Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '11

 
Kategori
İnançlar
 

"Keşke toprak oluverseydim"

"Keşke toprak oluverseydim"
 

İnsan dünya hayatında zaman zaman acı veren duygular yaşar. Ancak bunlar arasında öyle bir duygu vardır ki bu, maddi ya da manevi hiçbir acı ile kıyaslanamayacak kadar güçlüdür. İnsanı sıkan, daraltan bu duygu, "pişmanlık"tır. 

Ancak iki ayrı pişmanlık şekli vardır. İman sahiplerinin yaşadıkları pişmanlık ile inkarcıların yaşadıkları pişmanlık birbirlerinden tamamen farklıdır. 

Yaşanan her olay Allah'ın bilgisi ve dilemesiyle gerçekleşir. Müminler başlarına gelen olay ne olursa olsun tevekkül gösterirler. İnanan insan her ortam ve koşulda kararlılığını korur. Yaptığı hata onun Rabb'ine yakınlaşma vesilesi olur. Hemen tevbe eder, bağışlanma diler ve aynı hataya dönmemek için Allah'a samimi dua eder. Yaptığı hata, kendisinde olan eksikliklerini düzeltmesine vesile olduğundan uzun süreli bir pişmanlık ve sıkıntı yaşamaz. 

Allah'a iman etmeyen insanın yaşadığı pişmanlık duygusu ise çok sıkıntı vericidir ve oldukça da uzun sürer. Hata yaptığında kişi, müthiş bir bunalıma ve strese girer. Yaşamı süresince en fazla kullandığı kelimelerden biri "keşke"dir. 

Dünyada "cehennemi yaşadığını" düşünen kişinin göz ardı etmemesi gereken önemli bir gerçek vardır; ahirette yaşanacak olan sıkıntı... Bu, dünyadakiyle kıyaslanamayacak kadar şiddetlidir. Ahiretteki pişmanlık duygusu, dünyada iken Allah'ın sınırlarını defalarca ihlal etmiş olmanın verdiği pişmanlıktır. Uyarıları dinlememiş olmanın, dünyada kendisine verilen süreyi hiç düşünmeden tüketmiş olmanın verdiği pişmanlıktır. Dünya hayatının çok uzun süreceğini, ölümün çok uzak olduğunu düşünmüş olmanın verdiği pişmanlıktır... 

Cehennem ile karşılaştıklarında bu kişiler, "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz'in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." deseler de telafi imkanı artık kalmamıştır. Şimdi ahiretteki "keşke" ler dökülür ağızlarından: 

Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık." (Mülk Suresi, 10) "Keşke düşünmüş/akletmiş olsaydık, keşke ayetleri yalanlamasaydık, keşke ayetlerden yüz çevirmeseydik, keşke bizi uyaranları dinleseydik, keşke..." 

Kişinin yaşadığı pişmanlık öyle şiddetlidir ki "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" (Nebe Suresi, 40) diyecek, toprağa karışıp yok olmayı isteyecektir. 

Bu büyük pişmanlık ihtimaline karşı insanları uyarmak, inanan insanların önemli sorumluluğudur. Mümin, "... Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayan (Allah')a çağırıyorum." (Mümin Suresi, 42 ) sözleriyle ölçüyü taşırmış bu kimselere tebliğ yapar. Öğüt almamaları nedeniyle "İşte size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben de işimi Allah'a bırakıyorum. Şüphesiz Allah, kulları pek iyi görendir." (Mümin Suresi, 44) diyerek, cehennemde sözlerinin onlara sürekli hatırlatılacağını haber verir. O halde pişmanlık da sürekli bir azap olacaktır, sonsuza kadar... 

Cennetteki mümine ise tam aksine yaptığı kötü amelleri unutturulur; hatta o amellerle muhatap olan diğer müminler de olayları hatırlamaz. Allah, yasaklanan büyük günahlardan kaçınan salih kullarına, "sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi 'onurlu-üstün' bir makama sokarız." (Nisa Suresi, 31) buyurarak cennet müjdesi verir. 

İnsan dünya hayatında çok büyük ve adeta içini çürüten pişmanlıklar yaşar; kendisini çok kötü hisseder. Ancak unutulmamalı ki, yaşamı zehir eden bu pişmanlığın kat kat şiddetlisini insan, cehenneme giderse sürekli yaşar. Bu dehşet verici duyguyu yaşamamanın tek yolu, şimdi zaman varken Allah'a yönelmek, O'na teslim olmak ve O'nun sınırları içinde yaşamaktır. 


 

 


 


 


 


 

 

 

 
Toplam blog
: 727
: 972
Kayıt tarihi
: 09.02.10
 
 

Ekonomi okudum. 5 yıldır haber siteleri, portal ve dergilerde yayınlanan yazılarımı ve inandıklar..