“İsviçre’de Skandal” ya da Kim Yalancı?

Hürriyet gazetesi haberi manşetten verdi:

Avrupa gazetelerinde de bir hayli yer buldu kendine haber.

“Neo-Naziler Brezilyalı hamile göçmen kadına saldırarak, karnına ve bacaklarına, yandaşi oldukları sağcı parti SVP’nin (İsviçre Halk Partisi) baş harflerini bıçakla çizdiler. Saldırıdan sonra genç kadın beklediği ikiz çocuklarini düşürdü. Irkçı dehşet Brezilya ve İsviçre arasında diplomatik krize yol açtı. Brezilya Devlet Başkanı Lula de Silva olayı şiddetle kınadı. Brezilya Dış İşleri Bakanı İsviçre Büyükelçisini makamına çagirarak olayın araştırılmasını ve üstünün kapatılmamasını istedi.”

İş bu kadarla da kalmadı. Brezilya’da basın ve halk ayağa kalktı. İsviçre’de yabancı düşmanlığının boyutları acı bir dille eleştirildi.

Olay Zürih’de geçtiğinden, Zürih polisi derhal araştırmaya girişti. Polisin yaptığı ilk açıklamalar ise, ortalığı daha da karıştırdı.

Zürih Adli Tıp Raporlarına göre, üç Neo-Nazinin saldırısına uğradığını iddia eden Brezilyalı avukat Paula Oliveira, olayın geçtiği esnada hamile değildi. Dolayısile kaybettiği ikizler gibi bir durum yoktu. Bunu Adli Tıp Sözcüsü Walter Baer açıkladı. Ayni kişinin ifadesine göre, Oliveira’nın bedenindeki çizikleri, kendi kendisinin yapmış olması da çok muhtemel. Yaralar sathi ve kendi eliyle erişebileceği yerlerde ve ayrıca dikkat çekici şekilde düzgün ve ayni biçimde çizilmis. Hatta bazı yerlerin üzerinden dikkatle iki defa geçilmiş. Walter Baer, saldırıya uğramış, çirpinmakta olan birinin gövdesine bu derecede düzgün çizikler yapılamıyacağının aşikar olduğunu söylüyor.

Gazetecilerin, Paula Oliveira’nın böyle davranmak için ne gibi bir sebebi olduğu sorusuna da, Adli Tıp Psikiyatristi Dr. Josef Sachs cevap veriyor:

Zürih polisinden yapılan bu açıklamaları Brezilya tarafı, özellikle Paula’nın yakınları ve arkadaşları kabul etmiyor, genç kadının dengeli ve aklı başinda olduğunu iddia ediyorlar. Bilhassa Paula’nın babası Paolo Brito, kızının olay esnasında hamile olduğunu belgelerle ispatlayabilmek için, gitmiş olabileceği doktorları bulma çabasinda.

Gazeteler bu arada, daha önce yaşanmış benzer olayları sıralıyorlar.

2004 senesinde Paris’de 23 yaşinda bir kadın, kendi karnına gamalı bir haç çizerek, yahudi düşmanlarının saldırısına uğradığını iddia etmiş.

2003 de, Almanya’nın Hagen kentinde 40 yaşinda bir kadın Skinhead saldırısına uğradığı iddiasıyla polise başvurmuş.

1994 de 17 yaşinda, tekerlekli koltuğa mahkum bir kız, kendi yanağına bir gamalı haç çizerek, Neo-Nazilerin yaptığını iddia etmiş.

Liste uzayıp gidiyor.

İsviçre Dış İşleri Bakanı Micheline Calmy-Rey ise şu an için sessiz kalmayı tercih ediyor.

SVP İsviçre’de, entellektüeller ve Avrupa Birliği taraftarlarınca sevilmeyen bir parti. “Serbest Dolaşim” ı engellemek için hazırladığı “karga”lı afişlere rağmen, seçmeni kendi tarafına çekmeyi başaramadı.

Zürih Adli Tıbbı, olayda SVP yandaşları şüphesi olduğunu gösteren emareler bulunduğuna inansaydı, herhalde Paula Oliveira’nın kendi kendini bu duruma getirmiş olabileceği kanaatini belirtmezdi.

Zürih Adli Tıbbı, olayı SVP yandaşlarının yaptığına dair en küçük bir ihtimal olduğunu belirtseydi, bu partiyi zerre kadar tutmayan tüm karşi görüşteki parti ve kuruluşlar, hep birlikte koro halinde SVP’yi suçlarlardı.

Onlardan da ses seda yok.

İlginç zamanlar, ilginç insanlar.

Bakalım önümüzdeki günlerde “İsviçre’de Skandal” hangi biçimlere bürünecek?

Kaynaklar:

Blick

www.n-tv.de

Brasilblog.net