Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '07

     
    Kategori
    Siyaset
     

    30 Ağustos... Askerden Cumhurbaşkanı'na ilk selam

    Gazetelerin hemen hepsinde okuduk: 30 Ağustos'ta asker, yeni cumhurbaşkanına ilk kez selam verdi.
    Doğru bir hareketti. Daha doğrusu olması gereken bir hareket.
    Pekiyi ama o halde neden bu selam gazete manşetlerine taşındı? Neden askerin "yapması gereken" bu hareketi bu kadar önemsendi?
    Yoksa bizler, hepimiz vicdanımızda bir suçluluk duygusu duyuyor da bundan bir ölçüde kurtulabilmek için askerin selamını kendimize suç ortağı mı yapmak istiyorduk? "Bakın işte asker bile selam verdiğine göre ortada öyle önemli bir tehlike de yok" deyip buna kendimizi inandırmak mı istiyorduk?
    O olması gereken hareketi gördüğümde bir an gözlerimi kapattım..Film şeridi gibi geçmeye başladı tarih gözlerimin önünden..Her ne kadar o kadar eskiyi yaşamadıysam da birebir, herşey sabitti belgelerde, kitaplarda..
    Bir an Erbakan geldi gözlerimin önünde, ta MSP'nin başında olduğu yıllardaki hali. Diyordu ki bizim getireceğimiz düzende kimse TCK m. 163'ten suçlanamayacak. Neyi cezalandırıyordu bu madde? Laikliğe karşı, devletin temel nizamlarını dine dayandıracak vakıf kurulmasını..
    Yine Erbakan, bu kez RP Dönemi'nde ortaya çıkıyor ve Türk gençlerinin Türk milli kültürüne göre yetişmesini savunuyordu. Milli kültürün temel unsurlarından biri de "İslamiyet" olduğuna göre, okullarda mutlaka ve ağırlıklı olarak dini eğitim yapılmalıydı.
    Ve nihayet o meşhur "kanlı mı olacak kansız mı?" vecizesi..
    Daha sonra gözlerimin önünden Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan geçti.."Cumhuriyet Dönemi'nin artık sonu geldi", "Laiklik nedir ki Allah buyruğu mu?" cümleleri..İslama dayalı bir devlet düzeni kurmayı açlayan bir adamın(terörist demiyorum itiraz ediyorlar) dizinin dibinde oturan Türkiye Cumuriyeti Devleti'nin başbakanı..
    Gözlerimi açtım yeniden. Televizyonda askerin selamı tekrar tekrar gösteriliyordu. O an farkettim gözlerimden iki damla yaş süzüldüğünün..Aslında Org. Büyükanıt'ın sözlerinde yatıyordu herşey..Bu ülkenin kurumları var, kurumları çalışmak zorunda..Evet bu ülkenin kurumları "çalışmak zorunda oldukları için" çalışacaklar, "içinden geldikleri için" değil..Tıpkı askerin selamı gibi..Zorunluluktan..
    Belki içinizden itiraz ediyorsunuz, ne saçma bir korku onlar değiştiler artık diyorsunuz..ABD'nin "ılımlı İslam" modelinin temel örnekleri Türkiye ve Malezya bildiğimiz gibi. Ama ilginç(!?) bir değişiklik oldu Malezya'da ve laiklik Anayasa'dan kaldırıldı. Tabii ki Malezya ile ülkemizi bir tutmuyorum ama "ılımlı İslam" anlayışının ne yöne doğru gittiğini görmek için iyi bir örnek. Siz yine karıştırma onlar değişti diyebilirsiniz..Pekiyi ama ya yine değişirlerse?
     
    Toplam blog
    : 1
    : 364
    Kayıt tarihi
    : 02.09.07
     
     

    Kim miyim ben? Dünya'nın en güzel ülkesinin en güzel şehrinde, şehr-i İstanbul'da yaşayan hukuk fakü..