Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

"Öyle bir geçer zaman"a ağlıyoruz

"Öyle bir geçer zaman"a ağlıyoruz
 

benzinden çok dizilere ağlıyoruz...


Blok mu yoksa Çarşaf liste mi, derken CHP’nin bir kurultayı daha Parti Meclisini %57’ini yenileyip, içinde de %25 kadın üye bulundurarak 27 bin partilinin katılımıyla tamamlandı. Kongreyi başından sonuna kadar izledim. Kılıçdaroğlu’nun kongreye damgasını vurduğu konuşmada halkın sorunları ve çözümleri öncelikli konular arasındaydı.

“Özgürlük” , “İşsizlik” “Çalışanlar” , “Eğitim”, “Sosyal Güvenlik” ve daha nice sorunlarını çözeceğine dair verilen sözler… Çözümüne söz verilen konular içinde benim dikkatimi çeken “Özgürlük” sözcüğü oldu… Ne oldu da uzay ve teknoloji çağında bu sözcük, bir muhalefet lideri tarafından kongrede gündeme geldi… Bunun yanıtı da sanırım AKP’nin iki dönemlik icraatının içinde saklıdır…

Kurultayı NTV’den izlerken diğer kanallarda neler olup bittiğini görmek adına yanlı-yansız demeden TV Kanallara bir yolculuk yaptım. Gelin halkımız hangi programları izlemiş, birlikte paylaşalım… (Saat 14 civarı)

TRT - Altay-Adana Aysa Ligi maçı,

Show- “Üniversite Medya” programı,

ATV - Reklamları gördüm…

Kanal D- “Kavak Yelleri” dizisi,

Star – “Papatya” dizisinin tekrarı,

Samanyolu- Ekranda ismi yazmayan bir dizi,

Kanal 7- Reklamlar vardı tekrar dönüş yapmadım.

HABERTÜRK- “Kurultay Özel” programı ile görev başında…

NTV- Başından sonuna kadar Kurultay naklen…

TRT Belgesel- “ E-devlet hakkında Başbakan’ın tanıtım konuşması…

Halkımız ülke sorunlarından bihaber… Nasıl öğrenci dersine çalışmadan sınıfını geçmesi mümkün değilse, oy kullanan ve ülke sorunlarından kendisini soyutlayan halkımız ile “yanlı ve yansız” adını verdiğimiz Medya’da, demokrasinin gelişmemesinde suçludur… Yani medya’nın ekseni kaydı, çivisi çıktı…

Star TV Muhabiri sokaklarda dolaşıyor öyle Anadolu’nun köylerinde ve kasabalarında değil, İstanbul’un işlek caddesinde, elindeki dizi kahramanları ile siyasetçilerinin olduğu fotoğrafları vatandaşlara “ Tanıyor musunuz? “ diye soruyor. Gelen yanıtlar içler acısı. Dizi oyuncuları tanınıyor ancak öğrencilerce üzerine yumurta atılan Baş müzakerecimiz Egemen Bağış’ı hemen hemen hiç kimse tanımıyor… Ne de olsa dizilerde önü çeken Meksika’yla birlikte eğitimde sonları paylaştığımız için tabii ki tanımayız! Benzine zam gelmiş, hayat pahalılaşmış, işsizlik çoğalmış kimin umurunda! Benzinin litresi 10 TL’ sına çıksa bile kimsenin gıkı çıkmayacak!

Bu vatandaş cebinden çıkan paraya ağlamadan, “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisindeki Mete’nin performansına ağlıyor… Buradan Benzin Zammı için İstanbul’da ‘Korna Çalma Eylemi’ni gerçekleştiren Büyük Birlik Partilileri kutluyorum. Ancak Mobesse kameralarına yakalandılarsa, onların da vay haline… Yumurtacı protestocular gibi iki yıllık hapis de onları beklemesin! Neden gelişmiş ülkelerdeki gibi usturuplu protestoyu gerçekleştiremiyoruz? Çünkü demokrasinin zayıf olduğu iktidarlar toplumun örgütlenmesini istemezler… Halk ne kadar dağınık olursa iktidarın işine gelir. Örneğin, demokrasiyi özümseyen ülkelerde tarımda meydana gelen bir olumsuzlukta Çiftçiler büyük bir güç oluşturarak tepkilerini demokratik ortamda biber gazı yemeden gösterebiliyorlar. Bizim gibi ülkelerde ise, polis gücünü eline geçiren iktidarlar hep vatandaş üzerinde baskı kurup susturulmak isteniyor. Demokratik ortamda tepkilerini göstermek isteyenlere biber gazı sıkılarak gözler kör edildi. Coplar kafaya vurularak beyinsiz insanlar ve kabulcü insanlar topluluğu yaratarak sokağa çıkma ve hak arama olgusunu güdükleştirdik… İşte onun için “Özgürlük” kavramının açıklanması şu çağda bir kez daha anlamlıydı…

RTÜK Çocuklar için iyi bir karar alıp, tüm TV Kanallarında gece 9’dan sonra çocukları yataklarına “İyi Uykular” diyerek götürülmesi sağlandı… Benden bir öneri de büyükler için RTÜK’ün karar alması… Nasıl mı? İşte yeni yılda seçim yaklaşıyor. Vatandaş cahil kalmasın. Her şeyden haberi olsun. İktidarın ayda bir “Ulusa Sesleniş” programı var, bir de muhalefetin “Ulusa Sesleniş” saati olsun. Mecliste Grubu bulunan parti liderlerinin konuşmaları tüm kanallarda mecbur olsun… Veya grubu bulunan partilerin kongrelerinde Genel Başkanlarının yaptığı konuşmayı tüm kanallarda yayınlama mecburiyeti olsun… Halk nasıl bilinçlenir değil mi? Düşünsenize Kongredeki Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının Samanyolu, Kanal 7 ve ATV’de yayımlandığını… Böyle bir şey olsa dünyanın sonu gelir, değil mi? Sizce, İktidar böyle bir şey ister mi? Şunu söylerim; Bir ülkede önce partiler sonra medya özgürleşmediği ve adaletli haber yapmadığı sürece kimse o ülkede demokrasinin varlığından söz etmesin. Ederse ayıp olur ayıp!

İşte onun için ben de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Özgürlük” sözcüğünü çok önemsedim. Çünkü örgütlenme özgürlüğü ve tepkisini gösterme cesareti olmayan (şiddet olmadan) insan topluluğunun olduğu bir ülkede “Demokrasi” den söz edilmesi oldukça yavandır…

Sevgiyle kalın…

Ertuğrul Erdoğan 19 Aralık 2010 /Bursa

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..