1 Mayıs

İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan 1 Mayıs, haksızlıklarla mücadelede birlik ve dayanışma günü olarak kabul edilmektedir. Günümüze kadar çeşitli sebeplerden dolayı sekteye uğrasa da ülkemizde 1 Mayıs değişik şekillerde kutlanmıştır. Emek mücadelesi veren kesimlerin çoğu zaman acı bedeller vererek sürdürdükleri bu kararlı mücadele sonucunda günümüzde herkesimin sahiplendiği bir gün haline gelmiştir. Bu yıl ki kutlamaların ülkemizin farklı yerlerinde coşkun bir şekilde kutlanması kadar, çalışan ve işçi sınıfının taleplerini ortak bir şekilde ifade etmeleri bakımından da son derece önemlidir. 

Dünya’da 1 Mayıs ilk kez 1856 yılında Avustralya’da bir grup işçinin iş koşullarını protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenlemeleri ile başlamıştır. Bu tarihten sonra dünyanın farklı coğrafyalarında benzer işçi eylemleri gerçekleştirilmiştir. 1889 yılında Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Bu tarihten itibaren 1 Mayıs günü dünyanın her yerinde işçi ve emekçilerin güncel taleplerini dile getirdikleri gün olmuştur. Ülkelerin demokrasi kültürü ve anlayışına bağlı olarak 1 Mayıs dünyada farklı şekillerde kutlanmaktadır. 

İlk resmi kutlamanın 1923’te yapıldığı ülkemizde ise yasaklamalardan dolayı sınırlı sayıda kutlanabilmiştir. Ancak, son yıllarda bu yöndeki yasakların kaldırılması ve 1 Mayıs’ın tekrar resmi tatil ilan edilmesi bu günün tüm dünyada olduğu gibi kutlanmasının yolunu açmıştır. Bunda daha önce sadece bir kesimin dile getirdiği “yasaklamaların demokrasiyi zayıflattığı hak ve özgürlük mücadelesini engellediği” fikrinin şimdi toplumun diğer kesimleri tarafından da kabul görmesinin katkısı büyük olmuştur. Yine geçmiş yıllarda 1 Mayıs gününü çeşitli sıfatlar yapıştırarak kötüleyen kesimlerin bu yıl övgü ve methiyeler dizmeleri gelinen nokta bakımından sevindiricidir. 

Ülkemizde bu yıl 1 Mayıs geçmiş yıllardan farklı olarak daha yaygın ve kitlesel katılımlar şeklinde kutlanmıştır. Yine bu yıl ki kutlamalarda çalışanların ve işçi sınıfı örgütlerinin temsilcilerinin birlikte hareket etmesi dile getirdikleri taleplerinin ilgili merciler tarafından dikkate alınması için önemli bir gelişmedir. Çünkü ülkemizdeki çalışanlar ve işçi sınıfı aynı haksızlıklara maruz kaldıkları halde sırf farklı ideolojik düşüncelerinden dolayı ayrı bir şekilde örgütlenmeyi ve hareket etmeyi tercih etmişlerdir. Ayrı örgütlenme, ayrı mücadele ve ayrı pazarlıklar gibi. Bu da hak ve emek mücadelesini zayıflatmış ve çoğu zaman da sekteye uğratarak bu kesimlerin haklı taleplerine ulaşmasını engellemiştir. 

1 Mayıs’ın tüm demokratik ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de geniş katılımlı ve coşkulu bir şekilde kutlanıyor olması son derece sevindiricidir. Ancak, sadece bu günün kutlanmasına izin veriliyor olması, çalışanların ve işçi sınıfının sorunlarının çözüldüğü, haklı taleplerinin karşılandığı anlamına gelmemektedir. İşçi ve emekçi kesiminin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş ve sosyal güvencesinin karşılanması gibi bazı temel adımların atılması durumunda 1 Mayıs anlamlı bir hale getirecektir. Aksi takdirde birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kabul edilen 1 Mayıs’ın bir bayram coşkusu şeklinde kutlanmasını beklemek pek de inandırıcı olmayacaktır.