2010’ da Neler Yaşadım! ( 2010 Sezonu Değerlendirmesi Bölüm I )

Gerçi bu yıl antrenmanlarımı hiç aksatmadım ve kendimi gayet iyi hissediyordum ama her iki yüzme maratonu yarışmasında da DNF (Did Not Finish - Bitiremedi) damgasını yedim. Tabi ki hatanın bende olduğunun farkındayım. Çünkü ilk yüzme maratonu olan Meis-Kaş’ta çok büyük bir hırsla ve çok büyük bir hızlı yarışmaya başladım ve bir buçuk saate geldiğimde sanki biri fişimi çekti ve tüm metabolizmam alt üst oldu. Sanırım aşırı yüklenmeye bağlı olarak vertigo oldum. Baş dönemem had safhaya vardığında ise etrafta güvenlik amaçlı dolaşan teknelerden birine çıkarak, yarışmanın kalan son üçte birlik mesafesinde bırakmak zorunda kaldım.

Ardından gelen 30 Ağustos Çanakkale Yüzme maratonunda ise gene aynı hatayı yaptım. Büyük bir hırsla suya atladım ve “Tamam bu sefer iyi bir derece çıkaracağım.” diyerek, çok hızlı ve kısa bir rota çizerken şiddetli poyraz sebebiyle oluşan akıntıya kapılıp finişi kaçırarak 1.5km kadar aşağıya kaydım ve geriye saatte 9km akıntıya karşı yüzme imkanımız olmadığı için yine tekneyle finişe gelerek diskalifye oldum ki bu sene ikinci kez aynı hüsrana uğramış oldum. ?

Bütün bu tatsızlıklardan Daha sonra 9 Eylül’de 10.5 K koşusu vardı. 141 kişiden 40.ıncı oldum ama sonradan yaptığımız ölçümde koştuğumuz mesafenin 12 K çıktı. Gerçi çok kötü bir derece de değildi ama çok iyi bir derece de değildi… Neyse ki bu sefer diskalifye olmadım en azından… ?

En nihayetinde bu sezonun puanlı son ulusal yarışması olan Kuşadası Triatlon yarışması geldi çattı. Çok heyecanlı değildim antrenmanlı olduğum için iyi bir şeyler yapacağıma inanıyordum. Açıkcası kürsü görmeyi çok istiyordum. 1 ya da 2 olamayacağımı biliyordum. Çünkü birkaç çok deneyimli ve favori sporcu arkadaşım var ki onları geçip 1. inci olmam için birkaç fırın ekmek yemem gerekiyor. Ama ilk 5’te yer almam ya da 3. olmam ise biraz gayretle mümkündü. Kısacası 3. üncü olmak benim için çok iyi bir derece olacaktı. Yalnız son bir aydır havuzumuz bakımda olduğu için kapalıydı ve en iyi branşım olan yüzme kondisyonum biraz düşmüştü ve bunun farkındaydım.

Nitekim start verildi ve suya atladık. Yüzme kondisyonumun düşmüş olması triatlonun ilk disiplini olan yüzmedeki averajımı kaybetireceğini biliyordum. Nitekim normal şartlarda yüzmeden çıkan ilk gurubun arasında olmam gerekirken, orta sıralarda bir yerlerden çıktığımı fark ettim. Fakat moralimi bozmadan transation denilen bisiklete geçişteki değişim alanına girdim. Halen triatlon mayom olmadığı için değişim alanında kıyafet giyerken bir hayli zaman kaybettim tabi. Hatta ben de sonra çıkan takım arkadaşlarımdan Hasan ve Fikret abi ben üstümü giyerken benden önce bisiklete atlayıp arayı açtılar. Kuşadası’nın en antipatik yanı yokuşlu bir parkurda bisiklet çeviriyor olmaktır. Her zaman olduğu gibi bu sene de yokuşlarda bir hayli zorlandım. Yokuşlar yüzünden ne arkanızdaki sizi yakalayabiliyor ne de siz önünüzdekini… Aslında bu sayede kimse kimsenin draftına yatamıyor.(Draft: bir bisikletçinin diğerinin arkasına geçerek enerji tasarrufu yapması) Hal böyle olunca pozisyonuma razı olup koşu etabına kadar dişimi sıkıp yokuşları bitirmeye gayret ettim. Koşuya geldiğimde ise yokuşlarda yüklenmekten bacaklarım parçalanmıştır adeta. Fakat 5. sıradaki yerimi halen korumayı başarmıştım. Ben bu şekilde koşarken arkalardan çok sevdiğim ve saydığım bir yarışmacı olan Melih Albay beni yakalayıp geçti. Hayalim 5. incilikten daha iyi bir derece yapmak iken 6. lığa tahammül edecek durumda değildim elbette. Baktım ki; Melik komutan beni geçtikten 100m kadar sonra belini tutuyor ve yorgunluk alametleri gösteriyor. Ben de tempomu arttırıp son 500m kala kendisini yakalayıp beraber koşmaya başladım. Nitekim finişe 50m kala sprint atak yaparak 5.liğe oturdum. 1:35:39 lık derecem ile +40 yaş gurubunda 5. oldum. En azından Geçen yıl ki Çeşme’deki 7.liğimden sonra şimdiye kadar yapmış olduğum en iyi dereceye kavuştum ki, 2010 yılındaki diğer yarışlardaki olumsuzluklara rağmen benim için büyük bir ödül oldu yeterince…

Yarın Uluslararası Alanya Triatlonu