"Yaşam İçin Teknoloji..!"

Şu an ismini hatırlayamadığım bir firmanın reklamının hemen altında "Yaşam İçin Teknoloji" yazıyordu. İlk defa okunduğunda sanki derin bir anlamı yokmuş gibi gözükse de biraz kafa yorunca aslında hiç de yabana atılacak cinsten bir söz olmadığı anlaşılıyor.

" ... namlu çıkış hızı 800m/s gibi muazzam bir sürate sahip. Yakın mesafelerde çok etkili ve çok kullanışlı.."

Bu tanımlar yukarıda resmini gördüğüniz Amerikan yapımı M16 piyade tüfeğine ait. Bunlara ek olarak bu silah daha onlarca özelliğe sahip, yani bu tüfek bir mühendislik harikası. Belki kaç insan onu geliştirmek için günlerce, aylarca çalıştı. Ve yine kaç insan da onu üretmek için binlerce saat emek harcadı ve harcamaya devam ediyor. Peki sonuç? Ortaya ne çıktı? Bir tüfek..! Peki temel işlevi nedir? Genellikle insan olmak üzere herhangi bir canlıyı yaralamak veya öldürmek. İşin içine caydırıcı olmak gibi açıklamalar girse de değişmeyen bir gerçek var; o da bu teknolojinin hedefinde olan şey:

"Öldürmek..!"

Bu gerçeği değiştirmek pek mümkün değil. Şu an dünya üzerinde silahlanmaya harcanan para, silah yerine insani hedeflere yönlendirilse dünyada ülke veya gezegen boyutunda herhangi bir çözülmeyem problem kalmayacak. Ya da bu teknolojiyi geliştirmeye adanmış korkunç beyin gücü insani projelere yönlense belki de şu an ulaştığımız medeniyet seviyesinin 50 yıl üstüne çıkabileceğiz. Peki neden yapamıyoruz?

Çok iyi bilinen bir gerçek vardır ki o da askeri teknolojinin bizim bildiğimiz teknolojiden hep sürekli önde gittiğidir. Bunun altında da bu teknolojiye olan ihtiyacı sürekli sıcak tutmak ve yeni ürünlerle ülkeleri devamlı kendilerini yenilemeye itme fikri vardır. Şu an dünyada cereyan eden olayların temelinde -sürekli aç, gözü doymaz, acımasız- silah endüstrisinin kendi varlığını ancak böyle devam ettirebileceği gerçeği vardır. Böyle bir teknolojik gelişimin insanoğluna ne katkısı olabilir..! Yapabileceği tek katkı ancak gün geldiğinde insan hayatının sonunu getirmesi olabilir.

Ben teknolojiyi çok seviyorum. Onun hayatımızı kolaylaştıran, sevdiklerimizi yakına getiren, yıllar önce yitip giden aile fertlerimizi tekrar gözlerimizin önüne seren, seslerini duyaran şeklini yani ÖLDÜREN değil YAŞATAN şeklini seviyorum..! Öldüren, öksüz bırakan, sakat bırakan şeklini değil..!

Hoşcakalın..!