarının ve ailesinin ona yaklaşımındaki değişim, belki de en önemlisi kendisindeki değişim bugünün dünyasına rehberlik edecek nitelikte.

Bir kez algılarınız açıldı mı, artık çok zor o seçiciliği yok saymak. Ateş de bunu ele alıyor ve Güneş'in insanıyla yaşamaya başlamasının ardından insanlar alemiyle nasıl daha içli dışlı olduğuna değiniyor. Bir gün sokakta bir bankın altında fiziksel olarak hırpalanmış bir insanla karşılaşmasıyla tüm bildikleri alt üst oluyor; sokakta bir insanın ne işi var? İnsanların sadece yuvalandırıldıkları evlerde ya da barınaklarda yaşamasına izin veriliyorken bu nasıl mümkün olabilir? Üstelik o insana ne olmuş olabilir öyle? Bir gazeteci kimliğiyle izini sürdüğü bu soruların ardından çevre politikaları, hayvan hakları, medyanın gücü ve elbette insan haklarına dair apayrı bir serüvenin de kapısı açılıyor.

Bu kitabın okuyucu kitlesinin yaşının olmadığını iddia ediyorum, evet. Olabildiğince çok kişiye temas etmesini ve bu empatinin çoğalabilmesini yürekten diliyorum. Yayınevinin okurla buluşturduğu diğer kitaplar da oldukça ilgi çekici. Özellikle 'empati' temasında bence oldukça başarılı. Benim bir gözüm üstlerinde.

Herkese keyifli okumalar!

bestebal@gmail.com

* Yazarın HangiKitap sayfasındaki paylaşımlarını takip etmek için tıklayın.
 

 
Toplam blog
: 18
: 1422
Kayıt tarihi
: 17.01.13
 
 

İstanbul Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler bölümünde okudu, öğrenci olmaya yüksek lisans pr..