Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

"Omuz omuza..."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP tipi ileri demokrasinin bir örneğini daha sergileyerek, Vakit Gazetesi'ne değil Bekir Coşkun'a karşı dava açmaları gerektiğini söyledi TSK mensuplarına. Ne mutlu bize! 

Bekir Coşkun, geçtiğimiz hafta yazdığı "Paşa" başlıklı yazı sebebiyle TSK'nın sert tepkisini üzerine çekmişti. Tayyip Erdoğan da bu bildiriye destek verdi. Tabii ki, orduyu da kendi istediği şekle soktuktan sonra, ordu da her türlü şeyi yapmakta serbest olacaktı, başka ne bekleniyordu ki? 

Cumhurbaşkanlığı makamında -iyi ki- ilk beş yılları boyuna Ahmet Necdet Sezer varken, yetki azaltmalarından bahseden AKP, oraya Abdullah Gül oturunca bunları ağzına almaz oldu. Aynı şekilde YÖK'e de sonuna kadar karşıyken, ele geçirdikten sonra YÖK'e karşı olma durumu da sona erdi. 

Bekir Coşkun'a en başından beri karşılardı, ama TSK'ya artık karşı değiller, çünkü "kendilerine benzeyen" komutanı nihayet buldular. Bekir Coşkun'un yazdığı "Paşa" başlıklı yazıya dava açılmaları da öğütlendi, bakalım kaç "paşa" bu sözü tutup, dava açmaya koşacak. 

Tayyip Erdoğan, herkesi hedef gösteren gazete Vakit'in yazdıklarını ise "çok da güzel, çok iyi" şeklinde bir tavırla örnek gösterdi, "siz geçmişte bunlara dava açmışsınız, ama artık açmayın, başkalarına açın" demeye getirdi. 

Bekir Coşkun için kullandığı "kaleminden pislik akan zat" tanımlaması ise, Bekir Coşkun'u tanıyan herkesi olduğu gibi beni de gülümsetti. Bekir Coşkun, Türk basınında vicdanı, merhameti en büyük yazarlardan birisidir. İnsaniyeti onun kadar kuvvetli bir başkasını arasanız zor bulursunuz. 

Başbakan ona "ülkesinden çekip gitmesini" tavsiye ettiğinde Bekir Coşkun'un verdiği cevabı hatırlayın: "Gidecek başka bir yerim yok ki..." 

"Daha ne kadar susacak vicdan?" 

Her şeyin üstüne hızla gidip, başkalaştırıyorlar Türkiye'yi. Her şeye, o şey kendilerinin olana kadar karşılar ancak, devamı gelmiyor.

1 Mayıs'ta Taksim'i gördünüz mü bilmiyorum. Şu an umutluysam, sebeplerinden biridir Taksim. Tüm farklılıklarını bir kenara bırakmış, ortak bir amaç uğrunda birleşmiş o insanlar hep bir ağızdan bağırıyorlardı: "Faşizme karşı omuz omuza..." 

Bir aradayız diyorlardı sanki, birleştik biz. Belki aynı değiliz, belki bazı noktalarda ayrılıyoruz, ama daha sonra bakarız bunlara. Şimdi geleceğimiz için bir aradayız, şimdi "faşizme karşı omuz omuza..."

Seni de bekliyorlar, haydi bir ses de sen ver. 

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..