Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '16

 
Kategori
Söyleşi
 

"Medcezir, benim ikinci ailem gibiydi." Genç oyuncu "Miray Daner" anlattı...

"Medcezir, benim ikinci ailem gibiydi." Genç oyuncu "Miray Daner" anlattı...
 

Papatyam'dan, Medcezir'e uzanan bir serüven...

Genç yaşta gönüllere taht kurmuş, başarılı oyuncu Miray Daner ile buluşarak, hakkında bilinmeyenleri konuştuk.

"Set disiplininden, oyunculuğa kadar şu an ne biliyorsam, Metin Akpınar’dan öğrendim."

Oyunculuğa nasıl başladınız?

Küçüklüğümden beri oyuncu olmayı istiyordum. Çocukken annemin kıyafetlerini giyip, aynanın karşısına geçip, kendi kendime danslar ediyordum. Dışarı çıktığımızda, sürekli yanımıza birileri gelip; “Sen bir ajansa yazılsana.” Diyorlardı. Sonrasında ben de “Benim yolum bu.” Diye düşündüm. Bir aile dostumuzun ısrarı sonucu bir ajansa kayıt oldum ve bir hafta sonra bir reklam filminde yer aldım. Süreç, Papatyam dizisi ile devam etti. “Papatyam” 5 sene sürdü. Şu anda oyunculuk anlamında bildiğim birçok şeyi Papatyam dizisinde öğrendim diyebilirim.

Papatyam dizisinde “Metin Akpınar” gibi bir Üstad ile 5 sene çalışmak nasıl bir duygu? Size neler kattı?

Tarif edilemez bir duygu. Set disiplininden, oyunculuğa kadar şu an ne biliyorsam, Metin Akpınar’dan öğrendim. Sadece oyunculuk ile ilgili değil, hayat ile ilgili bildiğim birçok şeyi de kendisinden öğrendim.

Küçük yaşlarda oyunculuğa başlamış biri olarak, okul konusunda zorlandınız mı?

Tabi ki zorlandığım dönem oldu ama ben hep çalışkan bir öğrenci oldum. Devamsızlık konusunda zaman zaman sıkıntılar çeksem de, durumu toparladım.

Peki, şu an nerede okuyorsunuz?

Şu anda güzel sanatlar lisesinde müzik bölümünde okuyorum. Piyano ve çello enstrümanlarını öğreniyorum. Aynı zamanda ses eğitimlerim devam ediyor, şarkı da söylüyorum.

O zaman, müzik ile aranız çok iyi?

Kesinlikle çok iyi. Müzik; benim olmazsa olmazım diyebilirim. Dinlemeye zamanım yoksa bile, zaman yaratıyorum diyebilirim.

Herhangi bir enstrüman çalıyor musunuz?

(Gülerek) Öğreniyorum yavaş yavaş. Şu an da piyanoyu iyi çalıyorum diyebilirim. Çelloyu da zamanla piyano seviyesine getireceğimi düşünüyorum.

"Medcezir, benim ikinci ailem gibiydi."

“Medcezir” ile devam edelim. Harika bir iş… Orada hangi karakteri canlandırdınız? Medcezir hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

Medcezir’de muhteşem bir ekiple çalıştık. Kadronun içerisinde çok genç oyuncular vardı. Bu da enerjinin daima en yüksek seviyede olmasını sağlıyordu. Çok klasik olacak ama onlar benim ikinci ailem gibiydi. İyi-kötü her şeyi rahatça onlarla paylaşabiliyordum. Orada “Beren Beylice” karakterini canlandırıyordum. Beren, tam ergenlik çağında, istediği olana kadar direten, inatçı bir kızdı. Ben aslında Beren’in içerisinde iyilik olduğunu düşünüyordum. Zaten bu 2. Sezon ile birlikte daha çok ortaya çıkmıştı.

Beren’i canlandırırken, ona kendinizden bir şeyler kattınız mı?

