Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '16

 
Kategori
TV Programları
 

‘Kiralık Aşk’ da başa sardı ama…

‘Kiralık Aşk’ da başa sardı ama…
 

Dizilerin yeni sezon performanslarıyla ilgili kritiklerimize ‘Kiralık Aşk’la devam ediyoruz. Geçen dönemin popüler romantik komedisi olmayı başaran dizi, reytingleriyle de ispatlandığı üzere, izleyici kitlesini memnun edip korumayı sürdürme konusunda kararlı yapımlardan. Totaldeki birinciliğiyle yıllara meydan okuyan ‘Arka Sokaklar’la rekabete tutuşarak AB’de zirveye yerleşen ‘Kiralık Aşk’ın bu sıralama başarısı kuşkusuz tüm yapımlarda saptadığımız gibi esas kriterimiz değil. Asıl üstünde durduğumuz detay, dizinin yeni sezonunda sergilediği içerik performansı! Bunu nasıl bulduğumuza gelirsek…

İlk etapta görünen tablo ‘Kiralık Aşk’ın da tıpkı karakterler arasında kişilik değişimi yaratarak ilerlemeyi seçen ‘Tatlı İntikam’ gibi başa sardığı yönünde. Neriman’ın katakullileriydi, yandan yandan dürten dış mihraklardı derken bir yığın badire atlatıp işin ‘Evet’ kısmına gelmişken Defne’nin durup durup tam da mutluluğa yürünen yolda kabaran dürüstlük duygusuyla itirafta bulunması sonucu, kafası bozulanın kapağı Avrupa’ya atma klişesini yerine getirerek Ömer’i yaban ellere yollayıp nikâhı yalan eden senaryo, Pamir karakteriyle yeni bir ‘Kiralık Aşk’ yaratma peşinde. Bunun için de yine Neriman’ın miras hevesi devreye sokulmuş halde.

Hulusi Dede’nin Ömer’e kızıp mirasını Defne’ye bırakmak istediğini öğrenince yeğeni Pamir’i, Defne’yi kendisine âşık etmekle görevlendirerek, ilk sezonun tersine ‘Kiralık Aşk’ hali yaratan Neriman’ın bu atağının dışında Ömer-Defne cephesinde de roller değişmiş. Hatasını kabullenip Sinan’la birlikte İstanbul’a dönen Ömer, ilk sezonun aksine Defne’nin peşinde koşturmakta… Defne kaçmakta. Seçkin Özdemir’in canlandırdığı Pamir ise tıpkı ‘Tatlı İntikam’daki Barış gibi, üçgen yaratacak rakip olarak, iş bahanesiyle bu kaçma-kovalamaca öyküsüne çeşni katmakta.

Anlayacağınız Ömer-Defne arasında hafiften yakınlaşmalar, Defne’nin kaçışları derken her iki cephede de görünen köy aynı. Dolayısıyla Ömer’e İtalyan havasını solutup İstanbul’a getiren… Garsonluktan kişisel asistanlığa ve dahi tasarımcılığa sıçramanın ardından, dar zamanda motorcu kuryesi toparlamayı başarma marifetindeki lojistik müdiresine dönüşen Defne’nin, yeni şirketindeki hallerine tanıklık ettirerek sezona adım atan dizinin devamında öykü yeniliği adına büyük umutlar beslemek yersiz. Buna karşılık karakterler arasında kişilik değişimi yaratarak ilerlemeyi seçen ‘Tatlı İntikam’ gibi başa sarılmış olsa dahi ‘Kiralık Aşk’ın durumu daha farklı. Farkı neresinde derseniz…

ÖZEL BİR AN YAKALAYANA KADAR ZAMANI DONDURMAK

Bilindiği üzere romantik komedinin özü, bir şekilde karşılaşıp birbirine ilgi duyan karakterleri, komediyle karışık ilişkiler yumağına sokup mutlu sona giden yolda süründürmek ve artık yaratacak bir atraksiyon kalmadığı noktada da kesinkes birleştirmek. Tabii yapım açısından kazançlı olanı, bu sona varana dek olabildiğince uzun süre ayakta kalmayı becermek. Ne yazık ki ekrana çıkan her romantik komedi bunu başaramıyor. Artık oyuncuların tılsım eksikliğinden mi diyelim ya da birbirinin benzeri de olsa, yansıtma farklılığıyla tadını ortaya çıkartan senaryoların mantığından mı? Yoksa yapımın gücünden mi? Bunun takdiri her diziye göre değişiyor tabii. Ama neticede romantik komedi deyince, ilgi görme ve uzun ömürlülük açısından çantada keklik olma durumunun bulunmadığı da bir gerçek.

