21 Mart Dünya Şiir Günü imiş......Sevsinler.

Bu gün; artık sözde mazide kalmış  "Dünya Şiir Günü" imiş.
Sevsinler.
Acaba şiirle ilgilenen 100 kişiden kaç tanesi bu günün anlamını bilmekte ve de kavramaktadır.

Ankara dan (2), İzmir'den de (1) yayınevi direktörlüğü yapan değerli (3) edebi arkadaşıma Kasım 2015 ayı başlarında rica etmiş,
-Türkiye de satılan her 100 kitaptan kaçta kaçı şiir kitabıdır-
sorusunu yöneltmiş ve beni aydınlatmalarını önemle rica etmiştim.

Aldığım yanıtlar beni şoke etmişti:
Türkiye de satılan her 100 kitaptan sadece ve sadece 7 tanesinin şiir kitabı olduğu gerçeği tarafıma iletilince, giriğim şoku ve ardından da üzüntümü tahmin edebilirsiniz sanırım.

1968 den beri Türk Şiiri ile iç içe olan ve Kasım 2015 de 10.Şiir Kitabım olan "Vuslat'ın Dip Taraması" adı altında yayınlamama rağmen, halen kendimi tam bir "şair" olarak görememekteyim. Her hafta kesintisiz "Türk Şiir Antolojileri" nden birkaç tanesini elime alır ve o "Eski Türk Şiiri" denilen Ustalarımızın 50-100 yıllık Şiirlerini zevkle okumaktan kendimi alamam. Ve tam olarak anlarım ki, O eski Türk Şiiri- şairlerinin şiirlerinin yanında benim "Çırak Olarak" dahi bulunamayacağımı,
günümüzde yazılan sözde şiirlerinden de fersah fersah, adeta başka galaksilerin şiirleri gibi yukarılardadır.

Günümüzde eline kağıt-kalem alıp, bir kaç mısra yazarak kendilerini "Şair" olarak lanse etmeye çalışanların alayına sorun bakalım: "Sen hangi kategorini şairisin" sorusunu. Büyük bir ihtimalle yüzünüze aval aval bakacaklardır. Zira Türk Dili'ne tam vakıf olmayan sözde "şair geçinenlerin", Türk Şiirimize de hiç bir katkıda bulunamayacağı gerçeği apaçık ortadadır.

Bu yüzdendir ki gittiğm Şairler Şölenlerinde de artık, "Şiir" den başka bütün konuların lak laklarının yapıldığına bizzat şahitlik ettim. Dolayısıyla geçek şiir dostlarımızın giderek azaldığını ve bu tip eski değerlerinden uzaklaşmış sözde etkinliklere de katılmamaları nedeniyle görüşme imkanlarımız tesadüflere kalmıştır. 2015 den itibaren de hiç bir şairler şöleni ne katılmama kararımı aldım, buna da ölene dek uyacağım.
Onun içindir ki lock-top fihristimden 21 Mart Şiir Günü ibaresini sildim. Bu konuda da bir daha tek kelime dahi etmeyeceğim ve de yazmayacağım.

Hiç kimseyi suçlamak veya protesto etmek niyetinde değilim.
Ancak,
Bir takım ne üdüğü belirsiz yabancı kelime-tamlamaları, dilimize adeta yıllarca "gdo" gibi empoze edilip kullanılmasına göz yumuldu. Tabiatıyla da Türk Dili de; bir çıkmazlar sendromunu ortasında yalnız başına ayazlarda bırakıldı.

Dünyanın en enfes ve de kaymaklı ekmek kadayıfı lezzetindeki
Türk Dilim ve de o eski muhteşem Türk Şiirim;
Sizle benim herşeylerimsiniz.
Mevlam sizleri gayıra...