Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

2010'a doğru... / Herkese iyi yıllar!...

2010'a doğru... / Herkese iyi yıllar!...
 

''Sistemden beslenenler, sistemi değiştirmezler!...''

Cem Boyner'in pazar günkü Milliyet söyleşisini okurken, Yeni Demokrasi Hareketi' nin başladığı günlerde, ağzından düşürmediği, bu veciz satırlar, tekrar aklıma geldi... O gün yönetiminde yer aldığımız, belki de biraz erken olan bu hareketin, bu gün için biraz geç kaldığını da düşünerekten!...

Bu ülkede, sistemden beslenenlerin, en basitinden güncel siyasi gelişmeler ve Ceza Usul Yasasının vahim durumunu ele aldığımızda görüldüğü gibi, belki erk yapısını değiştirebileceği, ancak sistemi değiştirmeyeceğinin anlaşıldığı, polisin ve yargının alışılmadık bir şekilde öne çıktığı, kamu oyunun bu hızlı siyasi tüm gelişmelerden aklının karıştığı, puslu, sisli havalarda, 2010 yılına giriyoruz...

Bu güne kadar hiç görmediğimiz ve pek de bilmediğimiz, bir patırtı kütürdü içinde ve hep şaşkınlık içinde ve de üzülerekten, 2009' u da geride bırakmaya çalışıyoruz!...

2009 yılı için, güncelde, kendi kendime bazı sorular yönelttim:

Askeriyede, sanki çaresiz intiharların çoğaldığı zehabına kapılmamak, elde miydi?...

CIA eski başkanının, "Türkiye'de komünistlerin egemen olmaması için CIA Türkiye'ye yardımda bulunmuş olabilir" sözünü, güncelde daha üniversal hale getirmek mümkün olabilir miydi?...

Anayasa, hukuk-adalet sistemi (örneğin; en azından Ceza Usul Yasası...) ve adil, eşit katılımcı bir seçim sistemi yeniden düzenlenmeden, ''Hükûmet olarak statükonun değişmesi için irademizi ortaya koyduk'' demekle, o statüko kolayca değişebilir miydi?

Nikos Kazancakis'in ''Yeniden Çarmıha Geriliş'' romanını anımsatan bir söylemle, bu toprakların kadim halklarından birinin kilise temsilcisinin tepkisine, hemde Elenizm'in hayallerde kaldığı bir yüzyılda, hem de başarılı bir Türk Dışişleri Bakanı'nın verdiği cevap, beş patrik asmış bir milletin ahfadı veya torunları olarak, bizce tarihe geçebilir miydi?...

Emekli general Sabri Yirmibeşoğlu'nun, mükemmel organize edilmiş, fevkalade bir tertip olarak düşündüğü, Exeter üniversiteli bazı yabancı müşavir arkadaşların da desteklediğinin söylendiği, 6-7 Eylül Olayları'nın ortaya çıkardığı sosyal ve siyasi bilançonun borç hanesinin, kümülatif bir şekilde kabardığı, 55 yıllık bir muhasebe dönemi sonrasında, ortaya çıkan bir büyük bilançonun bu kez farklı bir dış müşavirlik hizmeti almadan tetkik ve tashihi ve vergilendirilmesi mümkün müydü?...

Kentlerin varoşlarında, yoksulluk, açlık, işsizlik ve eğitimsizlik başka bir şey verilmeme marifetiyle çoğalan ve bizim de ilk gençlik döneminde yaşadığımız gibi ve hatta ondan da şiddetli, duygusal bir kopuşu yaşayan, yeni kuşak Kürt gençlerinin, milliyetçi, mukaddesatçıve ayrıca Stalinist, ceberrut bir arabesk ideoloji ve onun ürettiği siyasetin koridorlarında kaybolmalarını engellemek, acaba mümkün değil miydi?...

Aslında, bu ülkenin geleceği karanlığa doğru yol alırken, hem Kürt' e hem de Türk'e yapılması gereken gerçek bir açılımın, ileri bir demokrasiden geçmesi gerektiğini düşünmek artık elzem değil miydi?...

Emekçilere yapılan günceldeki haksızlıkların, itfaiye örgütüne dünyada eşi görülmemiş bir pragmatik uygulamayla yapılanların, orta sınıfta dengeleri alt üst etme kararı ya da aymazlığının bir göstergesi olan ülke eczacılarına yapılanların toplamından yola çıkılarak, hukuk ve adaletin uygulaması gibi görülen son siyasi gelişmelere adil bir yorum yapabilmek, büyük bir çelişki ötesinde, acaba mümkün müydü?...

Tüm emekçileri adilce ve adaletle kucaklayan ileri bir anayasaya ve hakiki, kullanılabilir bir hukuk sistemine, parlementoda her toplumsal düşünceyi temsil edecek ve adil olmayan çoğunluk sistemi yerine geçecek, adaletli, barajı olmayan bir nisbi seçim sistemine kavuşturmak, insanlara etnik kökenlerine bakmadan dil ve kültürlerini yaşayıp, özgürce geliştirme hakkı vermek, acaba bu ülkede mümkün değil miydi?...

Bu ülkede, bu coğrafyada yaşayan ya da yaşamaya çalışan, kırka yakın etnik kökenli, müslüman, hristiyan tüm yurttaşları hakiki yurttaşlık temelinde, hırsızlıktan, haksızlıktan, arsızlıktan ve siyasi rant ahlaksızlığından kurtaracak ileri bir demokraside buluşturup, evvelki yüzyılda olduğu gibi, onların son yüz yıldır iyice kırılmış, kırdırılmış duygularını, gururlarını onaracak bir yaşam ve çalışma ortamı yaratmak, haysiyetli ve güzel bir şey değil miydi?...

Biz gene de tüm siyasi taraflara 2010 yılına girerken, ''pax vobiscum'' diyelim...

Tüm dost okurlarımızın ve blogdaşlarımızın da yeni yılını kutluyalım.

Bizleri seven ve üzen herkese de selam olsun, yeni yılları aydınlık olsun, diyelim...

26.aralık.2009 / Perpa

 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..