2023 Türkiyesine..

Seneler sonra da, gökyüzün maviliğinden, yeşilin güzelliğinden, denizin duruluğundan asla vazgeçmesin. Güneş gene ısıtsın tüm ülkemi, kuşlar var gücüyle şakısın. Her yağmur yağdığında, gene buram buram toprak kokusu sarsın tüm Türkiye’yi. İnsanlarımız; geçmişlerini unutmadan, atalarının bu millet için gözünü kırpmadan savaştığını ve milyonlarca şehidimizin, bu vatan toprağının her karışında milyonlarca emeğinin olduğunu unutmadan yaşasınlar. Güçlülerin güçsüzleri ezmediği, farklılıklardan çok benzerliklerin ön plana çıkarıldığı, kardeşlik bilinci aşılanmış ve adaletli bir Türkiye olsun seneler sonra bugün. Adalet kavramını tüm benliğiyle uygulayabilen bir millet olabilelim seneler sonra. Küçük büyük herkese, kardeşlik ve barış duyguları aşılanmış olsun.  Mevsimler dengesini, insanlık bilincini kaybetmesin. Gene üşüyelim kışın o soğuk rüzgârlarıyla, yazın gene terleyelim güneşin can alıcı sıcaklığıyla. Hiçbir şey doğal güzelliğini, gerçek olgusunu yitirmeden bugün nasılsa geçmişte de bu durumda kalabilsin. Tüm duygularımız, geleneklerimiz, göreneklerimiz, kişiliğimiz, yaşayış tarzlarımız kaybolmayacak birer künye olarak kalsınlar boynumuzda.

Dil, din, ırk farkı gözetmeksizin barışçıl bir Türkiye var olsun karşımızda. Savaş denilen bu kor gibi, dinmek bilmeyen ateş 2023’te sönsün. Bu zamana kadar yakıp kavrulan annelerin yüreklerindeki o acı dinsin. İnsanlar kıyafetleriyle yargılanmasın, küçük görülmesin. Çünkü bir insanı insan yapan üstündeki bez parçası değil, yüreğinde bulundurduğu vatan ve millet aşkı gibi başka değerleridir. Doğal tabiatımızın tamamlayıcısı olan hayvanlarımıza da eziyet edilmesin istiyorum. Televizyonlarda ya da afişlerde ‘’kapınızın önüne bir kap su koyun’’ ibaresi yerine, başka türlü şeylerin söylenme gereği duyulsun, bu düşünceler insanların yüreklerinde zaten var olsun istiyorum. 1 ya da 2 saatlik güzel görünüşün, bir hayvan canına mal olmasına izin vermeyelim istiyorum.  Türkiye yeşilinden vazgeçmesin hiçbir zaman. Gene ekilsin buğdaylar tarlalara, tekrar yeşersin meyve dolu  ağaçlar.  Seneler sonra tekrar renk renk boya kalemlerim anlatsın bana Rize’nin yeşilini, Antalya’nın denizini, gökyüzünün maviliğini. Gelecekte faydalanabilelim olduğumuz konumdan. Üç tarafımızı saran büyüleyici güzellikteki  denizlerimize gereken özeni gösterelim istiyorum. Limanlarımız geleceğin en büyük iş olanaklarını sağlasın milletimize. Kültürel değerlerimizi ülkemizin gelişmesi yönünde kullanalım. Turistlere, vatanımızı merak eden tüm dünya insanlarına kucak açalım istiyorum. Açalım ki onlar da Türk milletinin o muhteşem geçmişine tanıklık edebilsinler...  

Gelecekte yürüdüğüm sokaklar, caddeler geçmişin izlerini barındırsın tüm ihtişamıyla. Çünkü bilirim geçmişi olmayanın geleceği olmaz. Dilimize ve sahip olduğumuz edebi geçmişimize gereken değeri gösterelim istiyorum. Dilini kaybeden bir milletin, annesini kaybeden ve derdini  tam anlatamayan  bir çocuğa benzediği bilincini tüm gençlere aşılamış olalım istiyorum. Dilimizi kaybedersek, bu coğrafyadan silinip gideceğimizin bilincinde olalım. Gelecek nesillere bırakabileceğimiz yegane şeydir edebi eserlerimiz ve müzelerimiz. Onlar bizim, dünyaya ‘’Türk’ün gücü’’ dedirtebileceğimiz sayılı kanıtlarımız. Müzelerimiz tarihimizdir. Atalarımızın bu vatan için ellerinde silah dahi olmadan savaştıklarının, silahı olanların da  işlevini tam anlamıyla yerine getiremediğinin gerçek kanıtları olduğunu anlatalım istiyorum.  Ben bugün elimde tuttuğum kalemle bu kelimeleri dökebiliyorsam bu sayfaya, seneler sonra da kalem ve kâğıdın yerini, teknoloji almasın istiyorum. İnsanlar elektronik eşyaların sahte büyüsüne kapılıp bir fidan misali solup gitmesinler. Kâğıt kokusunu unutmasın bu millet. Ecdadımızın seneler önce okumak için, bu vatana bir fayda sağlayabilmek için ihtiyaç duyduğu bu yegane hazineleri yaşamları pahasına korusunlar istiyorum.

