Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '12

 
Kategori
Mizah
 

“İstifa etmek” de neyin nesiymiş !?

Bu ülkede bir olumsuz şey oldu mu, ilk ve özellikle muhalefet kanadından hemen “İstifa Et!..” naraları yükselir oldu.

Yok öyle yağma!.. El kadar kâğıda iki satır yazı yazarak, öyle kolay mı o koltuklardan ayrılıvermek? Oralara bu kadar basitçe ve beleşe mi geldiler, kolay  kolay vazgeçilebilir mi bu görevlerden?

Yoksa sizler bilmeden, “istifa” sözcüğünü; “istifade, istif, istifra, istifham, istiğfar veya istihdam” sözcükleriyle filân mı karıştırıyorsunuz?

Türk Dil Kurumu Sözlüğü, Arapça kökenli bu “İstifa” sözcüğünü şöyle açıklıyor: “1- Kendi isteğiyle bir işten veya bir hizmetten ayrılma… 2- İşten ayrılma isteğini bildiren dilekçe…”

Bizde zati olmaz ya, diyelim ki Ulaştırma Bakanı büyüğümüz; “hızlandırılmış tren” diye, eski kara treni boyatıp, motor gücü ve hızını arttırarak demiryoluna koydu; “saldım çayıra, gayri Mevlâm kayıra” diyerekten, milleti içine doldurup gönderdi. Tren raydan çıkıp, diyelim ki “Sakarya Pamukova’da vagonları birbirine girerek yamuldu ve 41 yolcu sizlere ömür, aşağı dünyayı boyladı…

E şimdi burada Ulaştırma Bakanı’nın ne kabahati var ve niye istifa etsindi ki? Trenin direksiyonunu (!) iyi çeviremeyen ve hız haddini aşan makinistler suçlu değil mi? Zati onlar da öyle yaparlar ve haşarı makinistlerin cezalarını bir güzel verip, kendileri paçayı kurtarırlar…

Samsun’daki TOKİ Evleri sel felâketinde de; eski TOKİ Başkanı ve yeni Şehircilik Bakanı olan büyüğümüz, kabahatin yağışlı havada olduğunu söyleyince büyük tepki aldı ve hemen istifa etmesini istediler!.. Hâlâ istifa etmedi, ettirilmedi… Demek ki, siz ne derseniz deyin; bu söylediklerini can-ı gönülden kabul etmiş görünen sayın Başbakan da olaya Fransız kaldı… Yukarıdan kabul görüyorsa, Bakan niye istifa etsin, niye muhalefete kulak assın da, keyfini bozsun ki? Bu makamlar kolay bulunup da, oraya kolay mı geliniyor? Kaç kişiye nasip olur böyle bir koltuk?
Efendim; milletvekili adayı olmak için, önce yukarıdan bir yetkili bulunur. Sonra aday olan bir sürü kişi arasından, dayısı kuvvetli olanlar aday gösterilir. Partiye bir küçük miktar (!) yardım, seçimde masraf, kiralanan arabalar, verilen yemekler, dağıtılan yardım kumanyaları, parti örgütlerinin ve seçmenlerin bitmeyen istek ve tafraları, zorlu bir seçim ve sonuçta milletvekilisiniz!..

Yeter mi? Tabii ki yetmez!..

Yemin töreni biter bitmez, daha daha yukarılardan bir tanıdık, önüne gelene “özgeçmişini” anlatmak, güçlü cemaat liderlerinin ve basının dikkatini çekmek, böylece tek seçicinin gözüne girerek Bakan olmak!..

Bu ne zor, bu ne meşakkatli, bu ne ince - uzun bir yoldur bilir misiniz?

Tüm bu yolları aşıp da bir koltuk kapmışsınız, siz olsanız kolayca geri verir misiniz!?
Çok zor gelse de; “Üç Maymun”u oynayıp sabır göstererek, bu aziz milletimizin onulmaz kusuru olan “unutkanlık” zaafına sığınıp, kelleyi… - pardon –... koltuğu kurtarmanız olasıdır…

Ne diye istifa etsinler de, evde hanımı ve çocuklarından, seçimde söz verdiği seçmenlerinden niye zılgıtı yesinler ki?

İstifa; etik, erdemli, bağımsız davranabilen, onurlu insanların yapacakları bir iştir, herkesin harcı mı onu hayata geçirebilmek!?

Bakınız, Rusya’daki sel felâketinden sorumlu tüm yöneticiler hemen istifa ettiler! "Avanak Avni" ulan bunlar, aceleniz neydi, etrafınıza bir baksanıza siz? Şimdi onlar salak mı, yoksa onurlu mu olmuş oluyorlar? Artık onu da sizler karar veriniz…                          

Sakin KOŞAR… 

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..