Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '08

 
Kategori
Haber
 

"Laikçi" diyenler uyduruyorlar...

"Laikçi" diyenler uyduruyorlar...
 

Özellikle son iki yıldır, iki yeni kelime girdi siyaset dilimize.
Laikçi.
Laikçilik.
İlk başlarda pek kafamı takmadım ama, giderek olur olmaz yerde ve belli bir görüşü paylaştıkları gözlenen kişiler tarafından çok sık kullanılmaya başlayınca merak ettim.
Laik ve laikliği biliyorum da...
Nedir bu laikçi ve laikçilik, diye...

Önce TDK' nun sözlüğüne baktım.
Laikçi : Aranan kelime bulunamadı.
Laikçilik : Aranan kelime bulunamadı.

Yani Türkçe'de kullanılan ve anlamı olan kelimeler değil.

Sonra biraz daha araştırayım dedim...
Bakalım mucidi kimmiş bu kelimelerin diye..
Aaaaaaaaa..
Çıka çıka kim çıktı?
Hadi Uluengin.
"İftiharla açıklayabilirim ki, çok bilmişlerin ’uydurma’ demeye kalkıştığı o ’laikçilik’ deyiminin Türkçedeki mucidi benim." // "Güler misin, ağlar mısın, çünkücüğüme bunların karşılığı Fransızca lügatte yokmuş. N’apim yahu, benim göbeğim Voltaire lisanıyla kesilmedi. Türkçe yazıyorum." (Hürriyet, 15.09.07)

Hem mucit olduğunu söylüyor hem de uydurduğunu itiraf ediyor.
Bu muhteremin kendisi gibi düşünmeyenlere karşı fazla nazik olmadığını ve icatlarının da pek hayırlı olmayacağını bildiğim için hadi biraz daha araştıralım bakalım dedim.

Bu konuda Özdemir İnce 'nin , Hadi Uluengin'e verdiği derse rastladım.

"Türkçede laikçi sözcüğünü icat eden Hadi Uluengin, laikçi’nin Fransızcada karşılığının "la’card" ya da "la’ciste"; laikçilik sözcüğünün karşılığının ise "la’cardisme" ya da "la’cisme" olduğunu ileri sürüyor. Okurlarımdan özür dileyerek, biraz "çok bilmişlik", "Voltaire’cilik" yapacağım:

La’card (Sözlükte yok): Henüz sözlüklere girmemiş, anlamı belirginleşmemiş bir yeni sözcük yani "neologisme". Bir gün konuşma ve yazı diline yerleşip anlamı kesinleşirse Fransız Akademisi tarafından sözlüklere alınır. Şu andaki anlamı: 1. "Din karşıtı tavır takınarak laikliği aşırı ölçüde savunan kimse. 2. Tanrıtanımaz (ateist)".

La’ciste (Sözlükte yok): 1. Laiklik öğretisinin yandaşı; 2. Kurumlara (okullara) dindışı bir karakter kazandırmak isteyen kimse.

Görüldüğü gibi, "La’card" ile "La’ciste" (Hadi Uluengin’in sandığı gibi) eş anlamlı değil.

La’cardisme (Sözlükte yok): 1. "Din karşıtı tavır takınarak laikliği aşırı ölçüde savunmak." 2. "Tanrıtanımazlık".

La’cisme (Sözlükte var): Laikleştirme; kurumlara laik bir nitelik kazandırmak isteyen öğreti (doktrin).

Gene görüldüğü gibi "la’cardisme" ile "la’cisme" (H.E.’nin sandığı gibi) eşanlamlı değil." (Hürriyet, 23.09.07)

Böylelikle hem bu iki sözcüğün Türkçe'de olmadığını hem de kaynak olarak gösterilen Fransızca sözcüklerin de Fransız sözlüğünde yer almadığını öğrendik.
O zaman bu iki sözcüğü Fransızca da şu an kullanılan ve kesinleşmemiş anlamlarıyla çevirdiğimiz zaman ne çıkıyor karşımıza:
Laikçilik : Din karşıtı tavır takınarak laikliği aşırı ölçüde savunmak, Tanrıtanımazlık.
Laikçi : Din karşıtı tavır takınarak laikliği aşırı şekilde savunan kimse, Tanrıtanımaz (atesit).

Şimdi gelelim " laikçilik" ve "laikçi"" sözlerini diline dolayanların neler uydurduklarına.

Yukarıda da belirttiğimiz ve mucidinin de ilan ettiği gibi zaten bu iki kelime UYDURMADIR.

Bu iki kelimeyi kullananların Anayasa'da ifadesini bulan ve değiştirlmesi teklif edilemeyecek maddeler arasında yer alan" Cumhuriyetin laik niteliğini " savunanlara "laikçi " diyerek, bu insanları din karşıtı tavır takınarak laikliği aşırı şekilde savunan kimseler, tanrıtanımazlar olarak nitelendirmeleri UYDURMADIR!

Cumhuriyet laikliğini savunanları "laikçilik" le adlandıranlar, bilerek ya da bilmeyerek Cumhuriyet'in temel ilkesi olan laikliği hedef alarak "laikçilik" olarak tanımlamaktadırlar. BU DA UYDURMADIR!

Ne Cumhuriyet'in laikliği ne de onu savunan Cumhuriyetçiler hiç bir zaman din ve Allah karşıtı olmamışlardır. Bu, kuruluştan beri dincilerin, mürtecilerin kullandıkları bir yalandır.

Son sözü yine Özdemir İnce'den bir alıntıyla bağlayalım.

"Bu yazıdan sonra, "laikçi" ve "laikçilik"in Türkçe hangi anlamda kullanıldığı artık bilinecektir. Kullanmak isteyenlere hayırlı olsun. Ancak, kullananlar bu iftiranın hesabını vermek zorundadır!"



 
Toplam blog
: 64
: 627
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

Kamu ve özel sektörde geçen yıllar... Halkla ilişkiler, kalite yönetim sistemleri, kültür sanat orag..