Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '10

 
Kategori
Tarih
 

"İngilizleri içine alan bulut" yalanı

"İngilizleri içine alan bulut" yalanı
 

Foto:Ş.ODABAŞI


Çanakkale Savaşları’nda, İngilizlerin “Norfolk Alayı Askerlerinin” bir bulutun içine girip yok olduğu iddia edilen olay, İngilizlerin savaşı kaybettikten sonra ülkelerindeki insanları kandırmak için uydurdukları bir züğürt tesellisidir.

Bu olaya İngiliz halkı inanacakken, biz Türkler balıklama atladık, olayın üstüne.

Allah, “Türkleri korumak için, İngiliz Alayını bir bulutun içine alıp yok etti.” “Bizde savaşı kazandık” gibi anlatımlara da inanır olduk.

Yani, “İlahi yardım.”

Bulut İngilizleri bir süpürge gibi içine çekmiş. Sonrada çekmiş gitmiş. Bir daha İngiliz askerlerinden haber alınamamış.

Breh! Breh!

Ne bulutmuş yahu!

*

İngilizler hiçbir zaman ateşi elleri ile ellememişlerdir (tutmamışlardır). Savaştıkları yerlere, en ateşli çatışmaların içine de sömürgelerindeki halkların insanlarını sürmüşlerdir. Yeni Zelandalılar gibi. Kunta kinteleri… İngilizlere göre, İngilizlerin dışındakiler insan değildir.

*

Ancak, Ağustos 1915 tarihindeki savaşın içine, Kraliyet Ordusunun bir alayını göndermişler. Bu alayı da, emniyetli bir bölgeye gönderiyoruz zannetmişler. Yorgun, bezgin zannettikleri Türk Askerlerini ortadan kaldırıp, savaşın kahramanı olacaklardır kendileri, akıllarınca.

Çanakkale Savaşları’nın bir komutanı, kimsenin hayalinde aklında yoktur.

19.Tümen komutanı, “Mustafa Kemal’in” hükmü yoktur.

Yoktur da.

Askerlerine, ''Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum!'' diyen komutan savaşın kaderini değiştirmiştir.

*

Bakın şimdi size, İngiliz başkomutanı General Hamilton’un anılarından kısa bir bölümü noktasını virgülünü değiştirmeden yazayım. Bu bölümü internette de bulabilirsiniz.

Şöyle yazmış günlüğüne;

"22 Ağustos 1915 günü Çalılık arazi içinde cereyan eden karşılıklı düello korkunç bir şekilde hükmünü sürdürdü. Sis ve topçu ateşi yönünden, Allah dün Türklerden yana idi..." der.

Buradaki dikkat edilecek tek kelime var, ”sis” Buluttan bahsedilmiyor. Birde “çalılık” kelimesi önemli.

Bu İngiliz askerlerinin taarruza geçtiği bölgeden, karaya çıkmak kolay değildir. Sarp bir arazidir. Çok diktir. Çalılık bir bitki örtüsü vardır.(Çalılık bir arazide yürümek mümkün değildir. Hele birde dik ve uçurum bir yapısı varsa) Keçi yolu gibi patikalardan gidilmesi gereklidir. O günlerde hava çok sislidir. Sisten yolunu bulamayan İngiliz askerleri, çalılıkların arasında kaybolmuşlardır. Çatışmanın içinde, dik yamaçlardan yuvarlanan tam donanımlı askerlerin bir çoğu ölmüştür. Kimisi de esir alınmıştır.

Eğer giderseniz savaşın yapıldığı bu yerlere, Mustafa Kemal’in saatinden vurulduğu bölgeden bir bakın denize doğru, gerçeği anlarsınız.

Bu gün bile hiçbir tehlike olmadığı halde, bir insan çok iyi bildiği bir arazide, ”sis” olunca çaresizi kalır ve kaybolur. Aynı yerde döner durur. Hava soğuksa; yiyeceği içeceği yoksa ölür bile.

Birileri çıkıyor.

“Çanakkale Savaşları'nda ilahi yardımlar” adı altında bir şeyler zırvalıyor.

Bu zırvalıklar alıp başını gidiyor.

Bulut mulut yok. 267 İngiliz askeri siste kaybolmuş. Ölen ölmüş, Esir alınanlar, Afyon’da bir esir kampında gönderilmiş. Daha sonra bulunmuşlardır.

Çanakkale’de, birçok yerel yazar ya da başka illerde yaşayan iki defa Çanakkale’ye gelmiş yazarlar, yazıyorlar birer kitap, hepside ”İngilizleri yutan bulut” demekten öteye geçemiyorlar.

Çok güzel saçmalıyoruz.

İngilizler bir buluta binip nereye gittiler?

Allah İngilizlere yardım mı etti?

Ya da;

İngilizleri bulut içine alıp, Türkleri ölümden mi kurtardı?

Allah, Çanakkale Savaşları'nda taraf mı tuttu?

Allah, Türkleri Müslümanları korumak istiyorsa, savaşın çıkmasına neden engel olmadı?

Neden o kadar insan öldü gitti?

Bir bulut hikâyesi böyle, anlatılırsa bende böyle düşünürüm.

Bulut yok, ”sis” var. Sisin sebep olduğu bir engelleme var. Bir doğa olayı bu.

Bu doğa olayının oluşunu, Allah’tan diyebilirsiniz.

“Bulut İngilizleri, elektrik süpürgesi gibi içine çekti, aldı gitti” demek.

Benim aklıma uymaz arkadaş.

*

Çanakkale Savaşları ile ilgili olarak, Gelibolu Yarımadası’na gelenlere rehberlik edenlerin bazıları gerçekleri anlatmıyorlar. Gerçekleri saptırıyorlar.

Etkili şiirler okuyup, gelenleri ağlatanlar var.

Hurâfe hikâyeler anlatıp, malı götürenler var.

Hatta ve hatta;

“Daha önceden bir yerlere kemik gömüp, kemiğin yanına gelince kazıp kemiği çıkaranlar bile varmış.”

Sonrada kemiği eline alıp, nutuk atanlar…

Şehitlerimizin kemikleri…

Yarabbi…

Allahım…

Tarih, gerçekleri anlatmalıdır. Belgelerle yazılmalıdır.

Beni, gerçekler ilgilendirir.

Hayali olan her şey masaldır.

Bence “Keleoğlan” masalıdır.

İsterseniz siz, ”Ezop” masalı deyin.

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..