'İstanbul Arabesque Project'

(İstanbul Arabesque Project – Unutabilsem)

http://www.youtube.com/watch?v=uF-39UJKtOY

http://www.youtube.com/watch?v=3b2-9dmK1YI

Nasıl karmakarışık içimdeki adam… Bir yandan Rihanna’nın Eminem’le yaptığı muhteşem düeti 'Monster’la yerinde duramazken; diğer yandan “İstanbul Arabesque Project”in muhteşem müziğiyle coşabiliyor.

“Arabesk eserleri rock altyapılar, arabesk vokaller ve doğu vurmalıları kullanarak yorumlayan, arabesk formatında besteler yapan, bugüne kadar yaklaşık 400 konser veren ve tüm Türkiye’yi gezen ISTANBUL ARABESQUE PROJECT, kendi bestelerini de arabesk ögelere bağlı kalarak yapıyor.

Konserlerinde Bergen’den Kamuran Akkor’a, Orhan Gencebay’dan İbrahim Tatlıses’e pek çok arabesk duayeninin eserlerini seslendiren grup, kendisini izlemeye gelen müzikseverlere arabeskin kederli değil, keyifli ve eğlenceli yönünü göstermeyi vaat ediyor.

Tamamı TRT denetiminden geçen tek arabesk albüme imza atmış olan ISTANBUL ARABESQUE PROJECT, yaptığı müziği “safkan arabesk” olarak nitelendiriyor.

Grubun davulcusu, prodüktörü ve söz yazarı olan Barbaros Akbulut tarafından kurulan ISTANBUL ARABESQUE PROJECT’in diğer asil üyesi grubun gitaristi, back vokali ve bestecisi ve olan Korkut Peker’dir.

Bugüne dek birçok solistle çalışan gruba bass gitarda Serkan Öngel vokalde Beste Aksu eşlik ediyor.

Istanbul Arabesque Project , 2010 yılında Hergün İsyanım Var, 2011 yılında Damarımda Kanımsın albümlerini yayımladı.

(Kaynak: http://www.istanbularabesk.com/istanbul-arabesk-hakkimizda-1-detay)”

Ölüyorum bu adamların ‘sound’una. Nasıl da güzel bir harman. Nasıl kafa yapıyor anlatamam. Nasıl demleniyor kalbiniz ellerindeyken müziklerinin. Ölüyorum yeni bayan solistlerinin sesine, tarzına, sahneye yakışan güzelliğine(bir kadının neden hem kendisi hem sesi güzel olur ki?!.. çok tehlikeli bir karışım bu!..)... Sesinin güzelliği içindeki ışıltılı namelerinde gizli. Beste Aksu; İstanbul Arabesque Projectin -birkaç değişiklikten sonraki- yeni solisti. İstanbul Arabesque Project birkaç senedir, pop-arabesk diyebileceğimiz çok tatlı bir tarzda müzik yapan bir gurup aslında. Ve eğer bu kararlılıkla ve 'duyguyla' yollarına devam ederlerse belirli bir süre sonra daha çok insanın kalbinde yer edecek olan bir gurup. Şimdiden gönül telimize dokunmaya başladıklarını belirtmek lazım. E bu iş zor!.. Hak vermek lazım arkadaşlara. Daha iyisini bulacaklar. Benim kalbimi ikna ettiler. Beste Aksu; Emrah’ın o süper şarkısı ‘Unutabilsem’ e ruhunu katmış. Tamamdır yani. Dahası için yolları açık olsun…    

Her şey karışacak ya o muhteşem çukurda birbirine. Karışıyor işte. Yıllardır hem de. Ta başından beri hem de. Hayat sizi, bizi, hepimizi, her şeyi; bildiğiniz/bilmediğiniz her şeyi karıştırıyor birbirine belki biz farkında bile olmadan… Ha basgitardan çıkmış, ha elektro bağlamadan ‘do’ sesi ‘do’ sesidir! Hayatı bölmek, kompartımanlara ayırmaya çalışmak, etiketlemek, ötekileştirmek kadar beyhude ve gereksiz bir çaba yoktur. Zaten aslına rücu ediyor her şey sonunda, siz ne yaparsanız yapın. Bizim de millet olarak damarımızda var arabesk. İşte bu yüzden bir gece yarısı rastgele haberdar olduğunuz bir gurup sizi sabaha kadar bilgisayar başına oturtup; youtube’daki ‘replay’ tuşuna yapıştırabiliyor. ‘Şarkı bitmesin nooluuurrrrrr…’ diye içinizden yalvarıyorsunuz. Ama bitiyor. Olsun. Siz yeniden dinliyorsunuz. Yeniden, yeniden, yeniden hem de… Aklınızdan neler geçiyor neler. Aşk, sevgi, nefret, ölümler, ayrılıklar, korkular, kaygılar, ümitler, hüzünler, arkadaşlar, aile… Kâh ağlıyorsunuz, kâh gülüyorsunuz. Kâh batılısınız, kâh doğulusunuz. Kâh iman ediyorsunuz, kâh isyan. Kâh seviyorsunuz deli gibi, kâh nefret ediyorsunuz düşman gibi.

Emin olduğunuz tek şey müziğin sizi parçaladığı. Her parçanıza da ayrı ayrı temas ettiği. Temas ettiği her noktanızın ise ayrı ayrı kanadığı… Emin olduğunuz tek şey içinizdeki arabesk adam… Sonra bakıyorsunuz ki mırıldanıyorsunuz durmadan hem içinizden, hem dışınızdan;

“Ah ne yapsam ne yapsam kurtulabilsem

Ne yapsam gönlümü avutabilsem

Kendimi unuttum unutuldum da

Bir seni benim gibi unutabilsem”       

Ne yani; çok mu arabesk? Ne yani sanatsal mı değil? Ne yani; çok mu acıklı? Ne yani; hiçbir entelektüel yanı mı yok? Bir Shakespeare mi değil mesela? Yav değilse değil! Kime ne? Ben mutluyum, başkasına ne? Zararsa kendime zarar, başkasına ne? Eksiklikse kendime eksiklik, kime ne?

Amacım klasik doğu-batı çatışmasına dokunmak, doğu-batı sentezini, şunu bunu irdelemek, değerlendirmek filan da değil. Zaten oldum olası çok geyik bulduğum işlerdir bunlar. Aksine amacım; içimdeki 'safkan arabesk' adama hayran olduğumu, o yanımı çok sevdiğimi anlatmaya çalışmak. Ve İstanbul Arabesque Project bugünlerde en yakın dostum; hele de Beste Aksu nameli nameli “Ah ne yapsam ne yapsam, kurtulabilsem…” derken…