Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

09 Kasım '12

 
Kategori
Özel Günler
 

10 Kasım'ı anlamak

10 Kasım'ı anlamak
 

Doğanın bir kanunu var, ne yaparsanız yapın ne düşünürseniz düşünün her şeyin bir sınırı ve sonu var. Tüm canlılar doğar gelişir, büyür ve ölür. İnsanoğlu da aynen böyledir, ancak bazı insanlar var ki hiç ölmezler, eserleri söylemleri düşünceleri ile yaşar…

Yaşamını ülkesine milletine adayan dünyanın alay konusu olmuş bir imparatorluğun küllerinden yepyeni bir ülke yaratabilen bir lider mümtaz bir devlet adamı bir dahi bir komutan olan Mustafa Kemal Atatürk işte bu ender insanlardan biridir.

Onun yaptıklarını yaşadıklarını anlatmak mümkün değil, anlatılanları da maalesef taktıkları at gözlükleri yüzünden anlamayanlar var, boşu boşuna burada zaman kaybetmeyeceğim.

Çünkü herkesin tıpkı benim gibi düşünmesi ve onu görmesi gerekiyor; ülkemiz için geleceğimiz için hatta görülen o ki “insanlık” için; İşçimiz memurumuz emeklimiz öğretmenimiz aydınımız köylümüz vekillerimiz yaşlısı genciyle “Atatürk gibi düşünmek ve görmek” zorundayız.

Bırakın o böyle yapmış şunu yapmış bunu yapmamış hikâyeleri ile kafa ütülemeyi, artık günümüz devlet adamları iyi yanlarını görmeyi, iyi öğretilerinden ders almayı bırakmışlar nerede nasıl hata yaptı ya da ülkenin kuruluşu ve kurtuluşu için neler yaptı onu tartışıyor, bir suçlu bir mahkûm hatta utanamasalar bir terörist gibi yargılıyorlar. Kimi utanmadan arlanmadan hatta aynaya bakmadan “diktatör” olarak yorumlamaya kalkıyor.

Onun için diyorum ya Atatürk gibi düşünmek onun gibi dünyaya ve geleceğe bakmak zorundayız.

10 Kasım 1938’i anlamak o kadar önemli ki! “Anmak ve anlamak” için okullarda tiyatrolarda sinemalarda resimlerde karikatürlerde heykelde mimarlıkta mutlaka ve mutlaka onu konuşmak yeni nesle karanlığa itilen beyinlere anlatmak zorundayız…

Ve bu kadar büyük olanakların olduğu bir çağda onun gibi düşünemedikleri insanlık adına millet adına kayda değer bir tek adım atamadıkları için kuduranlara meydanı boş bırakmamak gerekiyor. Uygarlık yolunda ileriyi görebilen ülkemizin daha ileriye gitmesini düşünen halkın refahını huzurunu mutluluğunu düşünen nesiller yetiştirmek zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk’ü düşünmek ve anlamak kesin kesin bu yolda atılacak ilk adımdır.

Olan bitenlerin “cehaletin ve bağnazlığın” eseri diyorduk ama yanılmışız, aydınından iş adamına öğretim görevlisine gazetecisi yazarı yargısı meclisi maalesef kin ve nefret üretmeye devam ediyor ve kabullendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar…

Dün gece bir televizyon da “Kemalizm öldü mü?” diye garip bir tartışma vardı, Kemalizm’in ölmesini Atamızın unutulmasını isteyen iki adam kişiliksiz bir sunucu ve çaresizce savunmaya geçmiş yalnız bir adam, sözüm ona tartışıyorlar. Özgür bir tartışma değil tarafsız bir tartışma değil akıllıca bir tartışma hiç değil ipe sapa gelmez kendi “aşağılık kompleksini” anasının babasının yaşadıklarını hatta hainliklerini kendine göre yoğurup hesaplaşma sananların konuşmaları…

Kemalizm nasıl ölür ki, ne zaman anladınız ne zaman anlayamaya çalıştınız ki? Bugüne kadar onun yaptıklarını yapabilen hatta düşünebilen kaç kişi çıktı içinizden diye sorun, bir tek adamı örnek gösteremezler. Bugünün iktidarının başındakileri göstermeye kalktıklarında kendileri de pişman oluyorlar gösterdikleri göstereceklerine…

