24 Kasım...

Güzelim yurdumun güzelim zamanlarında öyle hadiseler vuku bulur ki, insanın tekrar yaşayası gelir bu anları. Nitekim günler kifayetsiz kalır ve haftaya yayılır bu hadiseler. 24 Kasım'da bunlardan biridir aslında.

İkliminin getirdiği dirilikleri, denizin getirdiği hareketlilikleri, hamsinin getirdiği pratik zekâlarıyla Ekoldür karedeniz insanı, Pratiktir, komiktir, içtendir, sevendir ve nadide Karadeniz’imizin yeşili ve mavisinin iç içe girdiği Ereğli’ sinde vuku bulmuştur yine bu hadiselerden biri.  

‘Karadeniz Ereğli Belediyesi tarafından 22 Aralık 2002 'de kırılan Dünya rekoru ile gelenekselleşen Hamsi Festivali'nin 12. si 24 Kasım Pazar günü Ereğli’de tüm heyecanıyla kutlanacağı duyuruldu haftalar öncesinden. Tüm hazırlıklarda tamamdı. Kuzeyin Oğlu Volkan Konak çalınacaktı kulaklara Nazım Hikmet kıvamında. ‘Sevgilim’ diyecekti.

‘Sevgilim, senin o memleket gözlerini, güneş ışıklı ve bahar kokulu başını kollarımın arasına alıp ona saatlerce bakmalıyım ki ne söylemek istediğimi anlayasın. Fakat bir yandan da sana yazmalıyım ve seni yüreğimin sesinden mahrum etmemeliyim diye düşünüyorum.’

Gazete manşetlerinin 23 Kasım tarihli haberine göre; Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde 2002 yılından bu yana düzenlenen Hamsi Festivali'nin 12.'si bu yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde gerçekleştirilecek. Öğretmenler Günü…

Eğitimin temeli şüphesiz öğretmenlerdir. O öğretmenler ki, insanları cehaletten kurtarıp onlara gerçeği anlatırlar. Üzerinde yaşadığımız ve fedakâr atalarımızın kanlarıyla sulanmış bu yurdu sevmeyi, onun için gerekirse canımızı vermeyi, bize öğretmenlerimiz öğretirler. Bağımsızlığımızı simgeleyen ve Türk'ün her zaman özgür yaşayacağını göklerde dalgalanarak bütün dünyaya haykıran şanlı bayrağımızı sevmeyi, ona saygı göstermeyi bize ilk kez kim öğretti?

Evinden 767 Km mesafede kız başına Meral Öğretmen, bilgisini, birikimini, tecrübelerini öğrencilerine nakış nakış işleyen Seyhan Öğretmen, Coğrafyası farklı, anlayışı farklı, kültürü farklı diyarlarda küçücük dünyasında devleşen Hanife öğretmen öğretti. Hiçbiri evlerinin uzaklığını düşünmediler, öğrencilerine yakınlıkları vardı sürekli zihinlerinde. Memleketinin her bir karış toprağında can-ı siper ettiler bir parça can suyunu verebilmek için fidanlarına.

Haddizatında 24 Kasım, her yıl ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanır, geçmiş ve geleceğimizde emeği geçen öğretmenlerimiz sevgiyle anılır, ziyaret edilir. 24 Kasım, 1928 yılında Latin harflerinin 1 Kasım 1928 tarihinde kabulünün ardından Millet Mektepleri’nin açıldığı ve okuma yazma seferberliğinin başladığı gündür. Bugün sadece Millet Mektepleri açılmamış ayrıca Mustafa Kemal Atatürk Başöğretmen olarak kabul edilmiştir. Bu önemli tarih 1981 yılından itibaren her 24 Kasım günü öğretmenler günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk öğretmenlere hitaben yaptığı bir konuşmada toplumu şekillendirme adına öğretmenlere nasıl önemli bir görev düştüğünü şu sözlerle açıklamıştır: “Arkadaşlar, yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askerlik, siyaset ve yönetim alanlarındaki devrimler, sizin; sayın öğretmenler, sizin toplumda ve düşünce yaşamınızda yapacağınız devrimlerdeki başarınızla gerçekleşecektir. Hiçbir zaman unutmayın ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister.” Böylesine mühim bir görevi olan öğretmenlere toplumsal açıdan çok önemli görevler düşmektedir.

Kazanılması gereken asıl büyük servet; para, şöhret ve makamdan öte erdem ve bilgeliktir. Yüreğimizi, ruhumuzu en büyük erdemlerle tezyin ve teçhiz etmeli ve bu amaçlarımızdan vazgeçmeden yolumuza devam etmeliyiz.

Evrensel medeniyet kulesi de hiç şüphesiz bu onuru taşıyan fedakâr ve cefakâr öğretmenlerimiz sayesinde yükselecektir.

Ben de bu vesileyle bütün öğretmenlerimin o mübarek ellerinden öpüyorum…