2010 Orhan Kemal Öykü Yarışması'nda ödül alan Ezgi Umut'u Adana'da alkışlamak...

Adana....

Her yerin türküsü olur da, Adana'nın olmaz mı?

Adana'nın yolları taştan....

Taştan yol mu kaldı; yollar asfalt... Bastın mı gaza, araba yağ gibi kayar.

Bugün öğlene doğru, DTCF’li dostum Pirmete direksiyonda, ben yanındaki koltukta, Adana’nın yolunu tuttuk.

Çukurova’nın sıcağı, bu yıl erken bastıracağa benziyor.

Havada yoğun bir sisi var.

Araba yağ gibi kayarken biz de dereden tepeden konuşuyoruz.

Konuştukça Adana yolu kısalıyor.

Mersin’den Adana’ya, Adana Edebiyatçılar Derneği’nin düzenlediği, Ceyhan Belediyesi’nin destek verdiği 3. Orhan Kemal Öykü Yarışması’nın ödül törenine gidiyoruz.

Blogdaşımız Ezgi Umut’u alkışlayacağız.

Yazılarından tanıdığım Portakal Çiçeği, Necip Köni ve Olgun Ekinci’yle tanışacağız.

*****

Bir zamanlar, Adana takımları Süper Lig’deyken, Adana’ya maça giderdim. Bazen tek, bazen kızlarım ve eşimle, bazen de arkadaşlarla...

Gidiş, umutlu olurdu her zaman, ama dönüş farklı olurdu. Hele bir de, beklediğimiz sonuç alınamayınca, yorgun argın dönerdik Mersin’e.

Ama bugünkü dönüş, gidişten daha iyi/ keyifli oldu. Değerli insanlarla, Blogdaşlarla tanışmanın, bir arada olmanın mutluluğu bir başka... Düşünebiliyor musunuz, sanal ortamda yazılarından tanıdığınız kişilerle bir arada oluyor, saatlerce, Baraj Gölü kenarında söyleşiyorsunuz...

Birbirini yıllarca tanıyormuş gibi içtenlik içinde...

*****

Tören, Seyhan Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Blogdaşımız Necip Bey, foto muhabirlerinden daha atak, daha coşku içinde bol bol fotoğraf çekti.

Törende, Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü’nün konuşması dışında, ilgimi çeken bir başka konuşma da Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün konuşması oldu.

Başkan Sözlü’nün, siyasi görüşten soyutlanmış konuşmasıyla, Çukurova topraklarının yetiştirdiği bir büyük yazara sahip çıkmanın bir sorumluluk olduğunu vurgulaması, bu satırları yazarken bir kez daha alkışı hak ediyor.

Ezgi Hanım’ın tören sonrası, Ceyhan’a geziye gitmek yerine, Blogdaşlarıyla bir arada olmayı yeğlemesi, üzerinde durulması gereken bir incelikti.

*****

Orhan Veli Kanık, “Kelimelerin kifayetsiz olduğunu” söylese de, aslında, sözcüklerle içli dışlı olanlar için, “kifayetsiz”lik diye bir şey yoktur. Ama konuşmalardaki “içtenlik”i, bir arada olmanın, söyleşmenin verdiği tadı, dile getirmek yeter de artar bile.

Ödül töreni vesilesiyle tanışma, söyleşme fırsatı bulduğum Ezgi Umut’a, Portakal Çiçeği’ne (törene katılan kızına), Necip Köni’ye, Olgun Ekinci’ye, böyle bir törenin olacağını günler öncesinden bana haber veren, “Gelir misin?” dediğinde hiç düşünmeden “Evet” dediğim DTCF’li dostum Pirmete’ye bir kez daha saygılar, selamlar.

Ezgi Umut’u başka ödüllerde görmek, alkışlamak umuduyla...