Kalem denen o nimetten asla vazgeçmesinler, emeksiz yemek olmayacağını, hiçbir şeyin kolay başarılamayacağını unutmasın milletimiz.  Gene küçüğe sevgimizden, büyüğe saygımızdan zerre kadar  ödün vermeyelim. Bütün gün dişini tırnağına takıp didinen milyonlarca çiftçi, öğretmen, doktor gene sürüp gelsin 2023’e.  Haksızlığın, ayrımcılığın, teknolojinin insanlar arası ilişkilere ok misali batmasına izin vermeyelim istiyorum. Gene seneler önceki gibi tiyatrolar, sinemalar, çay bahçeleri aile huzurunu tattırsın insanlara. Gene her evden kahkahalar yükselsin, sokaklar koşuşan, oyunlar oynayan küçük çocuklarla dolup taşsın. Teknolojinin duygularımızı, kişiliklerimizi sömürmesine izin vermeyelim. Atalarımız güzel söylemişlerdir ‘’Azı karar çoğu zarar’’ diye. Bu bilinçle teknolojiden faydalanalım istiyorum. Spor müsabakalarında, dünya olimpiyatlarında Türk’ün yılmayacak gücünü görsünler seneler sonra da. Her dalda yeterli sporcumuz Türkiye’mizi var güçleriyle temsil etsinler istiyorum. Fikirlerimiz, düşüncelerimiz gene yankılansın dört bir cihanda. Mesleki eğitim veren okullarımız gün geçtikçe çoğalsın, okuma yazma oranı her geçen gün artsın, küçüklerimiz geleceğimize yön verecek olan birer başarı meşaleleri olsunlar istiyorum. Aydınlatsınlar bilgileriyle, ilimleriyle tüm Türkiye’yi. Kültürümüzü ve sanat tarihimizi unutmadan adımlar atalım yarınlara. Bu ülke ne Mehmet Akif’ini unutsun, ne de Namık Kemal’ini. Ne deniz gökyüzüyle olan arkadaşlığını kessin, ne de yeşilin tonu Türkiye’den silinsin. Ormanlarımız bizim vazgeçemeyeceğimiz miraslarımız olsun istiyorum. Onları seneler sonra da koruyup yaşatabilelim. Dallarına, tek bir yapraklarına zarar gelmeden yarınlara ulaşabilsinler. O paha biçilemez güzellikleriyle tekrar hayat versinler Türkiye’mize. Can katsın topraklarımıza her bir fidan tanesi. Her bir ağaç hayat versin körelip giden umutlara. Sonbahar, kış yıldırmasın o güzelliklerini. İzmir’den Van’a Edirne’den Kars’a tüm milletin sesiyim ben şimdi!

Beni kulaklarını aç ve iyi dinle 2023!

Her yeni düşünce uygarlığın; her eğitimli insan çağdaş ve güçlü bir Türkiye’nin müjdecisidir bunu unutma! Geleceğin Türkiye’sini güneş gibi aydınlatmak, yıldızlar kadar yükseltmek ve çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmak, bilimin ışığında yürümek biz Türk Milletinin tek hedefi olacaktır. Bu yolda yürürken geçmişimizi unutmayacak ve asla Türkiye’nin doğal güzelliklerinden vazgeçmeyeceğiz. Ben milletimizde bu arzu ve ışığı görmekteyim. Umarım seneler sonra Atatürk ilkelerinin ışığında, geçmişlerini birer hazine misali koruyacak olan gençlerimiz Türkiye’mizi canları pahasına korurlar. Ve umarım ki,  bugün Türkiye’yi Türkiye yapan hiçbir değer, seneler sonra silinip yok olmaz. Şimdi eğer biraz da olsa anlatabildiysem sana istediğim geleceği ne mutlu bana. Sanırım istediklerim, ve Türk milletinin asla dinmeyecek olan sesinin yankıları  bu mektup kağıdına sığmaz. Taşıyamaz yüreklerimizdeki vatan ve millet aşkını.

Bu yüzden her bir Türk’ e  düşüyor bu görev. Anne, baba, kardeş demeden tüm uygarlığa, sesim geleceğe ulaşır mı bilmiyorum. Tek temennim tüm gençler ve vatanımız adına dileğim, anlatmış olduğum tüm güzelliklerin gerçekleşmesi yönündedir. Umarım benim gibi bir çok gencin zihinlerinden de,  geçmişi unutmak ya da silmek değil, geçmişimizin verdiği o sarsılmaz gururla bakmak geçiyordur aydınlık yarınlara. Çünkü Türk milletinin muhtaç olduğu azim, irade, düşünce her biri damarlarımızdan geçen o kanda mevcuttur. Barındırır içinde atalarının azim ve iradesini. Geleceğe yön verecek olan biz gençlere düşen en büyük görev vatanımızı seneler sonra da, dünyadaki gelişmişlik düzeyinin üstüne çıkarmaktır. Bunun yanı sıra dünyaya, Türk’ün bu coğrafyadan silinmeyeceğini göstermek gerekmektedir. Atatürk’ ün de dediği gibi; ‘’..Biz büyük bir devrim yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük.’’ İşte 70 milyon Türk’ün tek hedefi de bu olmalıdır. Türkiye’mizi seneler sonra, yani 2023’te de bir çağdan alıp bir çağa götürmüş olmak…

O bu ya da şu değil, seneler sonra bile milli benliğini, dilini ve millet aşkını

 asla kaybetmeyecek bir Türkiye İSTİYORUM!