Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

?zınısım adnıkraF ninekilheT

04.08.2007 03:27:06

Seçimlerin ardından 23 temmuz günü itibariyle ekonominin istediği ve kilitlendiği nokta tek parti iktidarıydı. Ekonomide iç piyasalar ve özellikle dış yatırımcılar yelkenlerini tek parti iktidarına göre ayarlayıp yola koyulmak için beklediler. Yatırımın, iç ve dış ticaretin artması için en önemli unsur öncelikle istikrardır. Seçim sürecinde önünü göremeyen, siyasi risklerden dolayı endişe içinde olan piyasalarda başlayan dalgalanmaların durulması için ancak seçimlerden, siyasi istikrar ve bunun getirdiği ekonomik istikrarın devamını sağlayacak tek parti ya da çoğunluk vekil ile mecliste bulunmak sonucu çıkmalıdır. Bu, görüldüğü gibi piyasaları kısa süreli durgunluk ve ardından yükselme trendine yöneltecektir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik tedirginlikler bu yükselen trendi belli bir noktasında kırarak bir süreliğine boşluğa sokacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşılması durumu da piyasaları olumlu etkileyecek ve rekor yükselişlere götürecektir. Aksi durumlarda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini ve likitide yönetimini uzun vadeli yapabilecek iken kısa vadeli belirlemesi de tedirginliklerin yarattığı boşlukta ve herhangi bir uzlaşamamanın getirdiği olumsuz senaryo doğrultusunda müdahale edeceğinin artan döviz arzına karşı piyasaya YTL sürebileceğinin ya da faiz indirimine gidebileceğinin göstergesidir. Daha açıkçası hem iç ve dış piyasalar hem Merkez Bankası rotasını 23 Temmuzda ki sonuçtan sonra dış etkenlere de bağlı kalmak koşulu ile özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucuna doğru çevirmiştir. Önlemler alınmaya başlanmış bir önceki dönemden kalma yükselme trendi devam ettirilmeye çalışılmaktadır.Her ne kadar enflasyon sonuçları ile artan fiyatların çok açıkça göze batması durumu uyuşmasa da büyüyoruz; büyüdüğümüz iddia ediliyor. AKP’nin 59. hükümet boyunca izlediği yanlış politikalar yüzünden cari açığımız kat ve kat artıyorken piyasalarımızın da bu yüzden dışa bağımlılığı kat ve kat artıyorken yabancıların isteğinin olması ve böyle bir çoğunluk ile iktidarının çıkması sürpriz olmamalı. Aksine bu çoğunluğun sağlandığına şükretmeliyiz ki %70 leri yabancıların elinde olan piyasalarımız ayakta kalabildi. Peki bu çoğunluğun AKP’nin elinde olması laik ve demokratik düzen açısından tehlike yaratabilir mi? Yaratabilir. Din siyasette en kolay simgeselleştirilebilen ve istismar edilebilen kavramdır. Şeriat yanlısı olupta şu sonuçların havasına kapılanlar şimdi seslerini daha çok çıkartmak isteyeceklerdir. Seçimlerden birkaç saat sonra bu halkın muhtırasıdır denildiğinde belki de böyle bir ses çıkmıştır.

Halkın nerdeyse yarısı AKP yi seçerek sesini duyurdu. AKP 2004 il genel meclisi seçimlerinde %42 dolaylarında oy alırken zaten en az bu kadar oy alabileceğinin sinyalini vermişti. MHP de kendinden bekleneni yaptı ve hem DP ile GP’nin hem de Tayyip Erdoğan karşıtı CHP’lilerin oylarını topladı. MHP’nin mecliste özellikle DTP karşısında muhalefet olup üstüne düşen görevi layıkıyla yapacağına inanıyorum. CHP de ise durumlar karışık. Baykal’dan başka hiç kimse sonuçlardan memnun değil. DSP’lilerin partiden ayrılması ve genel başkan kavgaları yüzünden çalkantılı dönem yaşanıyor. Durum vahim fakat Baykal görmek istemiyor. Demokrasinin laikliğin daha genel söylemle solun kalesi olarak bilinen İzmir bile teslim oluyordu. CHP ye oy verenler acaba bir kez daha Deniz Baykal konusunda kendilerini sorgulamışlar mıdır (?) diye düşünmeden edemiyorum. Yapılan cumhuriyet mitinglerinde atılan sloganlar, milyon kişiler acaba sandık başında karar mı değiştirdiler? Tayyip Baksana Kaç Kişiyiz Saysana sloganı için Tayip Erdoğan çıkıp ta Şimdi Kaç Kişiyiz Saysanıza!!! der ise yeridir. Bu sloganı atanlar şimdilerde tersten yazı yazdıkları gibi geriye doğru sayıp şimdi kaç kişi kaldıklarını da hesaplamalılar bundan sonra ona göre yol çizmeliler.

Şu şartlar altında memleketin sağ görüşler ile yönetilmesi normal olanıdır. Zira ekonomik ve siyasi istikrar büyüme gelişmeyi tetikler. Fakat biz gelişirken biz büyürken acımasız, işsiz, sessiz, köksüz büyüme yaşıyoruz ve farkında değiliz. Üstelik bir yanımız büyürken diğer bir yanımız kan ağlıyor. O yanımızın derdi ne para ne pul ne iş ne güç ne koltuk ne oy; derdi bir karış vatan toprağı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ülkemiz, vatanımız, toprağımız, bayrağımız çıkarlarını en iyi şekilde koruyacak Türk adını dünyada yüceltebilecek adımlar atabilecek güçte birisinin adı çıkmalı. Bir yanımızda terör varken ekonomi istikrarlı olmuş meclise çoğunlukla girilmiş ihracat artmış borsa rekor kırmış çok önemli değil. Yerde hala kan var ve o toprak kurumadıkça daha çok saymaya devam ederiz. Şimdi kaç kişiyiz sayın bakalım 30 bin şehit mi 35 bin şehit mi?

?zınısım adnıkraF ninekilheT

 
Toplam blog
: 38
: 680
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

İzmirli, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu, ekonomi ve siyaset ile aktif olarak ilgilen..