Beren, benimle çok zıt bir karakterdi. Hiçbir şekilde uyuşan noktalarımız yoktu diyebilirim. Özellikle ilk sezondan bahsedersek, Beren o dönem çok hırçındı. Ben ise daha sakin, olayları akışına bırakan biriyim. Ama o dönem en azından Beren gibi düşünmeyi, ondan çok net bir şekilde öğrenmiştim. Ve bir dönem, verdiğim tepkilerin Beren’e benzediğini fark ettim. “Ne yapıyorum ben ya?” demiştim…

Oyunculuk devam ederken, bir yandan da üniversite yaklaşıyor. Üniversitede ne okumayı düşünüyorsunuz?

Üniversitede psikoloji okumak istiyorum. Annem de psikolog. İnsanların sorunlarını dinleme ve çözmeye karşı özel bir ilgim var diyebilirim. Yakın çevremdekiler, bir sorunu olduğu zaman beni ararlar. İnsanların sorunlarına çözüm bulabilmek, bir nebze de olsa onların sorunlarını hafifletebilmek, kendimi iyi hissettiriyor. Psikoloji okumak, daha iyi gözlem ve analiz yapmamı sağlayacağından dolayı oyunculuğa da katkısı olacağını düşünüyorum.

Bir güzel sanatlar öğrencisi olarak, eğitimin oyunculuk anlamında ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Eğitim kesinlikle çok önemli. Kendimi sürekli olarak geliştirmeye çalışıyorum. Zaten bir projem devam etse de, etmese de, ben kendimle yarışıyorum aslında. Örneğin; müziğin de oyunculuğa bir artı kazandıracağını düşündüğüm için yapmaya çalışıyorum.

Miray’ı tanımaya devam etmek istiyorum. Setiniz olmadığı zaman, sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?

Bir tane köpeğim var. Adı “Chappie” Genelde onunla vakit geçiriyorum. Onu dışarı çıkartıyorum, sahilde birlikte geziyoruz. Diğer zamanlarda ise ailemle vakit geçiririm, film izlerim, kitap okurum ve bu ara dansa başladım, ona gidiyorum.

Kitap demişken… Ne tarz kitaplar ilginizi çekiyor?

Daha çok fantastik kitaplar okumayı seviyorum. Şu an Markus Zusak’ın “Hiç” kitabını okuyorum.

Peki ya filmler?

Aslında birçok filmi izlerim. Ama kategorize edecek olursak, ben yine fantastik diyeceğim. (Gülerek) Aksiyonlu şeyleri seviyorum.

"İleride; yurtdışında da bulunmak, orada da ülkemi temsil etmek istiyorum." 

Oyunculuk ile ilgili hedefleriniz var mı?

Tabi ki büyük hedeflerim ve hayallerim var. Benim dileğim; kendim için gelebileceğim en üst noktada olabilmek. Belki çok uçuk bir hedef ama yurtdışında da bulunmak, orada da ülkemi temsil etmek istiyorum. (Gülerek) İnanmak, başarmanın yarısıdır…

Türk oyunculardan beğendiğiniz isimler var mı?

Tabi ki var.

Mesela?

(Gülerek) Ben çok uzağa gitmeyerek, yakınımdan bir örnek vereceğim. Serenay Sarıkaya diyeceğim… Çok beğeniyorum oyunculuğunu.

“Serenay Sarıkaya” demişken… İnternette gördüğüm kadarıyla, sizi Serenay Sarıkaya’nın küçüklüğü olarak betimliyorlar.

Aslında çok fazla benziyor muyuz bilmiyorum ama benzetenler oluyor. Tabi ki bundan mutluluk duyarım. Hem insan olarak kendisini çok seviyorum, hem de çok güzel.

Türk sinemasını takip ediyor musunuz?

Evet, ediyorum.

Unutamadığınız bir film var mı?

Küçüklüğümden beri her izlediğimde ağladığım filmlerden biri, “Babam ve Oğlum” dur.

En çok hangi sahnesi etkiledi mesela sizi?

(Gülerek) Çetin Tekindor’un “Açaydım gollarımı, getme diyeydim…” sahnesi tabi ki.

Çetin Tekindor ile çalışma fırsatı buldunuz mu?

