"Şu Cesur'un edepsizlikleri..."

Benim sevgili dostum, önyargısız ve sadık arkadaşım Cesur yaşını doldurdu. Labrador ırkının yetişkin, asil ve 38 kg'lık bir üyesi olarak geziniyor Yeniköy sokaklarında... Yetişkin dediğime bakmayın ruhu hâlâ çocuk keratanın. Bu gün icra etmiş olduğu edepsizlikleri yazmadan duramazdım. Kendileri ayrılıkçı halk harekatının hedefi olurken benim de başımı ciddi ciddi belaya sokacaktı.

Bu sabah Yeniköy sahil şeridinde rutin yürüyüşümüzü yapıyoruz Cesur efendiyle. Her zaman ki maskaralıklarına devam ediyor haliyle... Ekmek kırıntılarına gelen güvercin ve martılara saldırmalar, boğazın kıyıya vuran hırçın ve köpüklü dalgalarına havlamalar, ben bankta otururken gelip geçenlere karşı iki ayağı üzerinde kalkarak hırlanmalar, beni sahiplenmeler bunlardan bazıları...

Neyse...Yürüyüşümüzü yaptık dönüyoruz. Yolumun üzerinde (Köybaşı Caddesinde, tavsiye ederim...) Yeni Damla Pastanesi var. Kendi imalatları olan ekmek çeşitleri bir harikadır. Yolum o tarafa düşerse muhakkak uğrar alırım. Eksik olmasınlar beni de iyi tanırlar. Yanımda Cesur olduğundan içeri girmeden iki ekmek vermeleri için kapıdan seslendim. Yüzüm pastaneye dönük Cesur ise 90 cm'lik tasmaya bağlı olarak hemen arkamda duruyor daha doğrusu ben öyle sanıyorum. Tam parasını uzatıp ekmek poşetini alıyordum ki...Önce yüksek desibel bir hırlama sonra bir hanımın canhıraş feryadını duydum. Kafamı çevirdiğimde ise kadıncığazın sırtı üstü yere düşmekte olduğunu gördüm. Bir anda etrafım sarılıverdi. Bir taraftan hanımı kaldırmaya çalışıyor, diğer taraftan Cesura hakim olmaya çalışıyorum. Bayan haklı olarak "Ya başımı vursaydım, ya kalça kemiğimi kırılsaydı.." diyerekten feryat figan etmekte. Sakinleştirmeye çalışırken köpeğimin asla ısırmayacağını yapmış olduğu bu hareketin bir nevî beni sahiplenme güdüsü olduğunu falan anlatmaya çalışıyorum ama nafile. Biriken kalabalıktan iyice homurtular yükselmeye başladı. Sabah yürüyüşünü yapan eşofmanlı bir genç kızımız (az önce ben bankta otururken Cesur ona da hırlamıştı..) düşen bayanın yanına gelerek "Belediyeye şikayet" önerisinde bulundu. Bir diğer hanım "Az ilerde Polis var" diyerek dahiyane bir fikir üretti. Biriken kalabalık beni hoşgörenler ve düşen hanımı haklı bulanlar olarak bir anda ikiye bölündü. (bölünmeye ne kadar da meraklıymışız be kardeşim..) Kendi aralarında hararetli bir şekilde tartışmaya başladılar. Bankaların güvenlik görevlileri olaya müdahil falan oldular. Açıkcası ufak çaplı bir referandum olayı başlamak üzereyken :

Cesur ile birlikte bir anda sırra kadem bastık...

E...be Cesur...Seninle bir daha Yeni Damla Pastanesine gidersem...