Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

“Has… tir” kime?

“Has… tir” kime?
 

Yeni değil, uzun zamandır ağzını bozuyordu bozmasına da, bu kadar da ileri gitmemişti.

“Devlete” kafa tutmak, ikide bir “Hodri meydan” çekmek onun genel davranışlarıydı. Çok da aldırış eden yoktu, çünkü “İt ürür, kervan yürür” gibisinden dinliyorduk…

Ancak, bu kez farklı…

Olayın içine "Küfürgirdi…

Şimdi aklıma takılan şu; küfür kime? Bu adam, kime hitaben, kimi kastederek “Has… tir” diyor?

Öyle ya, birine diyor mutlaka.

Gerçi, basının karşısında partilileri arasında “şahin” ve “güvercin” benzetmesi yapılmasına kızan Baydemir, “Bizi ‘güvercin’, ‘şahin’ diye ayırmayın. Bunu söyleyenlere has..tir diyoruz. Kendi değerlerine ihanet eden tek Kürt politikacı bulamayacaksınız” diyerek küfürlü rest çeken adam, yeni kurulan partilerinin amblemine göndermek yaparak “Başbakan ve kabine üyelerine sormak istiyorum, üslubumdan dolayı halkın affına sığınıyorum. Meşe ağacının hangi dalı nerenize battı sayın hükümet. Tasfiye böyle devam ederse gün gelecek elinizi uzatacağınız tek insan bulamayacaksınız. Yazıktır, günahtır bunu yapmayın” diyor…

Buradan anlaşılacağı üzere, muhatap belli… Adını iyi koyamadığı, içine de hiçbir şey koyamadığı ve milletin gözünü boyamak üzere ortaya koyduğu ve bir türlü de açamadığı “Paket” mimarı hükümete sesleniyor.

Allahtan, ben de üzerime almamıştım doğrusu. Yoksa buradan daha yakası açılmamış, hiç gösterime girmemiş ne cevaplar verebilirdim.

Lafın nereye, nerelere gidebileceğinin farkında olan adam, bu kez hem lafı geri alamamanın sıkıntısı, hem de baltayı taşa vurduğunu belirtisi içinde “Her şeyden önce bu bir çığlıktı. Diyarbakır’dan, halkına hizmet etmeye çalışan ve bu ülkede Türkün ve Kürdün birlikte yaşadığına inanan bir Türkiyeli Kürdün çığlığı idi. Asla pişman değilim. Lütfen bu tabirlerimden dolayı halk beni bağışlasın” diyor…

Muhatap aldığı “Halk” kim ise o belki bağışlar, ama biz bağışlar mıyız, orası daha belli değil.

Adam, küfür bir yana, hükümete ve devlete kafa tutmaya devam ediyor: “…Gözaltına alınan arkadaşlarımızın çiğnediği hukuk neyse bilerek ve isteyerek biz de çiğnedik, çiğnemeye de devam edeceğiz.”

Yetmiyor…

“Ya bizi de alacaksınız, ya arkadaşlarımızı serbest bırakacaksınız. Lütfen akıllı davranın söz tükenmesin”

Yaaa…

Yine birilerine “…akıllı davranın…” diyor…

Kime diyor derseniz, sanırım “Paketi” önlerine koyanlara…

Elbette bir gün gelecek, birileri “Akıllarının ölçüsünü” elbette alacak, bundan kuşkumuz yok.

Ama bugüne kadar “Akıllarının ölçüsünü” bir türlü alamayanlar var, yani işin içine “Küfür”ü de sokacak kadar aklı olmayanlar, onlara ne diyeceğiz?

Küfür eden adam… Sana diyorum, senin “Aklın” nerede?

Şu ana kadar hükümet kanadından bu “Küfür”e bir tepki gelmedi. Bakalım başbakan, ne zaman ve nerede cevap verecek, bekleyip göreceğiz.

XXX

HEY GİDİ GÜNLER HEY…

Bugün, 25 Aralık… Bundan tam 26 yıl önce bugün kaybettiğimiz ve rahmetle hala andığımız İsmet Paşa…

Bu milletin senin gibi “Devlet adamına” ve yeri gelince de “Çizmelerine” ihtiyaç duyduğu günlerdeyiz, bilesin…

Neredesin ki?

Allah’ın rahmeti üzerine olsun, toprağın bol olsun…

25 ARALIK 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..