Kendisiyle, “Dersimiz Atatürk” sinema filminde çalışma fırsatı buldum. Kendisiyle tanışıp, aynı sette yer almaktan çok mutlu olmuştum.

O zaman, yer aldığınız sinema filmlerinden de bahsedebilir miyiz biraz?

“Dersimiz Atatürk” filminde “Sabiha Gökçen’i” canlandırdım. “Arkadaşım Max” filminde küçük bir çocuğun ablasını canlandırdım. Ve “Çınar Ağacı” filminde de ergenlik döneminde olan, şımarık bir kız çocuğunu canlandırdım.

Yabancı sinemayı takip ediyor musunuz?

Evet, takip ediyorum.

Yabancı sinemada beğendiğiniz isimler var mı?

(Düşünceli bir şekilde…) Mesela, Kate Blanchett, Jennifer Lawrence ve Natalie Portman.

Maalesef, dizi setlerinde çok uzun saatler çalışıyorsunuz. Genç bir oyuncu olarak, siz bu durumdan dolayı hiç sıkıntı yaşadınız mı?

Bulunduğum setler benim için sıkıntılı olmadı. Belki yaşım gereği, herkes bana anlayış gösterdi. Mesela geç bir saatte sahnem varsa “Miray, bunu daha sonra çekelim.” Dediler.

Şu an hazırlandığınız bir proje var mı?

Kesin net bir şey var diyemem aslında.

(Gülerek) Bu cevabın devamında “Görüşmelerimiz devam ediyor.” mu var acaba?

(Gülerek) Gerçekten görüşmeler devam ediyor… Hem menajerim hem de ekibiyle sürekli irtibat halindeyiz. Medcezir’den sonra güzel bir iş ile ekranlara dönmek istiyorum.

"Bir akıl hastasını oynamayı çok isterim."

Peki, ilerleyen dönemlerde oynamak istediğiniz bir karakter var mı?

Aslında uç karakterleri oynamayı seviyorum. Kendimden uzak karakterleri oynadığımda, kendimi daha rahat hissediyorum. O zaman, tamamen kendi emeğimle bir şey çıkardığımı düşünüyorum. Bu da beni tatmin ediyor.  Mesela, bir akıl hastasını oynamayı çok isterim.

Sosyal medya ile aranız nasıl?

(Gülerek) Kullanmaya çalışıyorum. Çok yetenekli değilim o konuda…

Özellikle Medcezir ile oluşan harika bir hayran kitleniz var. Sosyal medya üzerinden, onlardan gelen yorumları takip ediyor musunuz?

Tabi ki. Neredeyse bütün yorumları okuyorum. Sürekli yazan sevenlerimi de takip ediyorum. Hatta bir kaçı ile buluştuk. Bu buluşmadan dolayı da çok mutluyum.

Küçük yaşlardan beri bu meslekten biri olarak, oyunculuğa yeni başlayacak olanlara tavsiyeleriniz var mı?

Bu mesleğe yeni başlayacak arkadaşlarıma, daima hayallerinin peşinden gitmelerini söyleyebilirim.

Az önce de söylediğim gibi, küçük yaşlardan beri bu sektörden biri olarak; iyi bir menajer ile çalışmak, bir oyuncu için çok önemli midir?

İyi bir menajer ile çalışmak, çok büyük bir avantaj ve şans diye düşünüyorum. Bu sektöre 7 yaşında girmiş olsam da, şu an 17 yaşındayım. Ve hala daha bilmem, öğrenmem gerek çok şey var. Kendi başıma karar vermem çok doğru olmaz. Benim önümde, bana bir yol gösterici olması çok büyük bir avantaj. Şu an da Tümay Özokur ile çalışıyorum. Orada muhteşem bir ekip var. Gerçekten kendimi emin ellerde hissediyorum ve bunun rahatlığı içerisindeyim.

 

Fotoğraf: Salih Mülayim

 
Toplam blog
: 33
: 659
Kayıt tarihi
: 27.07.13
 
 

16 Ağustos 1996 doğumluyum. Bilişim Teknolojileri öğrencisiyim, 5 yıldır profesyonel olarak interne..