1920 ile 1938 yılları arası dünyanın dikkatle izlediği ve örnek aldığı bir dönemdir. Bu dönem de sağlanan gelişme ve değişmeler hem milletin birbiriyle kucaklaşması, hem de çağ ile yarışmak düşüncesiyle doğmuştur. Uygulanması da milletin çağdaşlaşmaya katılması ve ona katkıda bulunması şeklinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemi bırakın bugüne kadar aynı şekilde düşünebilen kenetlenen birlik ve beraberliğini koruyabilen bir tek “İslam ülkesi” yoktur. Bunu nasıl küçümser nasıl bir komplekse reddederler anlamak mümkün değil…

Dünya büyük bir değişime uğradı, çağımız geçmiş çağların hiçbirine benzemiyor, şartlar daha ağır ve büyük bir hızla gelişiyor, ülkemizde ise bir adım atarken yeni neslin geçmişini iyi bilmesi ve özümsemesi büyük önem arz ediyor. İşte Atatürk gibi düşünmek bunun için önemli, her fert kendi üzerine düşen görevin sorumluluğunun bilincinde olmak zorundadır. Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin ışığında ilerleyenlerin temel amacı daha uygar daha modern daha saygın bir ulus olma bilincini taşıdıklarından ve dinimizi sömürenler bunların kendi düşünce ve geleceklerine sekte vuracağını gördüklerinden durup dururken Atatürk’ü ve Kemalizm’i ortaya sürmektedirler. Varsın sürsünler, yakın gelecekte yönetimi devralacakları için unutturamazlar da öldüremezler de…

Atatürk’ün Türk milletini büyük bir atılıma hazırladığı ve yönlendirdiği 20. yüzyılda Avrupa ve Asya’nın pek çok ülkesinde totaliter rejimler veya diktatörlükler bulunuyordu. Böyle bir dünyada o yabancı bir gazetecinin sorusuna “Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.” diye cevap vermiştir.

Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan bazı liderler, bu gün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak Türk milletini çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir.

Dünya da ikinci bir örneği daha yoktur, dirisine olduğu kadar ölüsünde de bu denli saygı duyulan, ayrıca bazı yobaz bağnaz gerici kesimlerin ölüsünden resimlerinden heykellerinden ve eserlerinden korktukları tek insandır.

Yarın 10 Kasım Atamızı anmak için ülkenin birçok yerinde her türlü engellemeye ve yasaklamalara rağmen toplanacağız. Bu arada onun mücadele azmi, tüm millete yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler anlatılmalı ve gösterilmelidir. Ancak bu şekilde onun bizlere bıraktığı emaneti gelecek nesillere ve çağlara ulaştırabiliriz.

Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli bir devir çağ için doğmazlar, onlar önderlikleriyle yüzyıllar boyu sadece kendi milletlerin tarihlerinde değil bir çok ülkenin tarihinde hüküm sürecek ve yaşayacak insanlardır…

Ben iyi ki bu olağanüstü insanın yaşadığı çağda doğmuş iyi ki o benim önderim liderim olmuş iyi ki ona güvenmiş ve inanmışım, büyük bir onur duyuyorum ve mutluluk içindeyim.

Atam; aramızdan ayrılalı 74 yıl oldu ama hala aramızdasın,  10 Kasım 2012 de seni büyük bir minnet ve şükranla anıyoruz, mekanın cennet olsun. Rahat uyu emanetlerin belki bugün inkıtaya uğradı ama başında sonunda geri alıp yaşatacağız buna emin ol ve bilmelisin ki dünya durdukça hep bizimle birlikte olmaya devam edeceksin. Sadece 10 Kasım da değil her zaman her an ve daima…

Başımız dik alnımız açık vaziyette; dostlarım ve Türk Milleti adına senin önünde el kalbi duygularımla ve şükranla eğiliyorum Atam iyi ki varsın…

Erdoğan Özgenç

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..