"Kamudaki ücret adaletsizliğinin kıyısında..."

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in memurlara yapılacak enflasyon farkının ödenmesi konusunun enflasyon rakamlarının açıklanmasından sonra değerlendirileceğine ilişkin yaptığı açıklamalarının hemen ardından memur sendikaları hükümete, memura yaklaşımından dolayı doğal olarak tepki gösterdi.

Enflasyon rakamları açıklandı açıklanmasına ama enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığında hemfikir olan kamu sendikaları, açıklanan yılın ilk 6 ayına ilişkin enflasyon oranının yüzde 3, 87 olarak açıklandığına dikkat çekerek, enflasyonun yüzde 4'ün altında çıkması nedeniyle memurlara enflasyon farkı ödenmemesini hükümetin adeta bir kazanç olarak görmesinden rahatsızlar...

Kaldı ki, enflasyonun yüzde 3, 87 yerine yüzde 4, 87 olarak açıklansa ve yüzde 0, 87 oranında zam verilse bile bunun memurun kanayan ücret yarasına merhem olmayacağı zaten ortada. Kurumlar arasında öyle ücret farklılıkları var ki, gördüğünüz eşitsizlik ve dengesizlik karşısında adeta bir “ayrımcılığın” yaşandığı sonucuna rahatlıkla varabilirsiniz.

Bu kurumlardan biri de yıllardır ücret eşitsizliği ve adaletsizliğini "çaresizce" yaşayan Belediye ve Özel İdare çalışanları. Ve ne hikmetse hükümetin, yerel yönetim çalışanlarını, dönem dönem kamu çalışanlarına yapmayı planladığı her ek zam hazırlıkların ve uygulamaların dışında düşünmesi ve bırakması da gerçekten ayrı bir “efkar” durumu.

Aldığı maaşla yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veren memurun ekmeğinin küçültülmesinden öte tamamen elinden alınmasıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, “Belediye ve Özel İdare Çalışanlarının evleri adeta cenaze evlerinden farksız!” sözleriyle hükümete tepki gösteriyor BEM-BİR-SEN Genel Başkanı Mürsel Turbay haklı olarak... Ve memurlarına artan refah payından hak ettikleri iyileştirmeleri vermeyen, memurunu yaşarken ölüme terk eden bir anlayışı asla kabul etmiyoruz! Hükümet artık çalışanlara yönelik ücret politikalarını acil olarak gözden geçirmeli ve öncelikle "Toplu Sözleşme ve Grev Hakkı" başta olmak üzere memurun sosyal ve ekonomik haklarını vermeli, iade etmelidir!” diyor.

Geçtiğimiz günlerde İşçi sendikaları ve Kamu İşveren Kurulu arasında yapılan toplu görüşmelerinde işçilere yapılan yüzde 35 ‘lik ücret zammı sevindiricidir. Pek tabiî ki yapılan bu zamla birlikte işçilerimizin azda olsa ekonomik olarak nefes almaları sağlanmıştır. Anlıyoruz ki, memur sendikalarının seslerini yükseltmelerinin ana teması “ona verdin bana da ver” mantığından çok hükümetin kamu çalışanlarına da ücret ve sosyal haklar konusunda ayrımcılık yapmadan “adalet terazisini” dengede tutması isteği ve talebidir.

Önümüzdeki günlerde bu tepkinin alanlara da yansıyacağı sinyalini veren memur sendikalarının hükümete karşı tepkisi de işte bu noktada düğümleniyor.

Bu tepki seçimin ertesinde 15 Ağustos’da başlayacak olan 2007 yılı toplu görüşmelerine doğru daha da artacak. 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun çerçevesi içinde "sınırlı sorumlu" da olsa, erken genel seçimleriyle ısınan meydanlar bu kez de memurun ayak sesleriyle ısınmaya devam edecek ve memurların “Hükümetin memuruna karşı IMF endeksli politikalar üretmesini ve uygulamasını kabul etmiyoruz!” solganlarıyla inleyecek.

Süreç yakın hep birlikte göreceğiz.