'Telegol' sınıfta kaldı..

Serhat Ulueren: 4 büyüklerden en çok hangisini beğendiniz ? (30-40 saniye sonra)

Gökmen Özdenak: Yattara biraz güçlü olsaydı Barcelona'da oynardı !!

Geçtiğimiz haftasonu yayınlanan 'telegol' programında en çok dikkatimi çeken diyalog bu olmuştu. Telegol bu sene belki de artık ömrünü tamamlaması gerektiğini kanıtlar nitelikte yayınlara imza atıyor. Haftada üç gün yayınlanması ve kanalın tek spor programı olması başarıyı zorunlu hale getiriyor. Ancak şu an bu pek mümkün gözükmüyor. Şimdi ilk olarak rahatsız olduğum noktaları dile getirip ardından da kendimce önerilerde bulunacağım.

Futbolda özellikle bu yaz yaşanan olaylar futbolun saha içinden daha çok saha dışı birtakım olayların konuşulmasına neden oldu. İlk kez spor basını dışından gazeteciler, hukukçular futbol programlarında bir aktör oldu. Bu süreç bir çok ismin yeni sezonda spor programlarında yer almasına neden oldu: Rasim Ozan gibi. Ancak sadece bunlar konuşulur ve teknik/taktik eleştiriler, futbolcuların form durumları, teknik adamlar gibi futbolun temel konularından bahsedilmezse, bir süre sonra insanlar futboldan uzaklaşmış oluyor.

Telegol sık sık ilginç dosyalarla gündemi belirlerken bu yaşananlar da aslında ekmeklerine yağ sürecek cinstendi. Ancak futbolseverler artık futbolu özledi. Programı takip edenler görecektir ki konuşulanlar hep aynı: Konu en az bir kez Arda'ya geliyor, yerli-yabancı futbolcu ayrımı yine 10-15 dakika konuşuluyor, ardından transfer edilen oyuncuların düz oyuncu olduğundan bahsediliyor; Tabi bir de Fb'nin akıbetinin ne olacağı.

Aslında işin teknik kısmına gelindiğinde Hikmet Karaman ekran başındakileri tatmin edecek açıklamalar yapıyordu; ancak o da TRT'ye geçince futbolun özüne dair birşey kalmadı konuşulan.

Yeni sezonda bir de süpriz bir isim var: Kaya Çilingiroğlu. Futbol çok göreceli bir oyun ve herkes farklı pencerelerden bakarak futbolu yorumlayabilir. Bunu yapmak için futbol oynamış biri olmak da şart değil. Gözlem yeteneği güçlü olan. analiz yapabilen. sebep-sonuç ilişkilerini kurabilen bir insansanız ve futbol maçlarını da dikkatle takip ederseniz başarılı olabilirsiniz. Ancak Kaya bey şu an için hazır değil. Stancu'nun FB derbisinde sol kanatta oynamasından dolayı bir sol iç oyuncusu olduğunu zannediyormuş ki Serhat U. uyarmasa yanlış bilmeye devam edecek.

Gökmen Özdenak ise belki de en çok hiç bir şekilde tatmin olmamasıyla eleştirilebilir. Sanırım Barcelona gibi oynasak yine kusur bulacak. Ayrıca yabancı futbolcularla ilgili sürekli aynı şeyleri söylemesi insanları bıktırıyor. Söylediğiniz şey doğru bile olsa çok fazla dile getirildiğinde insanlar artık farklı bir şey söylenmemesinden rahatsız olur.

Bir GS'lı olmama rağmen programda en beğendiğim isim, Ziya Şengül. O da sık sık Gökmen Ö. ile tartışmaya giriyor ve aradan Kaya Ç. da çıkınca kimin ne söylediğini anlamak mucizelere kalıyor. Bir konudan bir diğerine ani geçişler de insanı yoruyor. Öylesine daldan dala atlıyorlar ki sık sık nerde kalmıştık diye  birbirlerine bakıyorlar.

Peki ne yapılmalı? İnsanlar sürekli aynı isimleri görmekten sıkıldı ve yenilik şart oldu. Bence ilk olarak yeni 1-2 isim kadroya katılmalı ve bunlardan en az biri teknik konuları yorumlayacak (eski futbolcu/teknik direktör) bilgi düzeyine sahip olmalı. Bunun dışında programlar daha az sayıda kişiyle yapılmalı ki her kafadan bir ses çıkmasın. Mesela Galatasaray maçını Serhat U. ve beraberindeki 2 kişi (biri teknik konular için); FB maçını da Yine Serhat U. ve GS maçını yorumlayanlar dışından 2 kişi değerlendirebilir. Bunun dışında programın süresi de kısaltılmalı ki konuşacak birşey kalmayınca sürekli aynı sözler sarfedilmesin.

Programın yıllardır ekranda olması da insanları sıkmış olabilir ama biraz değişiklik ile ve daha fazla futbol konuşularak eski reytingler yakalanabilir. Zaten Ahmet Çakar+Erman Toroğlu bile fayda etmediyse artık telegol stratejisini değiştirecektir.