2017 Fransa Açık'ın ardından. Nadal ve Ostapenko'nun zaferi.

Fransa Grand Slam 2017 de erkeklerde İspanyol Rafael Nadal, kadınlarda Letonya’lı Jelena Ostapenko şampiyon oldu..

Turnuvadan önceki sıralamada 1.numarada Andy Murray,  2 numarada Djokovic, 3 numarada Stan Wawrinka, 4 numarada Rafel Nadal vardı .

Toprak kortlardaki başarısı nedeniyle ‘’TOPRAK AĞASI’’ lakabı verilen Rafael Nadal’ın ilk 4 içindeki rakipleri arasından bir final oynaması beklenen bir sonuçtu ve Nadal önceki maçlarında da çok formda gözüküyordu..

Federre’in turnuvaya katılmaması, Sırp raket Djokoviç’in büyük bir sürprizle  Avusturyalı Theim’e yenilerek elenmesi, Andy Murray’in Wawrinka’ya çok çekişmeli bir maçtan sonra 3-2 yenilmesi  şüphesiz Nadal’ın işini çok kolaylaştırmıştı.

Nitekim Wawrinka, Nadal karşısında çabuk dağıldı ve bir türlü kendini toparlayamadı.. Nadal için Fransa açık, müthiş formu ve bu rakipleri ile çok kolay bir turnuva oldu ve zorlanmadan kupaya uzandı…Rakip Djokoviç veya Murray olsaydı sonuç değişir miydi?. Yine de sanmıyorum ama değişebilirdi belki fakat  bu kortta Wawrainka ile 3 maç daha yapsa  Nadal üçünü de kazanırdı… Turnuva boyunca rakiplerine ancak 35 oyun veren Nadal, finaldeki rakibini yanına bile yaklaştırmayarak  6/2 -6/3/ -6/1 setlerle kazanırken  bu yılın Grand Slam’larınki diğer  şampiyonluklarının da habercisi gibiydi..

Şöyle eski blog yazılarıma baktım.. 2010 yılında  Nadal’ın yine Fransa Açıkta şampiyon olurken, kendisini bir yıl önce burada finalde yenen Soderling’i aynı Wawrinka gibi set vermeden yendiğini yazmış ve ilave etmişim;

-‘’Nadal, Soderling’i yenmekle kalmadı,  kortun toprağına gömdü,  buldozer gibi de üstünden geçti!’’

O zaman Nadal 24 yaşındaydı… Şimdi 31 yaşında.. Olgunluk çağında ve daha büyük başarılara yelken açıyor.. Zaman zaman kontrol edemese de kazanma hırsı hep ön planda..

Oyunu önde götürdüğü zamanlar daha rahat oynuyor… Nadal’dan set alamazsanız işiniz zor…İlginç olan kortta bir panter kadar atılgan olan Nadal, kupa törenine çıktığı zaman çocuksu yüzü ve ruhu ön plana çıkıyor, gururunun ve sert ifadesini yerini sevimli bir duygusallık alıyordu. Onu bu kadar sevdiren de belki de bu oluyordu..

Fransa Açık’ın kadınlar finalinden ise sürpriz bir isim çıktı. Letonyalı Jelena Ostapenko seri başı olmamasına rağmen favori Romanya’lı Simone Halep’i yenerken daha diri ve istekli göründü..

Sereana Williams ve Sharapova’nın turnuvada bulunmayışı bu sürprizin bana göre en büyük sebebiydi. İlk seti alan Simona Halep,’in, maçı da kazanacağı düşünülürken, oyun içinde birdenbire düşüşe geçerek adeta pskolojik bir kaybetme psikozuna girmesi de enteresandı..

Son sette acemi bir tenisçi gibi oynadı..

İki tenisçinin boy pos, saç rengi stili birbirine çok yakındı. İkisi arasında o kadar benzerlik yetmezmiş gibi bir tesadüf eseri ikisinin de kıyafeti aynıydı. Yeşil  askılı beyaz elbise, yeşil beyaz parçalı etek ikisinin de ortak kıyafetiydi. Tek fark Ostapenko’nun başındaki yeşil banttı…

Nadal-Wawrinka finalindeki Nadal’ın büyük hakimiyeti nedeniyle izlenme bakımından çekişmesiz ve heyecansız. Mücadelenin aksine kadınlar finalinde son sete kadar büyük bir çekişme vardı.. Ta ki Halep dağılana kadar…

Şimdi önümüzde Wimledon var.. 

Fransa Açık’ın şampiyonlarının orada alacağı derece merakla bekleniyor ama kortun çim olması da yeni şampiyonların olabileceğini düşündürüyor.. Nadal bu formuyla ilk 4 sıralamadaki rakipleriyle yine bir final oynar gibi gözüküyor ama Jelena Ostapenko için aynı şeyleri söylemek zor. Çünkü çok genç.. Henüz 20 yaşında ve önünde kat edeceği çok yol var. Bu yaşta bir Grand Slam kazanması ve birdenbire 12. sıraya yükselmesi ise çok büyük bir başarı..