Bu gerçek ışığında değerlendirme yaptığımızda, ilk günden itibaren farkını fark ettiğim ‘Kiralık Aşk’ın başarısı, emeğin hakkıyla alınmış bir sonuç. Bazı zamanlarda Ömer’in ukala duruşuna gıcık kapsam bile Defne’yle yarattığı çiftten doğan müthiş çekiciliği inkâr etmek mümkün mü? Neriman-Koriş-Necmi üçlüsünün komedisi deseniz… Arada yersiz abartıya kaçılıp şamatacı hale gelinse dahi, diziyi renklendirmek ve canlandırmak için mükemmel seçimler… Ve Salih Bademci’nin performansıyla diziye sıcaklık katan Sinan… Çok daha inandırıcı bulduğum bu karakterin de dizinin ayakta kalmasına en az Ömer kadar katkısı olduğu kesin.

Öte yandan tüm bu özellikleriyle sevilen ve yeni sezonda Ömer-Defne ikilisini, özel bir anı yakalayana kadar çekişmeye devam ettirip zamanı donduracak olan ‘Kiralık Aşk’ın romantik komedi gerçeğiyle, tekrara düştüğü malum. Ama bunu yaparken kendini sorgulatacak bariz aksaklıklar yaşamadığı da ortada!

Şöyle ki; öncelikle burada ‘yepyeni bir öykü sunma’ iddiası yok!  Yani Müjde Uzman ve Seçkin Özdemir’le öyküsünü geliştirmek için kolları sıvayan dizide olay, kaldığı yerden devam ediyor. Ömer değişmiş ama bu onun yaptığı hatanın bilincinde olmasıyla bağlantılı bir değişim yansıması. ‘Yeni iş, yeni hayat’ diyerek yarasına tuz basmaya çalışan Defne’nin değişimiyse, düştüğü duruma başkaldırı halinde. Dahası, Sinan ve Pelin’in ailelerinde gördüğümüzün aksine, buradaki ailesel tavırlarda mantıksız başkalaşma bulunmuyor. Net ifadeyle, Ömer’in yakın çevresinde huy farklılaşması yaratılmamış. Ayakkabıcı çırağına dönüşen İso’nun, bir kavanoz armut reçeline ayakkabı tamiri yapma muhabbetine ve işi bırakıp torun sevmeye giden patron sahnesine mantık açısından takıldığım; koca İstanbul’da başka bina mı yok da aynı yere doluştular diye yeni iş ortamını yadırgadığım dizide Neriman, aynı Neriman… Durumları abartıp ilgi çekmeyi beceren Koriş de aynı havada.

‘Tatlı İntikam’la ‘Kiralık Aşk’ı kıyasladığımızda aradaki en önemli farksa, Ömer’in nikâhı terk edip gitme sebebinde açığa çıkmakta! Sinan, onca zaman dil döküp razı ettiği Pelin’i Rüzgâr’a koşturmak için sap gibi bıraktı. Bu gerekçeyi normal görüp kolay dönüşünü kabullenmek imkânsızdı. Buna karşılık ‘Kiralık Aşk’taki Ömer ise kendisine oynanan oyuna dair itirafı duyunca çekip gitti… Ki, onun davranışı gayet doğal bir tepkiydi. Dönüşü de normal geldi.

Sonuçta; Ömer’le Pamir’i, sadece Defne için değil, vücut sergileme ve damak tadı konusunda da yarışa sokarak iş-aşk rekabetçiliğini kızıştıran; Aytekin’le Koriş’e rakip yaratmaya kapı aralayan ‘Kiralık Aşk’, ayrılıklar ve katılımlar yaşayarak yoluna devam ederken başa sardı. Fakat mantığı elden bırakmayıp içerik özünü çelişkilerle bozmadığı için göze batmadı. Bundan sonrası, zamanı unutturacak özel anların tadına bağlı!

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..